Sen benim dönüm noktamdın. Uzak şehir türkülerinin, bir zaman tünelinde, pişmanlık içinde savruldukları bir sabah arifesinde, gömleklerinde geldikleri hatıraların izleri, lekeleri duruşlarının sevgi ekseninde beliren.
Akşamdan kalma artık bir sokak lambasının hüzme dolu ışığında korkarak geldin. Sorularımın sonsuza karşı cevap noktasında geldin. Ne yapmalı, nasıl yapmalı ikileminin girdabında geldin.
Umutlarımın gece mavisi gibi rengini bulduğu anda geldin. Bir koridorda, bir sonbahar geçidinde, anları kavuşturan semanın en koyu vaktinde geldin.
Bir eylül sabahında, iliklerime kadar tanıyorken seni, yabancı değilken bu bakışlara, uzak gurbetlerin hıçkırıklı sesinde ve yüreğimin sana karşı duyduğu karşı konulmaz, anlaşılmaz karışıklık içeren yürek iklimlerinde, bir çocuğun ettiği duanın kuvvetinde, bir yolun en pürüzsüz ve zahmetsiz terminalinde karşılaşmıştık seninle.
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
dakikanın saate eş olduğu zaman,tebessümün gözyaşına nikah kıydığı zaman... çok güzel mnr
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta