senin Datdiri güçcük gızı
Hizarcı Nevzat’a verdiğinde
yeni damadı teklif etmişler de
düğün öğü, bizim bobalık da
onnarınan goya bizi zeyarete ğelmiş
“deniz” dedin mi, “gayık” dedinmi Hobanolu
cip dedin mi Godalolu,
başga vesayit mi var
bunnar Godaloğlu’nun cipden
enerine enmez, görecen bi!
sarmak-gürmek
bizikinnere bi temenna
sabısına gavışmış gopay gibi
yapışdılar yakalarına
garısı bi yandan,
kendi bi yandan
benim bobalığa
“-çıkın Alla(hı) n aşgına,
obal da boynunuza”
“-yau biz bi dünürlere varalım”
dedilerise de
“-orası da bizim burası da
onar bizim yabançımız mı
valla olmaz yau, el ne der
bi yorgunnug çayı için de öyle”
“-yau siz de bi tanışın,
birbirinize bi alışın
yabancımıyız
daa geli-ğederiz, ” dedilerise de
“-valla salman len ha gapbicik ha
netçen sen, biz tanışır yatarız
arkamızdan atlı mı govalayo
hemi de tanışdık tanışcamız gadak,
sayanız da,
sizin tanıdığınız bize yeter de artar da”
“-epap valla münasip düşmez yau”
“-valla yemin etdim yahu
orada bizim burada”
ünneriz Hacıya
o bura ğelsin
uzak bi yermi
a gapbicik”
bakdım olmaycak ben sıvışdım
doru eve
Allah var ya bireş de
bunnarın bu Gaşığara İşinin
hacıanası o,
duyduğumuz o bitirivmiş
o önayak oldu bana galısa da
bize gelip gederkene,
bizim Datdirinin ğızını bek beğenmişimiş,
bizim analık da
“-beker o(ğ) lum yok,
bi o(ğ) lum olsaydı
hu ğızı gaçırtmazdım” demişimiş
“aş tavık kendini darı ambarında
görürümüş” hesabı
sankı senin o(ğ) lan olsa
“-me! ” deycek var ya!
öyle ya gari Datdirinin bizikinnere
temennaları bireş ondan
bizim Barnaksız enişde
noldum-öldüm ille beni çağırtdırıyo
Allah var ya ben de
bizim gayınbobaynan geldikleri uçundur deye
bek oralı olmadım, hemi de
o zamannar Nevzatı da
taha tam-türüs tanımayorun
uzakdan uzağa,
neyise bunnar izbar-üsdüne izbar
bobam “-gakıvı len olum,
gapbecik bi i(n) san içine ğarış”
“-len boba ben esgerciliğe ğederken bile
hurda gapı konşuykan bile deği(l) onnarın
dezemgilin bile,
heş kimsenin davetine ğetmedim de
hinci durduk yerde Datdirilere
üsdelik böyle bi ğünnerinde
neye ğedeyin”
dedimise de….
“-len olum hurda bi ğapı gonşu
“bize ağzını eğmeyo ” derler nenecen
hemi de musafirlerimiz var orda
onara ğarşıda ayıbolu
ikiğün sonura,
“-musafirlerini bize silkividiler ğetdiler” derler
ele-ğüne ğarşı selam aleyküm de otur,
hemi de belki
musafirleriniz ala-ğedin deye ünneyodur”
demeye ğalmadı bu seftede
Halil Ağa bizzat kendisi
“-len gonşu gönder o(ğ) lanı yau Allasen
Nevzat ille senin Hida(yet) tı isdeyo”
ben içimden “-hey.mına ğodumun deyusu
biz gızını isderkene,
yolda ğörse selam vermeyodun
hinci gapıya dura-ğodun
bensiz boğazından ekmek geşmeyo mu”
dedim
bu işin bize bi ceremesi var emme ne?
gerçi verilmeycek hesabım yok emme
valla gene de insanın soluğu dutuluyoru
adam gakar dutar,
yakama yapışır da…..
