sevgili Şeref Abimiz
hayatının yeni bir virajına ulaştığın bugünlerde geçmişte olduğun gibi neşeli.hayat dolu pozitif insanlara güven veren kişiliğinle daha bir çok virajları aşacağından eminiz
şartlar ne olursa olsun hayatının her durağında özgüvenini yitirmeyen ve bunu etrafındaki çoğu insana aktarabilme yeteneği olan bir İNSAN olarak tanıdık seni ve bundan böylede hep böyle güler yüzlü kalacağından eminiz yüzündeki gülümseme eksik olmasın sevgilerimizle 50.doğum gününü kutlarız
Erkan ve Derya
..
Efendim Ahmet zengin ailenin oğlu ve şairdir. Alev ise orta halli bir ailenin kızı.Ahmet ile Alev, birbirlerini çok sever. Alev`in doğum günü yaklaşır ve Alev Ahmet`in ona doğum günü hediyesi olarak lüks bir araba alacağından emindir ki tüm arkadaşlarına söyler. Ahmet ise sevgilisine güzel bir aşk şiiri yazmayı düşünür ve yazar. Ahmet hediyesini güzel paket yaptırır ve Alev`e verip,doğum gününü kutlar. Alev paketi açar açmaz renkten renge girer. Ahmet, ne oldu canım beğenmedin mi hediyemi? der. Ahmet çok üzülmüştür, yeni bir şiir yazmaya karar verir. Alev ise arkadaşlarına ne söyleyeceğini mi düşünsün, hayal kırıklığına uğradı onu mu düşünsün? Neyse efendim. Alev şiiri okur.
Sen herkesten çok farklısın,
Onun için seviyorum
Sen maddiyattan çok uzaksın,
Onun için seviyorum.
..
Doğum günü
Genç kadın evlilik için çok zor vermişti kararını o yüzden biraz geç evlendi.Öyle mutluyduki önceleri her şey mükemmel gidiyordu.Allah ona nur topu gibi bir erkek çocukta vermişti.Okadar seviyorduki oğlunu
onu koklarken öyle çekiyorduki içine sanki bir daha koklayamayacakmış gibi çalıştığı için her hafta sonu oğlunu parka götürüp seyretmek ona büyük bir zevk verirdi.
O gün annesini oğlunu alıp parka gitmişlerdi.oğlu orada oynarken o annesiyle bankta oturan yaşlı bir karı kocanın yanına oturup sohpet etmeye başladılar yaşlı adam kızım sen namaz kılıyormusun
diye sordu sohbetin ilerleyen zamanlarında. oda hayır dedi... o zaman başla kızım namaz çok önemli dedi yaşlı adam. adamın anlattıkları onu çok etkilemişti.O akşam namazına başladı hiç vakit kaybetmeden ertesi günün gecesi yaşlı adam ve karısı onlara misafir oldular.hoş sohpet güzel geçti geceleri yaşlı adam evden çıkarken onlarıda davet etti ertesi haftada onlar misafir oldular yaşlı adama fakat kızın istanbul gibi bir şehirde bu evin döşemesi dikkatini çekmişti.
.eski osmanlı evlerini andırıyordu.yinede cesaret edip bir şey soramamıştı kırılacaklar diye karısı zaten hiç konuşmuyordu.Dilsiz her halde diye düşündü.Hem yaşlı adamın sohpetleride çok güzeldi.
..
DOGUM GÜNÜ @KŞ@MIMD@
Dön şöyle bir bak semaya
Hangi yürek dayanır böyle acıya
Umutların tükendigi bu dunyada
Yine yanlızım dogum günü akşamımda...
..
Uğrunuza karşı ağarmada saçlarım,
Helaldir yavrum size de emeklerim
Birkaç damla sizin için gözyaşım,
Dualarım sizinle her an can evladım,
Emre Sana, doğum günü hediyem...
Uykusuz senin için geçen gecelerimiz,
..
