Doğum günüm
Bugünüm armağan bana
Bugün benim doğum günüm
Sıkı sarıldım hayata
Bugün benim doğum günüm
..
Zümrüt adını yemyeşil gözlerinden almıştı.Ona bu adı babası takmıştı.. 3 yaşında geçirdikleri korkunç trafik kazasından sonra ailesini kaybetmiş babaannesinin yanında büyümüştü. Babasını ve tabi ki annesini çok özlüyordu Kazadan ona kalan tek anı sakat bacağı ve yaşlı babaannesiydi.Babaannesi oldukça varlıklı bir kadındı. Torununa kendi evladını kaybetmenin verdiği acıyı bile hissettirmemişti onca yıl.
Zümrüt zayıfça solgun yüzlü bir genç kızdı.Son zamanlarda hepten solmuş içine kapanmıştı.Babaannesi gözünün nuru torunundaki farklılıkları hissetmeye başlamıştı bile.Biricik torunu büyüyordu artık. Odasına kapanıp saatlerce bilgisayarı başında bir şeyler yazıyordu.Hiç arkadaşı yoktu genç kızın.Sakatlığı onu hep bir adım geri bırakıyordu çünkü.. Bacağı yüzünden koşamamış ip atlayamamıştı yaşıtları gibi.Dolayısıyla da hep yalnız kalmıştı..Bunca acımasızlığına rağmen hayata sevgi ile bağlıydı. Sevgi dolu bir genç kızdı.
Nihayet son zamanlardaki sıkıntının sebebini çözmüştü yaşlı kadın.Bilgisayarda tesadüfen okuduğu aşk şiirlerinden sonra. Zümrüt mahallenin yakışıklısı Ali’ye gönlünü kaptırmıştı. Ahh diyordu.Ahh ona bir layık olabilsem.Aklına girsem..Gönlüne düşsem.Rüyası olsam..Belki bir gün fark edileceği umuduyla hep beklemişti.Sessizce gizlice uzaktan sevmişti.İmkansız olduğunu bile bile.Fark edilmeyeceğini göre göre.Bir dilenci olmuş kapısında bekliyordu sanki.Bir yudum mutluluk bir içimlik aşk için…Her gece erkenden yatağa giriyor.Gözlerini sımsıkı kapıyor ve bekliyordu…Hadi hadi sevgilim gel gir rüyalarıma.
Ali oldukça yakışıklı dikkat çeken bir gençti.Sosyal ilişkileri de buna bağlı olarak oldukça faaldi. Etrafında her zaman bir arkadaş çemberi olurdu.Oldukça da zekiydi. Zümrüt’ün ona olan ilgisini fark edecek kadar…Usulca bir avcı edasıyla sokulmaya başladı ürkek ceylana.Zümrüt’e bacağının sakat olduğunu bile unutturtmuştu Ali.
Başına geleceklerden habersiz bu tehlikeli yakınlaşmanın heyecanını yaşıyordu kendi saf dünyasında genç kız. Öyle ya sonunda gelmişti beklenen. Bakışlarda özlenen.Ateşlerde közleyen..Gelmişti …Hayatına girmişti ya.. Ne önemi vardı varsın benim kadar sevmesin.Varsın benim gözümle görmesin.Benim sevdam ikimize de yeter diyordu.O benim nefesim diyordu.İnsan nefes almadan yaşabilir miydi ki… Pek güzel değildi ama yüreği asildi sevdası asildi Zümrüt’ün.
3 hafta olmuştu uzaktan bakışmalar ve kaçamak gülüşmeler artık yerini el ele dolaşmalara bırakalı.Zümrüt Ali’sine sevgisini aldığı pahalı hediyelerle yazdığı aşk şiirleriyle ispatlamak için adeta çırpınışken Ali alınan hediyeler ve kendisi için yazılmış şiirleri arkadaşlarına göstererek saatlerce eğleniyordu. Vefasız sevilen asil yüreğin sevdasını kullanmayı aklına yerleştirmişti bir kere.Hiç sevene bu yapılır mıydı.Sevdalı yürek böylesi yaralanır mıydı.
Yoluna kazdığı çukurları ancak içine düşünce fark edebilecekti.Oysa ki onu sevdikten sonra yaşam bulduğuna inanmıştı.Oysa ki onu delicesine sevmişti.Oysa ki onu ölümüne sevmişti Zümrüt..
..
HER KAPININ ARDINDA BAŞKA BİR HAYAT VARDIR
Her kapının ardında başka bir hayat vardır
Kiminde zevk ve sefa, kimisinde pek dardır
Kimisinde, hengameyle dans ederken dakikalar,
Kimisinde, yalnızlığın sıkıntısı insafsızca boğazlar...
..
18 Temmuz 2008 Perşembe
Sana ayrılık şiiri yazıyorum bugün,
İçinde hasret rüzgarları esen.