“bizinkiyne aranızda ne ğeşdi” derse
“iki paralık oluruz valla goca köyde”
deyon kendi kendime
duralakdan bobam geldi
“-gak len, “varıyoru” dedim hinci
gak bakayın eşşolu eşşek,
evin-yerin ayrı olmadığı
gapın ayrı açılmadığı mühletçene
sen daha mükellef bile deği(l) sin,
ben ne dersem o olu bu evde
adamlar yol etdiler gele-ğede
ayıp deye bişiy var yau
emme eyi emme kötü
hurda bi gapı gonşu”
bizin ki yüzüme bakdı
“get nalet osun” dedim,
bu ilafın üsdüne
evi ayırmanın
heş değilise gapıyı ayrı aşmanın
zamanı gelip-geli
zati iki ğün sonura
güçcük bilader esgerlikden geldi miydi
nassı olsa yollar ayrılacak
böğüne ğadar sabretdim
ha iki ğün sonura yüz yüze bakılacak
en eyisi mi, dedi-godu olmadan
eyiykeneee,
Allah bi imkan verse de
başımızın çaresine baksak
Goca Durmuş’un verane mi olu
yonusa Yörük Gızının Goca ev mi
yahut olmazsa
Garavelinin Boladın malikane mi
ya da hıfzoluncaya gadak
Oda’nın birine
anlaşıldı bu iş fazla uzadı
daha fazla uzamasın
kötünnüg olmasın
hurda el ne demez,
kötünnüg olmasın emme
içim cız etdi valla
ben kendimi bilip durun valla
bu cız bi tefa duyuldu mu
bişiyler gopar, taha dikiş dutmaz
nezarete atılısın da hani
sanki çıkış yokdur da
öte tarafı idama gadar varı
öyle bi tecirbe
kötünnüg olmasın emme benden başka bunu
düşünen eden yok
abamı bile ğörmeyon mu
bi çalım, bi çalım
neyimiş de
ev bobamınımış
tarla bobamınımış
çoluk-çocuğuma bobam bakıyomuş
kendileri çoluk-çocuğun
nafakasını temin etcez deye
imannarı gevreyomuş
demek öyle ha! bizim gız
demeğ unuduldu
len taha dün ötüyon
sankı düne ğelesiye
senin sıpaları kim avıdıyodu,
garınnarı nerde doyuyodu
üsdünü-başını kim alıyodu
evlerinin daşını kim çıkardı
kim çekdi
temeli kim gazdı
usdaları kim ekmekledi
deyen var mı……….
yok……………..
olmaz tabi …..
pelit gabıkdan çıkdı
çikin gabığ-unuduldu gari
demek ki, hepisi unudulyo
tabi hinci gapıları ayrı açılıyo,
adı ev saabı oldular canım
olannar deliğannı oldular getdiler de
sünnet etdiremediydiniz de
benim düğün de kesdirtmedik mi
okunuzu ben etmedim mi
sünnetçiyi ben dutmadım mı
beş guruş bekledim mi,
teklif mi etdiniz
alcağınız varıdı da
üsdüne mi yatdım
bunca zaman gelenizi-gedenizi
ekmeklediğimiz cabası
kelek ekdiysem
iki cızı da onara ayırmışıyındır
göğerilik de iki garık da olsa
bosdannık, firenklik
ucun-kıyı da olsa soğan kumpir dedikleyin
satlık bi yer varısa
“boba öderler yatarlar
çoluk-çocukları deliğannı oldu
abamgile alıvıralım,
ikiğün sonura el içine garışcaklar”
içinden gelmeye gelmeye
bobama dedim de ben alıvıdım
iki belik yerleri oldu
emme… gün geldi unuduldu
bizim çocuklar birez geç oldu ya gari
çocukları sırtımızdan enmedi
Allahı var bizim hanım
bağırlarından yitmedi
sırtından eğsmedi
emme görüyon işde;
“köpeg ayağına su dökmüş gadar gelmedi”
neyise; benden yannı halal hoş olsun
emme gücüne gediyo insanın
isder inanın,
isder inanmayın
neyise de!
