Her gün bu saatlerde, dönerim işten eve.
Beni bekleyen bir gölge içerde,
Tüm yorgunluğum, sıkıntılarımsa,
Kapı kapanınca artık dışarda.
Şimdi iki şeye açım, bir ocakta pişen aşa,
Bir de beni gölge gibi izleyen kadına.
Koltuğum yine boş, gömülüyorum.
Bir şeyleri unutmanın acısıyla,
Bir köşede masam hazırlanıyor,
Beyaz bir örtü masanın üstünde,
Aceleyle kalkıp itiraz ediyorum,
Çünkü; bana iki şeyi anımsatıyor,
Bir seninle evliliğimizi, bir de ölümünü! ...
Yollarımızın ayrılışını.
Örtü! pembe olmalı, bütün tatlı düşler gibi.
Ağırdan bir parça plakta.
İçkilerimiz peri kızının altın parmaklarında.
Sen karşımda olmalısın masada.
Gözlerim bir şeyler bulmalı,
Cam göbeği gözlerinin duruluğunda
Vakitler ilerlemiş, saat gece yarısı
Yatağımızda sen yanı başımda olmalısın
Hanımeli kokulu soluklarına,
Açmalıyım bağrımı, yeni bir defasında
Sancılı bedeninden bir şeyler geçsin bana.
Gece bitti...
Bütün korkum yeni bir sabah,
Sensiz başlayan. yokluğunla dopdolu
Nurhan Göktürk(21 Eylül 1984-Konya)
Nurhan GöktürkKayıt Tarihi : 8.10.2003 23:06:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!