99 Ocağı
Yıl bin dokuz yüz doksan dokuz
Yirmi bir yıl oldu arkadaşlığımız
Yeni bir yıla yeni bir hayata
Yine kendimle giriyordum
Cüzdanımda piyango biletim
Hayalimde trilyonlar yoktu
Ama yine de ben umudu biliyordum
Umut beni
Sıfır kilometre bir aşktaydım
Sıfır kilometre bir yılda
Bir aşktaydım
Kaldım hiç geçemediğim o noktada
Bir aşktaydım
Aşkın hız sınırını aştım
Gazeteyle örtüldü tüm aşkım
Yanlış bir yalnızlıktaydım
Bu içini dolduramadığım
İçimi bu dolduramadığım kentte
Falıma bakıyordum
Ve lanetler yağdırıyordum
Lanetler
Seni bana veren
Doyamadan sana
Seni benden alan bu kente
Oysa suçsuzdu
Masumdu
Yargısız infaz vardı yüreğimde
Yaram vardı kanıyordu
Derman olmuyordu
Oysa biliyordum
Başka kentlerin derman olamayacağını
Başka aşkların yara saramayacağını
Ocaktaydık
Günler uzamaya başlamıştı
Geceler kısalmaya
Kardeş kardeşten çalıyordu artık
Ve artık tükeniyordum geceler gibi
Doksan dokuz ocağındaydım
Öğrenciydim
Eski bir fotoğraf gibi
Çerçeve içindeydim
Gündemde öğrenci olayları vardı
Magazin patlaması Türk Müslümanlığı
Konuşuluyordu televizyonlarda
Dışarıda hummalı bir hayat vardı göremediğin
İçimde yeryüzündeki tüm feryatlardan
Yüce bir feryat vardı göremediğin
Ve göremediğin bir şey vardı
Kalbim vardı sevdiğim sana verdiğim
Bir aşktaydım
Bir ayrılıktaydım
Bir yazgıdaydım
Seni insanlardan koparıp
Seni insanlara bağlayan her ne varsa
Siyah beyaz bir fotoğrafta
Anılarda kalmış bir anıda
Askılıkta asılı kalmış bir aşkta
Olması gerekenlerin
Bir türlü olmak bilmediği
Lanet kokuşmuş bir yazgıdaydım
Bu şehirde bu yazgıyla
Bir tek ben kalıyordum
Birer birer döküldü ham meyveler
Gidiyordular
Umut üzerinde umuda gidiyordular
Sizlere kızgın değilim
Ben kızgınlıktan önce
Bir yerlerime su serpmeyi öğrendim
Gittiniz
Ne zamana çatıyorum
Ne de ayrılığın zamansızlığına
Bir gün mutlaka diyorum
Bir gün mutlaka
Aramızda bir imla hatası gibi duran zaman
Anlayacaktır bizi
Ve bir ev kızının
Dokunmaya kıyamadığım
Elleri arasında yitirecektir bulaşıklığını
İşte gidiyorsun
Son anda dokunduğum
Saçlarının her bir teline
Düşüyordu sevdam
İşte gittin
Sıcak bir el bile sallayamadan birbirimize
Alıp götürdü otobüs seni başka iklimlere
Ardından sadece senin için yazdığım
Kırık bir şiir kaldı geriye
‘’Görme mecburiyetinde bırakıldığın yerlerden
Ulaşmak için hareket ettiğin gurbet şehrinden
Bir yolculuk selamı sıcaklığında
Bir yolculuk selamı sıcaklığıyla
Uğurluyorum seni
Uğurlar ola
Uğurlar ola yüreğim
Git
Dönersen namertsin
Yol bitmez
Sevda bitmez
Bilmez misin? ’’
Gittin…
Geldiğin gibi gitmedin
Ama gittin…
Her adımında dibe çöken birini bıraktın geride
Suskundum…
Suskundu yollar
Çıt çıksa çığ düşecek gibiydi buralar
Yürüyordum…
Yürüyordu insanlar
Yürüyordum hasrete
Ütülenmemiş bir aşk bıraktın geriye
Gittin…
Kabarık bir fatura gibi duruyordun önümde
Ve senle ilgili ne varsa lükstü
Oysa ben beş parasızdım
Yokluğunun ertesinde
Savaştan yenik çıkmış halk gibiydim
Terk ediyordum kaçıyordum buralardan
Valizimi hazırladım
Mutfakta sanki bir aşkın getirdiği
Bulaşıklığı temizlerken
İçimde parıldayan yeni yeni yarınlar sezinledim
Son bir şey kaldı yapacak
Tüm yaşadıklarımı
Burada
Bir takvim yaprağında bırakmalıydım
Yani seni
Ve senli her şeyi
Ve anladım ki
Ben seni değil
Ben seni kalbine nakış gibi işleyeni sevdim
Nakış gibi işleyenleri
Gidiyorum…
Otogar bomboş
Tüm ürünü toplanmış tarlayı andırıyor
Yalnızca
Yalnızlığım el sallıyor
Hareket saati…
Dün para çektiğimiz bankayı görünce camdan
Sıfır kilometre bir aşkın içeriği
Elli kilometre hızla giden otobüste
Hesap edilemeyen bir hızla geçti aklımdan
Düşünüyorum da
Ne kaldı bu yaşamışlıktan
Aynı gün saat yirmi iki
Giden bir yolcu
Ardında bir ocak günü
Ve sıfır kilometre bir aşk
Gazeteyle örtülü
Kayıt Tarihi : 3.9.2006 21:58:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ahmet Yusuf Işık](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/09/03/doksan-dokuz-ocagi.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!