“-bobam da sankine kiyası ”
gakdım-dutdum,
canım isdemeye isdemeye
ha gerçi “gönülsüz osdurukdan,
bok çıkar” derler emme
dur bakalım, sonu neye varacak
bakdım senin Halil Ağa
bekleyip duru damın başında
“-bosdiyi oş de Halil Emmi”
köpeklerini “-oşş” deyvidi
o namert olasıca da
sinece bişiydi,
Allahın kıtmiri
zati ne yalan söyleyen
bi adamı sevmedim mi
çoluk-çocuğuna,
kedisine-köpeğine de ifrit olurun
okarı çıkdım gacur-gucur
insan onarı bile bi elden geçiri(r) a gapberif
elin keser dutmayomu
“elinden kör eşşek su işmedi mi”
sanki bana neyise de
bi adam gayfadan çıkmadımı
cığarayı elinden düşürmedimiydi
böyük var güçcük var demedi miydi
bil ki evinde düzen dirlik yokdur
bunar bobalı olannı
ikisi de aynı herze
düzenneri de öğnlerinde
taha tanışmadan bile
bu çocukdan pirelenmeye başladım
gerçi ha yenmişimiz yok
içilmişimiz yok emme
olsun,
ne de olsa kapılarına adam yolladım
işin aslı başga varılcak bi yer de yoğudu
valla hinciki gibi aklımdadır
bi yandan
bobam ilk tefa benim uçu bişiy yapıyo
ben de ilk tefa “adam yerine goncan”
deye seviniyon
bi yandan da “işallah olmaz” deyon içimden
sanki başga biri taha varımış gibi
neyise de
olduk-olmadık deyusun biri
olmadık bi laf eder
ayıkla gari, mercimeyin daşını
elin ağzı kesen değil ki büzecen
öyle bile olsa kendim Zülfikar uçu
“-valla hinci ne yalan söyleyen
bireş gözü suludur” dedim de
adam da onu “suluğöz,
murayının teki” sanmış ya
o hesap; hinci
senin Dört Barnak
“-Hal(i) la Ğile
dünür geden oldu mu dediyse birine
adam da olsa, çoluk-çocuk da olsa e deycek
duymuşdur bi yerden
bizden uçu, onnar
“-getmişler” der mi,
der
o da bunu “-demekkiyne
bizinkiynen aralarında bişiy var”
deye yorumlar mı
yorumlar
ya da
alt tarafı adı üsdünde
Datdirinin gızı
kendi ağzıynan yumurtlamış da olabilir
olmadı o başka,
vardır bi hayırı
emme mezebimiz o ğadar da geniş deği(l)
valla ne yalan söyleyen hinci
gene de beni bi sıkıntı basdı
doğruyu ehretdemi söylecez
Dört Barnak yakamıza yapışırsa
ne deycez
öteden beri gelip-getdiğim
bi ev olmadığından
onarın o işlentili gapının mandalı da
mubarek ne zertimiş
şırkadak açarına aşmaz, gıcırdayalak
zarpadak yüklüğe dayandı
gapının arkasındakı ırbık devrildi
zati canım burnumda
bi ma(h) çıp oldum valla
bizikinner aya(ğa) gakmadılar
önşeden görüşüncekli
emme, eski köyün teze enişdesi
höyle baş köşeye oturup duru
üst ayağa gakdı ben girinçe tabi
tabi o beni tanıyoru da
ben bek fe(h) metmedim çocu(ğu)
“-enişdelerin gülü gel bakalım yau
valla ben senin uçu geldim
bak kaynatanı, da get(ir) dim”
bakdım valla Nevzat deliğanlı da bi arkadaş
boy-pos endam demişsin benden gabadayı valla
hemi de girişgen,
benim gibi mılığını yıkan
yere bakan, gara damak deği
gucuklaşdık sarmaş-dolaş
Alla(hı) var hinci tokalaşdık da,
yalınız sol eliynen
insan bi tühaf oluyo ya
tabi o da bana “-enişde” deyoru
böğünkü ğibi aklımda yazzık
