Cânlar, riâyet eyleyib erkâna, döndüler;
Tennûrelerle tâir-i perrâna döndüler.
Bir bir uyub imâma, duyub aşk Ezânını,
Tekbîrlerle Kıble-i cânâna döndüler.
Mollâ-yi Rûm, verdi semâ’ emri anlara;
Bir karanlık geliyor yokluğunun ardından
Ne zaman güneş batsa bu son gecem diyorum
Vazgeç yalan dünyanın köhne saltanatından
Yetişir bunca keder, bunca elem diyorum
Her şey sağır içimde ne şiir ne musiki
Devamını Oku
Ne zaman güneş batsa bu son gecem diyorum
Vazgeç yalan dünyanın köhne saltanatından
Yetişir bunca keder, bunca elem diyorum
Her şey sağır içimde ne şiir ne musiki
Günaydın,
Derin bir şiir, boğulmadan okunmalı bence.Kutlu olsun.
‘’Baş-kesdiler Velîleri devrin huzûrda;
Hakk’ın Halîle sunduğu kurbâna döndüler.’’
Baş kesmek şeyhin huzurunda dua eder durumda bulunmak.Baş keserken sağ ve sol ayak parmakları üstüste getirilirek ayaklar mühürlenir.Sağ el parmaklar açık olarak kalbin üstüne getirip, diğer el böğre doğru uzatılır.Bu tam teslimiyet ifade eder.Şair bu hali Allah’ın Hz. İbrahim(A.S.)’e kesmek için yolladığı kurbana benzetiyor.
‘’Diz çökdüler önünde erenler kitâb açıb,
Bahs-i Ledün’de tıfl-i debistâna döndüler.’’
Bahsi geçen önünde diz çökülen kitap ‘’Mesnevi’’dir.Mevleviler Kur’an ve Mesnevi önünde diz çöküp saygılarını gösterirler.Her mukabele (Kur’an okuyup takip etme işlemi) sonunda Mesnevi’den birkaç beyit okunup açıklanır.Mevlevilikte mesnevi şerhi çok önemlidir.Mevlevilik sadece zikir ve ibadetten ibaret bir tarikat değildir.Mesnevi mevlevilerin kalpleri kadar kafalarını da aydınlatır. ‘’Bahs-i Ledün’’ tanrının sırları demektir.Bu sır karşısında en büyük veliler ve alimler bile ‘’tıfl-i debistân’’a ilkokul çocuklarına dönerler.
’’Gördüm, huzûr-i Pîr’e gelib ağlayanları;
Derhâl açıldılar, leb-i handâna döndüler.’’
‘’huzûr-i Pîr’’ den kasıt Mevlana’nın kabridir.Şair kabri ziyaret edip dua edenlerin sıkıntıdan kurtulduklarını, huzur ve sükuna kavuştuklarını söylüyor.
‘’Etdim Nigâh, edeble varıp yalvaranlara;
En bî-nevâ gedâları sultâna döndüler. ‘’
Beyit Mevlana’nın insanlar üzerinde yaptığı tesiri anlatıyor.Onun etkisi ile içlerindeki ilahi varlığı hisseden insanlar aşağılık duygusundan kurtulurlar.Kendinde tanrıyı bulan bî-nevâ gedâ(fakir dilenci) sultana döner.
‘’Bir demde hayret açları, hasret susuzları,
Hâkan imâretindeki mihmâna döndüler. ‘’
Mevlana’yı ziyarete gelenler arasında zenginler de vardır.Mevlevi'liğe intisap etmiş padişahlar,ileri gelen devlet adamları, eşraftan insanlar vesaire.İnsanlar konumu durumu ne olursa olsun maddi manevi sıkıntılar çekerler.Alimler, yüksek kültürlü insanlar arasında bu hayret açları hasret susuzları vardır.Bunlar da Mevlana’yı tanıyınca padişah imaretine gelmiş misafirler gibi ağırlanır.
O Hastanın Ustası Var
Şu dünyanın dönmesi/ne
Bir yanıp bir sönmesi/ne
Deme kendi kendisi/ne
Ustası var ustası var.
Aklın varsa düşün biraz
Nasıl gelir dala kiraz ?
İşin gücün hep itiraz
Getireni ustası var.
:)
’Cânlar, riâyet eyleyib erkâna, döndüler;
Tennûrelerle tâir-i perrâna döndüler. ‘’
Mevlevilik gibi bazı tarikatlerde müntesipler birbirlerine ‘’can’’ diye hitap eder.Tasavvufa göre insan ‘’ten’’(vücut) ve ‘’can’’(ruh) olmak üzere iki varlıktan mürekkeptir.Ten ölünce yok olur can ise ebediyete kavuşur.Maddi varlık ten doğa kanunlarına tabidir.Ruhta ise maddi varlığı aşma gücü vardır.
Tennure, Mevlevilerin sema yaparken giydikleri elbisedir. Bu elbise dönerken adeta bir kanat gibi açılır. Şair girizgah beyitinde, usul-ü erkâna uyarak dönen bendeleri uçan kuşa benzetmiş. Kuş ve uçmak insanı maddi hayata bağlayan zincirlerden kurtulmanın özgürlüğün sembolüdür. Can, daima geldiği tanrı katını özler. Semâ, rastgele dönmek değildir. Dönüş hareketi can’a uçma gücü verir.
