Dost Ziyareti Şiiri - Remzi Ece

Bir dostumuzu ziyarete niyetlendik bugün.
Eee boş gidilmez ya, bu yazımız da hediyemiz olsun; çamsakızı çoban armağanı cinsinden.

Bizim gençliğimizde iki kutuplu bir dünya vardı. A.B.D. ve S.S.C.B. Coğrafya Öğretmenim Mehmet Sert Bey, üçüncü bir süper güçten bahsetmişti; bugün kullandığımız hemen her sanayi mamülünde imzası bulunan P.R.C.

Sovyetlerin dağılmasına bir yıl kala, ülkemizde Dışişleri Bakanlığı yapan Mesut Yılmaz bunu kavrayamamışken, o günkü arkadaşlarımın kavraması beklenemezdi zaten.

Doksanların başından itibaren, fakirliklerimiz serisinde konu ettigimiz gazeteciler, sözbirliği etmişcesine tek kutuplu bir dünyayı işleyip durdular.

Gelelim bugüne, artık kimse itiraz etmiyor, üçüncü süper güce.
Bizim artılarımız var; kalemimiz ve mizacımız gereği.
Tartışmasız olarak Anrupa' nın patronu olan Almanya'yı; Beşbin yıllık medeniyetin buğünkü haklı temsilcisi olan Türkiye'yi, bu denklemin dışında tutamazsınız.
Ben eskiden beri bu coğrafyanın merkezindeyim, esas ben söz sahibi olmalıyım, iddiasında bulunan, ve bunu açıkça söylemek yerine gayri ahlakî birçok projeyi desteklemekten geri durmayan, İran'ı da göz ardı etmemelisiniz.

Bu denklem, fiili olarak üçünçü dünya savaşını başlatmış durumda.
Bir farkı var, savaş taşeronlar yani maşalar üzerinden yürütülüyor. Halen cereyan ettği yer ortadoğu, ve merkezinde Suriye var.
Açık oynayanlar var, ülkemiz bunların en açık ve ahlaklı olanı. Pislik yapanlar var, Almanya ve İran.
Açık oynayanların kartları da açık.

Tüm bunlar sahnede bize gösterilen gölgeler. Bir de gölgeciler var! Onların arkasındaki tek gerçek ise, Arz-ı Mevud inancı ve büyük İsrail emeli.

Tüm bunları işledikten sonra kartlardan bahsetmemek olmaz; açık oynayan aktörlerin ellerindeki kartlardan.
Bu kartların en önemlisi, Mesud Barzanî' dir.
Türkiye açık ve ahlaklı olur da, biz geri mi dururuz!
Bu kart bizim elimizde.