senin Dört Barnak
hafsizden gulama eğildi
“-Alla(hı) n aşgına enişde yau
dışardan balık kokusu ğeliyoru,
benim de bu barnaklardan uçu
balık yemem yasak
hinci yemesen gayınoğlan,
ta denize ğetmiş benim uçu
adamlar zati gariben,
ma(h) çıp olmasınnar
ben o değilden ekmeğin içine düreyin
sen bi za(h) met çakdırmadan
kütele ğetsin”
valla derin bi soluk aldım
hani Yılmaz Güney’in filimlerinde oluyo ya
adam idamlıgdan yargılanıyokan
nerden çıkıyosa asıl gatil bulunuyo,
ya da tam asılacağıkana
yalancı şahit ölüm döşe(ği) ne düşüyo da
her şeyi itiraf ediyo ya
aynı mitli, tam öyle oldum
“-ee olum sen aş değimin”
“-len bırak hinci,
o sonurakı gonu”
anam-avradım ossun içim “cız” etdi
vay gadersiz zavallı dedim,
içimden
adam ömr-ü hayatında
bi tefa evlenmeye ğaksın
gele-ğede, gele-ğede
“ayaklarına ğarasular insin”
bi sürü goca(g) afalıynan nişan daksın,
kaş dene gapalıynan gelsin
yetmez toprak basdı,
olmadı deliğannılar
(işlerinde ben de varın aslında)
otopusları daşlasın
bi sürü cereme çeksin
gayınbobasının teklifine ğelsin
onuda zufraya ğele-ğele balık ğelsin
adama da dokdur “-balık yeme” desin
adam da kendi garnını deği de,
bu datdirilerin izzeti nefsini düşünsün
olcak şey mi ya!
insan feleğe gahrediyoru
emme bana ne
tabi…. başka köyden, taha Türkçesi
olan-gız birbirini ğörmeden
dünürcüynen evlenenin
ahiri bu olcak,
bu durumu benden eyi bilen mi var
hanı Nasretdin Hoca eşşekden düşmüş de
“bara ğidi dokdur çağrın” deyeyennere
“duruuun” demiş, “-durun”
……….
“-siz bana eşşekden düşen birini bulun
eşşekden düşenin halını,
en eyi eşşekden düşen anlar”
“çencere dışın gara
seniki benden gara” hesabı
ta.mına ğoyan her yerin ayrı bi ürüsümü var
bobamınan, gayınnamın arasında
çekdiğimi ben bilirin
valla-talla
gerçi bobamın derdi imanı harcağı para da
ötekinner de gız evden çıkasıya
ne edebiliseler edecekler
işin aslı fesli birez de gökgörmediklerinden
Tafik Ağaya uyuvuruyollar
durup-durup bişiy çıkartdırıyollar
yok höyleydi, olmadı böyleydi
emmisinin olu,
dezesini gızı
kök sökdürdüler valla-billa
nişanda dakılan
iki güçcük, bi böyük gafalı olmasa baya da
geçileri ayırcağdık
ben hinci bobama ne deyen, arkadaş
yazzık elinden bişiy gelmeyinşe
o da ha bire bana diş gıcırdatdırıyo
ha bire bana çımkırıyo
hat da;
benim bi gabahatım olmadığını bile-bile
“-işallah senikinner de sana etsin”
deye ilendi zavallı
netsin yazık elinden ne gelir,
emme ne benim, ne bizikinnerin gabahatı var,
etirafdan dürtükleyenner, hömerdenner
gelenner, gedenner
getirenner, götürenner yetiyo
anamdan emdiğim süt burnumdan geldi valla
“-düğününün de deyip,
çekip getceğdim valla
ız galsın”
içimdeki yangıynan
başımı salladım
bizim teze enişde derin bi soluğaldı
benikinin yanda zolda zıfır galı
bu ğarada da zufra da
bi yandan atılıb batı(r)
valla hekimden değil
çekenden sor dedikleri ğibi
çekmeyen bilmez,
benim de başıma gelebilidi de!