Şimdi aynı istasyonda,
..
bugün içimde acın,
taptaze annem.
çünki bugün doğum günün.
kalbim kanıyor.
yıllarım sensizlikle geçti.
seni düşünerek..
rüyalarıma giriyorsun.
..
(âşk; cüzde tâhakkuk etmez ise, külde tecelli edemez...)
Sevgili! ..
Neredeyse bir yıl bitecek...
..
DOGUM GÜNÜ KUTLAMASI
Her cümle satırda mısrada varsın
Sen bir efsanesin sen yağan karsın
Has bahçe bağını pür neşe sarsın
-Gönüllerde sultan bulunmaz yerin
-Kim diye sorarsan Sabiha Serin.
..
HZ.RE.Tİ.ALİ'NİN DOĞUM GÜNÜ BUGÜN HERKESE KUTLU OLSUN.
BİR ŞİİRİMLE KUTLAMAK İSTEDİM..
Pirim..
Pirim dergahından geçtim
Kudret şerbetinden içtim
..
evet bir yıl daha yaşlandın
ve yaşamdan bir yıl daha dışlandın
üzülme sakın!
seni kucaklayacak güzelliklere bağışlandın.
çocuklukta ve gençlikte
daha heyecanlıydı doğum günün
..
Doğum günüm hiç olmadı..
Hiç kutlamadım..
Hiç kutlanmadı..
Zaten doğduğum tarihte yapılmamıştı kayıtlar..
Bir yıl sonra nufus müdürlüğüne uğranmıştı..
Müdürde, çay içerken,yediği şeker sayısına göre tarih atmıştı..
Hiç olmadı doğum günüm..
..
Doğum günüm hiç olmadı..
Hiç kutlamadım..
Hiç kutlanmadı..
Zaten doğduğum tarihte yapılmamıştı kayıtlar..
Bir yıl sonra nufus müdürlüğüne uğranmıştı..
Müdürde, çay içerken,yediği şeker sayısına göre tarih atmıştı..
Hiç olmadı doğum günüm..
..
Bugün sensizliğimin doğum günü…
O bir yaşında bir bebek.
İçimdeki çığlıklar,
Bir emzik versem susar mı ki?
Sarıl bana sensizliğim,
Hüznünle boğuşacağım.
Yalnızlığın kumsalında,
..
Ne çabuk unutulduk, aman vermeden zaman
Ne yaşandı çileler, nede neşeli bir an
Düşlerimin ardında,gizlenmiş birkaç roman
Ne çabuk unutulduk, aman vermedi zaman
Her yer siyah beyazda, soldu maviyle pembe
Toplandı bütün renkler, tek renk oldu griyle
..
Avazım çıktığınca
Kaç kere bağırdım.
Sağırmış kulakların
Sesimi duyuramadım.
Yırtıldı ses tellerim
Bu kez pes ettim
..
Ben Öğretmenken: 14
Kooperatif soyuldu
FEVZİ GÜNENÇ
Sınıfımın en çalışkan, en terbiyeli öğrencisiydi Mehmet. Çok zekiydi. Buna karşılık oldukça yoksullardı. Hiç bir zaman ders kitapları olamamıştı. Defterleri de… Kalemi, kalem açkısı silgisi bile olamamıştı hiç.
O gün ilk derste odasına çağırttırdı beni Müdürümüz.
..
Bizi öksüz bırakıp gitme sakın yabana,
Bir dileğin olursa işaretle de bana.
Kapında bekliyoruz içeriye alsana,
Daha fazla bekletme haydi uykudan uyan.
Seni seven herkesin selamı var, dostun da,
Dualarla dururmuş dünya göğün üstünde,
..
Yıllar nasıl da geçti, ne çabukta büyüdün,
Bu gün on sekiz oldun,gururum canım oğlum...
Daha dün bir bebektin, ne arada yürüdün,
Bu gün on sekiz oldun,gururum canım oğlum...
On beş aylıkken kaldık, ana oğul başbaşa,
Senle gülüp ağladık, haram katmadık aşa,
..
Bir çift kara göz gördüm,sıcacık bana bakan,
İçten bir tebessümdü, ansızın gönlüm yakan,
Çılgınca çarptı kalbim,neydi içime akan,
Adını sen koydun dost,can'dın Adıyamanlım...
Bakışları çok keskin, gülüşü bıyık altı,
Yiğidim mert yüreklim, bak kaşlarını çattı,
..
‘Sağırların sessizliğini
Kaldırmaya çalıştım’ dedi
Bunlar, Graham Bell’in sözleri
Annesi ve eşi işitme engelliydi
Tüm gayreti işitmeyenler içindi
Tesadüfen telefonu icat etti
..
Ne bahar, ne yaz,
Ne kış, ne kar,
Dört mevsimin dördü
Ne de hasretime derman
Sensiz gelmiyor yar..
..