Dokumacı Emine Şiiri - Kasım Kobakçı

Kasım Kobakçı
2811

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Dokumacı Emine

Bir tezgâh gıcırtısı.
İlmek ilmek, sabır kokan,
Kâh çocukluğum, kâh annem, kâh da geleceğim olan,
Bu dokumanın şarkısı.
*
Doğum yerim, bir fabrika semti de olsa,
Isdar denilince,
Uyanır ruhumda hep, derin bir tutku.
Sanayi denilen, o devasa makineler,
Önce zamanını, dikkatini, gücünü,
Sonra da hünerini, anlamını, ruhunu alıp insanın,
Bir yanını, eksik bırakıp,
Ardından, seri üretimin içine salıyor,
Ve anlamsız kılıyor.
*
Seni ne iğneler, ne de tığlar anlatabilir,
Ne de fabrikada, dönen bir makine,
Sen ilmeğinle, renginle, sabrın ve emeğinle,
Benim sanatımsın ısdarım...
*
Ustaların, kalfaların, çırakların vardı senin,
Bugünün modasında, bıraktığın izler derin,
Hünerli ellerde, ya doğmakta, ya da yaşamakta eserin,
Nakışçı Selma’n vardı.
İplikçi Döne’n ve Boyacı Hatice’n...
*
Eğirenlerin, yüň eğirenlerin, boyayanların vardı senin,
Biri diğerinden parlak, kök boyaların,
Desenlerin, motiflerin,
Mekiğinde, tıkırtında, çözgünde, atkında,
Bir şeyler vardı senin,
Kirmanlı Emine’n vardı.
Yün yıkayan Ayşe,
Tarakçı Zeynep,
Rençber Fadime ve Usta Gülsüm’ün...
*
Seni ne müzeler, ne de camekânlar anlatabilir,
Ne de, duvara asılmış bir resim,
Sen tezgâhınla, mekiğinle, tarağın ve gücünle,
Benim sanatımsın ısdarım...
*
Tezgâhımın çözgüleri, atkıları vardı,
Yünden eğrilen gerginliği,
Geleceğe, bir desen gibi uzanan,
Düğümleri, saçakları ve kimliği,
Tezgâhımın sabırlı kadınları, bekçileri vardı benim.
*
Kirkit, mekik bir ahenk yeri,
Genç kızlar, desen dokur,
Kilimin cicimi ve ziliyi,
Her biten eseri ve bayramını,
Hayranlıkla izleyen, yürekler var seni.
*
Motiflerin, simgelerin, desenlerin,
Renklerin vardı senin,
Uğrunda geçeni günlerin ve gecelerin,
Kendini sanata adayan, bu cevherlerin,
Koçboynuzu’n vardı.
Elibelinde’n,
Göz ve Pıtrak’ın,
Yıldız’ın...
*
Al, mor, sarı,
Eskiden senin olan, o üç rengin,
Lacivert,
Bordo,
Yeşil,
Turuncu,
Kahve,
Eflatun,
Şimdiki tonların,
Zamanında her evdeyken, unutulmakmış kaderin,
Güzelliğiyle ve sahteliğiyle bir de,
Sentetik boyan vardı senin...
*
Seni ne kelimeler, ne de şarkılar anlatabilir,
Ne de, çok bilen bir alim ya da cahil,
Sen desenlerin, öykülerin, sırların ve sevdanla,
Benim sanatımsın ısdarım...
*
Toprağımızın, geleneğinden midir bizde,
Yeni karşılaşan, iki kadın birbirine,
Önce halini,
Ardından, el işini sorar,
Ben dokumacıyım,
Yayladanım, köyüm Motiflipınar.
Bir Yörük kızıyım,
Gülizar’ın kızı,
Dokumacı Emine’nin torunuyum.

Kasım Kobakçı
Kayıt Tarihi : 10.10.2025 22:56:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!