çok şükür bizim çocuklardan,
böyle bi irezilliği
bereket versin, yaşamadım
Canab-ı Allaha şükrede şükrede bi ğaldım
benim başıma ğelse neyderidim deye
yalınız hu kesin
ben bu adam gadar geniş,
bu adam gadar ıra(ha) t olmazdım
bi yandan da kendi içimde harbediyon
bereket versin Dört Barnak beni buldu
ben o tarafda hiş kimseyi bilmeyodum ya
zufrada da, ola ola bi balık,
bir-iki baş acı sovan
herkeşin öğünde ikişer ekmek
bi de ortada duz çıkısı, ban(a) caz
“-hadin” dediler zufraya sokulduk emme
herkeşin gözünün öğünde
gözlerinin içine baka
bu işin işinden nası çıkcaz
Nevzat balığın gılçığını ayıtlamak
maksadıynan oyalanıyo
Halil A(ğa) hemen yüksürüyo
“-hadi bakalım garayeğen”
Gayınnası olcak Gedikgeme ğarı
“-bizim burda zabah gej olu”
“-yeyorun yeyorun,
elinize sağlık valla bek gözel olmuş”
“-nişanlın bişirdi,
zahır öyle olu”
töbe töbe
“-ee valla öyleye;
zehir de olsa yerin”
““-va! ” len bu nası iş yau
el-e kitapsızlar””
dedim içimden
-yook canım yodan geldiniz,
hanı fakıt oldu, acıkmışsınızdır
“-öyle öyle, nassı olsa
gayınamın evine ğediyorun deye
üş gündür bişiy yemediydim
ıçcık da sevincimden”
vay anasını o(ğ) landakı dillere bak
ben deği bobalığın yanda
kendi bobamın yanda bile böyle
gaylangaş laf edemen,
etmen
bizim ürüsümümüzde yok öyle
“lök gibi” oturduğumuz yerden gakmayız,
üsdümüze laf gelise
o başka
bu ğarada göz-göze geldik bizikinnerinen
benim vakarımdan memninler
demek ki herkeş bir olmayoru
emme yıvıdannarı da kimse beğenmeyoru
demek kiyne göresek
Halil Ağa bana bakdı o değilden
bomboz benim irenk
içimden.mına ğodumun döyüsü
beter ol i(n) şallah
adam zengin gülüşü ğüldü
“-tabi canım adamlar zabahdan beri yolda
acıkmışlardır”
“heh heh! ”
Nevzat arada bi çakdırmadan
bana ekmek verme mahanasıyınan
balık veriyoru
kendi gatıksız çomaç yeyoru
soğana dayanıyoru
valla o(ğ) lan da, nassı etdiyse
o tek eliynen bek gözel ayıklamış
çıkla et
Nevzata bakıyorun,
sovanı dayanıyoru bi yandan
o mubarekde ayaz mı yemiş ne
zehir-zıkkım
çay soğanı değil ki
adamın gözlerinden ataş fışkırtdırıyoru
ha i(n) san bi fasille file ğor ocağa
n’olcak zoba yanıp duru işde
insan ağşamdan ısladıvımaz mı
nerde bulayın Ebemgarıyı
yokdan var ederdi valla
emme bize de zırnık koglatmazdı
anitakke donyağda soğan öldürü,
mercimek böree, deri peyniri, bekmez
“-ele ğüne ğarşı
yaddan yabandan
bi çıkağelen olu
bi el öğüne çıkmak gereğir
gün bulduğun gün yenmez”
bu ğarada aklıma ğeldi
“-yau Ümmü Bacı afıyon,
yemlik, sokarık,
güneyik garagavık
filen yok muydu
ne de olsa enişde bilmezdir
eyi oludu
“-yok len ay gara gardaşım Hidat
olsa da şeytseydik eyiydi emme
narasın
emme valla heç aklımıza ğelmedi talaşadan
olmadan gedesice,
halı çıkarcaz deye,
arkamızda atlı etişşiyomuş gibi
olsa ha! ekmeğ etdiydik
ha bireş de otböre(ği) ederdik,
höyle çökeleklicene,
acıcana,
iki de yımırta gıraydık
tö(o) hh!
hiç aklıma ğelseya gudurasıca
gelinde kendi başına varıvımış gurk basdırmış
ne ğadar yımırta varısa
olmadan gedesice
valla bek eyi oludu emme,
dün file gedivisem
bi etek gazıp gelsem olmamıydı
emme unutduk
Nemzat yavrım gusura bakma gari
“-yok yok, anne
tabii telaşe vaa
damet gelcek gaa”
deyye
“-emme etdin abıla yeğen Halil’i gönderivin
anam birez önce getirdiydi(n)
nası olsa yumuşdur ha nolcak
alt tarafı ot deği mi bu
anam dikdi, bobam suladı mı
Alla(hı) n otu
enişdeye de nasip olcağmış demek
nasip meselemesi işdee
kimse kimsenin nasibini alıp gaşmazımış”
anamın güneyiği
Nevzatın imdadına bi yetişdiykine
meğerise adam daha önce
hiş güneyik file yememişimiş
gıtlıkdan çıkmış gibi bi yumuluyo
bol-derin dolduruyo
ha bire küteleyo
sonratdan deyvidi de
işin aslı hiş sevmemiş garavığı, güneyiği
“sütlenmiş acı malır gibiymiş”
emme gapbamalı;
balık yerine yerkene,
hiş öyle demeyodu
gazdavlayı,
gazdavlayvırıyodu
ayıklamadan bile çomaç ediyodu otu,
basıyodu duzu
hondalayı hondalıyıvırıyodu
başga bişiyden yemeyodu
tabi hinci unuduldu
nere yemeycek zati,
gala-gala balık galıyo geriye
o da ona yasak,
hinci oldu mu bu?
Allah var ya, haralda
“ziyafete gonacan” deye
essahdan üş gündür bişiy yememişimiş
herifçio(ğ) lu
gayınnası öğüne öğüne sürüyo
mancar gibi gızarmış Gaziri Balığını
“-ha bakayın Nemzat,
bak gayının senin uçu aldı-ğeldi”
“-yau gocağarı demadın adı Nevzat, Nevzat
ayıboluyo valla yau”
“-yeyorun yeyorun, anne,
önemli değil baba”
“-aman bee! ha öyle oluvusun
benim dilim dönmeyoru”
“-fark etmez anne
siz bana iki ekmek daa utaşdırın hele
valla ömrü hayatımda
bu ğadak acıkmadıydım”
meğerisem derdi-ğünü
“önü boş gamlasın
doslar alışverişde görsün”ümüş
de! deycen ben ha bire
“valla ben olsam,
gakınca ğederdim” deye
kendi içimde verip-alıp harbediyon
ben ekme(ği) mi yedim,
ekmek beni mi bilemeyon
benim gayınnaynan,
gayınpeder de höyle garşımda
bizinki gelmediydi eyi kine
dereden-depeden gonuşuyollar ha bire
Halil Ağanın; benden,
benim gayınpederden başga
bildiği yok ku
dağarcığı da o ğadak zati,
tabi gakıp dutup da
“Hidat aslında bizim gızı isdeyodu da
vermedik,
eyi ki vermemişiyiz,
verseydik bak
hinci tanışmaycaktık mı” deycek
der mi der deye bi de
ıldırım fızıynan gelip-geçiyo aklımdan
valla hinci “hızmatı kel etcez”
zati garnım da gazlanıp duru
o da bek oradan daş galdırmamağ uçu haralda
abidik-gubidik,
olur-olmaz şeyden bahsediyoru
,
neyimiş de; güçcükene
“ben gocağarı alcan,
iki ğün sonura ölü(r)
tarlaları bana galır”
“dokdur olcan,
gızlara inne vurcan” derimişiyin de
vırt-vızırık, ebes, ebes şeyler
beter ol,
.mına ğodumun döyüsü
derkene benim bobalığa
“-len valla eyikine ğetmediniz
