İki ulu ırmağın arasında boy verdim
Soy sürdüm,
Kutlu ve mutlu günler gördüm
Hürdüm alabildiğine,
Doluydu dizgini seklavi atımın
Nice uygarlıklar kurdum,
Vurdum yazıtlara kerbela balçığıyla mührümü
Sözü mü olur Sultan Süleyman’ın
Ve Nurduz Vadisinde burçları bulutlara değen kaleler ördüm
Saldım selam yıldızlara
Kalın surlarla kucakladım diyarını bekirin
Petrolun boraksın bakırın ceylanın
ve cevahirin yurdu
Medya ve Mezopotamya ülkemdir benim
İslam dinim aşk imanım umudum barıştır
Dövüşte depremde ve tufanda sönmemiştir ocağım
Köz kıvılcım kül
Alev yaparaklı yediveren gül tanıktır buna
Bazen yorgun kuşlar gibi düştüm önüne avcının
Vuruldum.
Bazen katarların kervanına
Büyük acının
Sürüldüm
Yoruldum gıcırdayan kağnılar gibi
Geçidi haramili yollarda
Kırıldı nice gururum yeşil dallarda
Gonca çiçeğim soldu
Ve yitti Cizre yıkıntılarında
Ak düşlü kara kitabım
Yaradana şükürler olsun
Yine de geldim bugüne
Ve tutuştu gerildiğin çarmıh ateşiyle kanımın
Sorgunun dediğince
Gökyüzüne hançerler gibi dikilmiş
Dağların,dorukların oğluyum
Kürdüm! Dört yanı yaralı yurdum
Gül yaprağı ve güvercin kanadıyla saracağım yaranı
Ter,türküyle kuracam yarını
Ve eksenin emek
Enlemin dostluk,
Boylamın barış olacak senin.
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta