Dönülmezlerin Başında

Yüreğin kavurur
derya ortasında dumanı düşse üstüne

Göz kırpımı
yakın / uzak
yaşam / ölüm
kalbın fırlayan bıldırcın
kanadı
sunabileceğin tek şey
Dönülmezlerin başında

Dağların tepelerinden bulutlar
kemirmeye başlar
ovaların terinden yeşil kayalar
Dumanında sigaranın

“ A R A N I Y O R “
afişlerini görüyorum
kan ter içinde duvarları kentin
yüzün ilkyaz telaşında
ilk çiçeği açmış dudaklarında
rüzgar kınından fırlamış aşağı
uçsuz bucaksız diyarlarda
koşuyor gözlerin fersiz
ter içinde
dönülmez sevi yolu
tutuşur ırmak yatağında
yüreğin
bütün dönülmezlerin başındasın
ya
ya
ya da yok
ölümü yaşamak mı tüketir.
Vurgun yemiş soluğunda

dönülmezlerin başında
bulutlar dağların tepesini kemiriyor
kent surlar ardında
ter içinde

deniz
dibinden çöl yangınına tutuşur
sigaran dumanı yüreğin kavurur
tam ortasında
nuh tufanının
terk edilmiş harabeler diyarı
kent
rüzgar saldırmakta
her sokak dibine
çarparak çığlıkları
dönülmezlerin başında

bir ölünün başından su döker gibi yavaşça
akar
toprağı
kan ter içinde
sancıya tutulur ana
ilkyaz telaşında
ter
içinden fırlayan
yedi renk
yedi sevi güllerinin
tomurcukları
dönülmezlerin başında

emilmemiş
kız memesi kadar
ve
dağ tepelerini kemirir
bir çift kösnülü dudak
kösnüsünden
köpek ulumasıdır
kadın
dağın
buğulu ıslak
memelerinin ucundan
buğusu yayılır
“D A M A Ğ I N A ”
dönülmezlerin başında

bir bulut kemiriri kemirir
bir damla yaş
yağmur tanesi derya ortasında
küçük halkalarla
dalga
kaynayan
dibinden denizin
bir şimşek çakar
kıyıdaki kayaya
dönülmezlerin başında

irkilir ulumalarından
kösnül dudaklar
kılları dikilir

muştular
kösnünün zirvesini
bir dağ tepesinden

gürül
gürül fışkırır
ırmak yatağında köpük köpük (akar)
örselenmiş
derya diyar ortasında
dönülmezlerin başında
Turgay Delibalta