değilise bizim gayının çocuklarını çağırcağdık
ha onnar ha siz,
nası olsa bu zufra atıldı
demekkiyne size nasip olcağmışımış
kimsenin nasibi,
kimseye nasip olmazımış”
deme(z) mi
efe valla Nevzat’ın bonkör-bonkör
ikram ettiği kılçıksız balık
boğazıma dıkıldı ileri ğetmeyo,
su file işdim emme narasın
ömüğüme
daş gibi oturdu ğaldı,
yumruklayıp file ederken ba(ğ) rımı
gözlerim file çelerdi töbossun
“-getmen”
deye yemin file de etmedim emme
Allahın işi,
orasını bilemecen
yalınız kiyne
ben Nevzata acıyodum
“gadersiz” deye
hu düşdüğümüz hala bak gari
gızardım-bozardım
“yau ben gelmece(ği) dim
ulen valla hu bobam
yarından tezi yok evi ayıracan
n’olusa ossun”
“ele avradını, dinini imanını …..döyüsü,
gelmeselerimiş,
gayınının çocuklarını
çağıracağımışımış da
bilmen neyimiş,
ne demek len bu hinci
len eyi ki bu adamın gızını almamışıyın,
Ya Rebbim sana bi deği bin kere şükür olsun,
Töbe estağfirullah töbe,
Ala(hı) m günah yazma,
Allah senden bi deği
bin kere ırazı olsun Halil Emmi
eyi ki gızını bana vermemişsin,
dutduğun altın olsun
hu ettiğin uçu da
benden yannı halal hoş olsun
Gedikgemenin gızını alsan o da anası ğibi
beceriksizin teki olu nası olsa,
iki el öğüne çıkamazdım valla”
……………
biğün depesine bi vuru insan
atla gari pirinciyin daşını
benim ki…..
baya ra(h) fan
essahdan garı”
de! şükrede, şükrede bi galdım,
içimi ferahlık gapladı ki
eve gelikene, içim-içime sığmayodu
Canab-ı Allah sevindireceğ oldu muydu gulunu
önce eşeğini gaybetdiririmiş ya hani
işdecik öyle
varı-varmaz, sarılayın ayileme
o da hinci “-eskinkini gördün geldin de
bana mı sarılıyon” der mi der
derse-desin anasına satayın sarılacan
sım-sıkı
anam varısa da mı
gayınnam varısa da
vay anası yau
o zamannar nerdeyse alıp-gaşcağdık,
az habar getirmedi, dezem,
dezeme, ona-buna file ganıvısam
………..
cık cık cık
gene de Allahın sevgili guluymuşuyun
çok şükür, bin şükür……..
o fakıtlar gebertsem filen etsem var ya!
sineğ öldürmüş gadak gelmeceğdi gözüme
Halil Emmi! ne eyi etmiş de
gızını vermemişsin bana
gerçi gızına ne deyen ben
zavallı, hiş oralar da esmedi
valla benden de eyi birine vardı
emme bir-iki barna(ğı) yok
varsın olsun
mühüm olan i(n) sannık
Allah gönlünün muradını versin gari
ömür boyu
dünya-ahret bacım osun!
Gara Durdu”
KELİMELER:
İbrahim ÇelikliKayıt Tarihi : 3.9.2007 18:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
bir kaç kişinin ilk göz ağrısı, evlilik hikayesi bir yerde çakışır...... yabandan evlenenin vay haline, Nasirettin Hoca, ilk yardım kalsın bana eşekden düşen birini getirin demiş ya eee
Yer yüzündeki tüm güzellikler senin olsun.Hoşca kal.Sevgiler.Dost.
TÜM YORUMLAR (1)