Dön Dolaş Yine Bana Gel Şiiri - Sevinç K ...

İnsanlığı uygarlığa taşımaktır yücelik
Bu yücelik tarihidir Göktürk-Oğuztürk-Atatürk
Ve yücelikleri güçlendirendir peygamberler
Allah’ın insana mukaddes hikmeti olarak…

Şeytan, madde bağımlılığıdır, hukuksuzluk bu şartıdır. İnsan, madde ve maneviyat ile bütünlüğüdür, hukuk bu özveri gereğidir. Hukuk, madde ve maneviyat dengeKutsallık yüceliğe güçlendirmektir. Bu yüzden kutsaldır peygamberler. Bunu niye anlatıyor diye merak esiyorsunuz, biliyorum. Ben de bir meraka kapıldım, Yunus Emre ve Mevlana’yı düşündüm kendimce biraz. Nedir onlarda insanı mutlu eden acaba diye bir de şöyle bir konuyu aracı ederek ve bir ön düşünce açılımına yorumladım bir özetini;
Şeytan, madde bağımlılığıdır, hukuksuzluk bu şartıdır. İnsan, madde ve maneviyat ile bütünlüğüdür, hukuk bu özveri gereğidir. Hukuk, madde ve maneviyat dengesini eşitleyen bir terazi ölçeğidir. Arzu, istek, heves, akıl ve mantık beş duyumuzdan oluşan sağduyu coşkusudur. Beş duyumuz olarak koklama, görme, duyma, konuşma ve cildimizin dokunum solumaları bütünlüğü haliyle disiplinli bir terbiye emeğidir sağduyumuza. Bu terazi, bir kefesinde sağduyu coşkusu diğerinde sağduyu bütünlüğüne emekte eşittir ağırlıkta. Bu teraziyi tahterevalli ettiren de şeytanın şerridir. İnsana hükmedeceğim diye yırtar orayı burayı, yırtınır orasını burasını, başarısız değildir elbette. Bu yüzden, kardeşi kardeşe vurdurması için insanı zayıf anında kendine ordu etmeye kazandığıdır. İnsan ve melek terazinin bir kefesinde diye düşününce bir an, anlaşılır oluyor insanı insanlıktan çıkarıp, kendi safına para, şöhret vs. ile kazanıp uşaklık ettirmesi. Ve Şeytanın vereceği emek ölçüsü de. İnsan mola verebilir, şeytan vermeyecek asla mola.

Bu ön düşünce açılımı ile tasavvuf müziği huzurunda Mevlana’ya her sağduyu bütünlüğü ve sağduyu coşkusu, gerek saygı gerekse var olabilecek sevgi eşliğinde teşekkür hisleridir diyorum. ‘’Ne olursan ol yine gel’’ denilmeli insana. İster şeytana yenik düşen insan, ister şeytan olsun, onlar da gelecek hür huzurda dinlenceye. Ve ayrıca, dönemin hal varlığı olan bir huzursuzlukta, bir karmaşada bir grup insanı veya bir tek de olsa bir nebze mutluluk duygusuna yaşam tattırmaktı belki bu sadece, ne olursa da ve kim olursa da. Bu sosyal hizmet yüksek değer barındırıyor, şüphesiz.

Ve Yunus Emre’yi düşünürken de

‘’hadi canım
Dön dolaş yine bana gel’’

melodisiyle tatlandırdım bir olası duyarlığı. Bazen maddiyata ağırlık gösteriyor ve bırakıyor da kendini bu özelliğe, gidiyor o yolları adımlayarak engebe yaratılacaksa yaratarak, aşılacaksa aşarak ve maneviyata da aynı içtenliklerle. Nihayeti ise insanlığın yüceliğine kendi kanatlarında ulaşmaya yolları yarattığı ve/ya yaratılan engebeleriyle izleyişidir hürce ve zahmetlerine de özgür bir özgünlükle ilerleyişidir sadece. Bu kişisel sosyal duyarlığına fahri emeği yüksek değer taşıyor olabilirliği barındırıyor, şüphesiz.

Bu mutluluklar, birinde kişisel, diğerinde toplumsal fahri hizmet olarak sosyal güzellikleridir. Hüzünlü bir günümü doldurmak için düşündüm bunları sadece….

8 Ağustos 2008