Sırça köşkünden alıntılar yapıyorum esmer tenine
Boynuna asırları diziyorum inci inci
Merak etme sevdamı sürmeyeceğim dudaklarına
Saçlarından yıldızları eksik etmeden, ekmek katıyorum biraz okyanusuna
Kısırlaştırılmış bir at koşuyor, bölünüyor sevdalar sevdama
Bir tutam tuzla mavilikler bırakıyorum düşen saç tellerinin yerine
Gözlerin düşüyor, bir şarkının sözlerinden önce
Sonrasında ne çalsa seni anlatıyor,
Mırıldanamıyorum
Kalbimin dört odasının da camları açık
Havalandırıyorum sonbaharın sonuna
Düşüncelerim dökülmesin diye şapka takıyorum
Ve güzel koksun diye ellerim, fesleğenleri okşuyorum
Kimsem olmadığından kalabalık oyunlar hazırladım
Kar yağacak birkaç güne ne de güzel anlatacağım
Şubat ayının intiharlarını
Küçük bir evin bacasına bakarak seni yazacağım
Ve bu şehirden giderken sana ağıtlar bırakacağım
Tüm ülke dillerinde, Tanrı gözünden
Sonrasında tarifsiz susacağım, beyaz bir gölgenin kayıtlara girmeyen boyutlarında
Kapım açılmadan dökülmeyecek tıka basa dolu ruhum
Sen çaldığın an kapıyı, çırılçıplak hikayelerim dökülecek
Ben ise oturacağım bir taşın altına
Sizi izleyeceğim...
Kayıt Tarihi : 4.4.2023 15:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!