‘’Bir bir uyub imâma, duyub aşk Ezânını,
Tekbîrlerle Kıble-i cânâna döndüler. ‘’
Semâ, başlamadan önce müezzin dede ezan okur, imamın arkasında namaz kılınır.Kelime-i tevhid söylenerek Allah’ın birliği ve yüceliği dillendirilir.Semâ eylemi dini unsurların yanısıra raks ve musiki ile mistik bir hüviyete bürünür. Semâ yapan canlar, birey olmaktan çıkıp bir imama uyarak ortak sevgili olan Allah’a yönelirler.
‘’Mollâ-yi Rûm, verdi semâ’ emri anlara;
Cânlar da inkıyad ile fermâna, döndüler.’’
’Mollâ-yi Rûm, Mevlanadır. Semâ ayini onun tarafından konulmuş ve halen devam etmektedir. Mevlevilik Mevlana’nın izinde olmak demektir. Mevlana’ya uyan anlamına gelir. Onlar için Mevlana bir mana sultanıdır. Buyruğu padişah fermanı gibi algılanır.
’’Şevk-i Şeb-i Arûs ile üftadeler, bakın!
Mestâne geldiler yine meydâna, döndüler’’
Ölüm Allah’a vasıl olmaktır İslamda. Yüce yaradana kavuşmayı düğün sayıp Ölüme Şeb-i Arûs(düğün gecesi) der.Şair Mevlana’nın izinden gidenlere, üftadeler(düşkünler) diyor. Şevk ile mest olup döndüklerini söylüyor.Meydan dergahtır.
‘’Âşıkların görünce şu bî-hûş hâlini,
Arş’ın bütün melekleri sekrâna döndüler.’’
Kendini tanrıya veren aşıklar adeta akıllarını kaybetmiş gibi bir vecd halinde bî-hûş yaşarlar.Bu tanrı ile bir olma kendinde tanrıyı bulma anlamına gelir.Bu çok yüce bir mertebedir.Onları seyreden melekler sarhoş olurlar.
kutlarım üstadın emeğini.
İnsanlık dünyanın döndüğünü söyleyenlerin canına kıymakla meşgulken, tasavvuf ehli tüm varlıkların kendini yaratan, yoktan var eden, BİR etrafında döndüğünü kalp gözleri ile nasıl da keşfetmiş.
Kemal Edip Kürkçüoğlu yazılı edebiyatı çok sevmediği için az bir kısım çevrede iyi tanınan gönül adamı bir şair, akademisyen ve hocadır. Şüphesiz Mevlana ülkemizin yetiştirdiği pek çok şairi yazar ve aydını derinden etkilemiş büyük bir fikir adamıdır. Hoca rahmetli de bunlardan birisidir.
Yakın tarihimizde yaşayıp vefat etmesine rağmen edebi kişiliği ve eserleri ile ilgili bilgiler kısıtlı.Zannımca kendisi Mevlevi dergahı ile sadece gönül bağı olan birisi değil, aynı zamanda müntesiplerinden.
Şair dünyaya bir Mevlevi dervişi gözüyle bakmış. Bu şiir Mevlevi tarikatının inceliklerini ve usullerini anlatan, bu dergâh çevresinde oluşan kültür unsurlarını içeren manzum bir yazı gibi harikulade bir eser. Şiire en büyük şiirsellik katan şey ‘’döndüler’’ redifi. Bütün şiir, şiire kuvvetli bir ahenk sağlayan, bu döndüler redifi etrafında dönüyor.Şiir beyit beyit açılınca eserin kıymeti harbiyesi gözler önüne seriliyor.
Anlayabildiğim kadarı ile şiir manidar ve disiplinli tombala usulü değil usta şair emek vermiş.Rahmetlinin İslâm Mecmuasında da şiirleri yayınlanmış.Hay Allah yayımlanmış mıy doğrusu her neyse siz anladınız :) İslam mecmuası deyince o zamanlar benim de birkaç şiir denemem basılmıştı :)) O mecmuaları ciltletmiştim.Kütüphaneme bir bakayım rahmetlinin şiirlerine raslayabilirim sanıyorum.
Bu yüzden rahmetli şair hocam sayılır.Mekanı cennet olsun.
Şimdi efendim şiiri ve şairi geçtik.Şimdi kafama takılan bazı konular var lakin burayı savaş meydanına döndürme ihtimalinden dolayı şimdilik yazmıyorum.İlk kurşunu..! ben atmış olmayayım.Atan olursa gereği yapılır elbette. Saygılar.
Şeb i arus'a giden günler için güzel bir karşılama şiiri...Mevlevilik olgusun turistik anlayıştan üste sıçratılarak daha güzel ve derin anlaşılmasına yol açar bu yıl kutlamalar umarım..Bu anma günlerinin Mevleviliğin zengin ve renkli dünyasının ,yeniden ve yeni zamanlarda yaşanabilirliği yönünde açılımlara imkan vermesi dileğimizdir..
Şiir türü içinde güzel bir şiir..Saygılarımla
Kısa ve öz
Kitaplar dolduran tek/bir söz
Onunla şenlenir alem
Onunla ışıldar makber
''ALLAHUEKBER''
Seçici kurula şiir seçkisi için teşekkürler.
Bu şiir ile ilgili 39 tane yorum bulunmakta