Dosta Veda Şiiri - Ruşen Işık

Ruşen Işık
36

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Dosta Veda

Beden öyle ıssız, mahşer misali, sere serpe yatar ya;
Sanki tüm romanı kazınır, öksüz bir çiviyle musallasına.

Siner bahtsızlıkların kokusu şimdi bembeyaz kefenine;
Dünyanın en suskunudur o, en yalnızı cami köşesinde.

Kıbleye dönmüş tüm gölgeler etrafta, yalancı hülyalarla;
Duaları öksüz bekler, bir yanında anıları, yokluğu diğer
yanında.

Sen gidersin, ismin gider, izin ve mazin gider peşin sıra;
Ardına takılanlara bak, akanlara bak, karışırken kâinata.

Herkeste bir telaş, bir an önce götürmek, uğurlamak
için seni;
Bu uğultu ne, bu kadın sesi, bu feryat, bu sala seninki
mi?
Sanki koparılıyor zorla ipin, açılıyor hüzün kapın,
yıkanıyor bedenin;
Ben ağlıyorum, kasaba ağlıyor, mevsim ağlıyor haberi
yok terk edenin.

Kim kazdı bu toprağı, gülleri kim serdi, kim yaptı
cennet yatağını;
Uzar dizeler, ilahiler ve rubailer düşündükçe seni.

Karışacaksın yüz sürdüğün, bastığın ve koştuğun şu
toprağa;
Eyvah nasıl örter makber seni, nasıl taşır bu arş, nasıl
bakarım mezarına.

Kader midir bu, azap mı, çile mi hep meçhul, gerçek
hazin;
Bekle geliyor telkin, su misali temiz, meleklerce
cevaplanacak suallerin.

Yalnız değilsin bekleşiyor şehitler ve peygamberin;
Geçeceksin sırat köprüsünden öyle hafif, öyle kolay, öylenarin.
Güle güle sonsuzun yolcusu, uğurlar olsun kardeşim.

Ruşen Işık
Kayıt Tarihi : 9.3.2019 13:46:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ruşen Işık