Bir kız sevdim ve o kızın mutluluğu için; Ahmet KAYA Ağabeyimizin şarkısını söylemeye çabaladım utangaçlığımı yenerek! . Yani, korkmadım ve sesim güzel değil, diyerek, şarkı söylememezlik etmedim ve "DOĞUM GÜNÜ" Adlı şarkıyı, dilimin döndüğünce söylemeye çabaladım! . O kız şimdi evli ve inşallah mutlu olsun her daim, her alemde, sevdiğiyle! . Yani; sanki yanlış şarkıyı söylemişim herhalde, diyorum kendi kendime şu an! . O kız, söylediğim şarkıma karşılık olarak bana; bir Cengiz KURTOĞLU Şarkısı söylemeye başlamış ve ben farkına varamamıştım! . Söylediğim şarkıma karşılık olarak, sevdiğim ve evlenmeyi düşündüğüm kızdan Cengiz KURTOĞLU şarkılarından cevap aldığımı, yanımızdaki arkadaşımdan öğremiştim! . Ben; o an için şarkımı söylerken: Karadenizli bir kız ile evlenebilmek için mücadelemi veriyordum aslında! . Nasıl olduysa, ben aslında bulunmak istemediğim zorlu bir ortamda da kendimi muhafaza edebilirim, diyerek girivermiştim arkadaşlıklar arasına, zorlu şartlarda da kendimi muhafaza edebilmeyi umut ederek! . Ben; Karadenizli kızla konuşamadan daha, arkadaşlıkların ısrarı ile arkadaşlıkların arasına girdim ve bir başka kızın önünde şarkı söyleyiverdim! . Karadenizli kızın kültürüne uyumlu olayım, diyerek, İsmail TÜRÜT Ağabeyimizin kasetini alarak, Karadenizli kıza uyumlu olma adına da girişimim olmuştu benim! . Nasıl olduysa kader bana şarkı söyletti ve EVLENME UMUDU VERMEMEYE ÇALIŞARAK, ARKADAŞLIKLAR ARASINDA "DOĞUM GÜNÜ" ADLI ŞARKIYI OKUYUVERDİM! . Nasıl olduysa, ilerleyen günlerde, Karadenizli kızı göremeden ve Karadenizli kızla konuşamadan, Söylediğim şarkım boşa gitmesin dercesine, evlenmek için, daha önceleri şarkımı söylediğim kızla tekrar göüştük ve evlenme kararı aldık! . O kızla aramızda; evliliği düşünen çiftlerde yaşanan diyaloğa benzer, tek satırlık diyalog geçmedi nedense? . Ben, "NASIL GEÇİNECEĞİZ? ." diye sorar diye bekledim evlenmeyi düşündüğüm kızdan! . Acayip bir evlilik kararı ve acayip bir evlilik öncesi, oturup gereksiz konuşmalar cereyan etti, birkaç kezlik konuşma imkanı buluverdiğimiz kısacık zamanlarda! . Bir kaç sene evlilik hayali ile, bir gün buluşur ve evliliğimizi konuşuruz, diye umut ettim! . Bir kaç sene ben hep o kızı düşündüm ve gelir diye umut ettim! . Bu arada depresyona girdim! . Depresyona girmeme sebep, o kızla evlilik görüşmesinde bulunamadığım için ve evlenemediğim için değildi! . İlaç kullanıyordum ve ilaçlarım beni depreyona sürüklemişti! . Yani, ilaçlarla, eskiden olduğum ruh halime geri döndüm, diyebilirim! . Ve ben yine kızların önünde konuşamayan biri oluverdim, elimde olmadan! . İçimde bir umut vardı sanki; "o kız gelse idi ve görüşebilseydik evliliğimizi ve evlenebilse idik, belki depreyon yaşamadan, atlatabilirdim bazı olumsuzlukları! ." anlamında da içimden geçiriyordum! . Depresyona giren insanın kendinden kendine faydası olmaz ve o zorlu depresyon umutsuzluğunda, bir kıza da umut vermez evlilik adına aslında! . Ben; hayal kurdum bir kaç senelik depresyon nöbetimde, "ŞÖYLE OLSAYDI, BÖYLE OLSAYDI" diye diye kaç yıl geçti bilmiyorum! . Sonunda depresyon nöbetinden çıktım ve o kızla evlenemeyecek olduğuma karar verdim! . "O KIZ EVLENSE KEŞKE BİRİYLE DE, BEN GERÇEKTEN EMİN OLSAM İSTENİLMEDİĞİME! ." Dedim, o kızla beni tanıştıran arkadaşlar arasında! . O kız sonunda evlendi ve ben çok sevindim, evliliğe yeni bir yol açıldı, diye! .
Bir gün inşallah, yeni bir kız tanıyacağım ve vuslat beklentisindeki varlığım, vuslatla sonuca eren, bir şarkı ile adanacak, helalinden yar belleyeceği insani değere! .
(SAYGIDEĞER ARKADAŞLAR İSİM VERMEMEYE ÇABALADIM! . SEVDİĞİM ve EVLENMEYİ DÜŞÜNDÜĞÜM KIZLARIN ADLARINI KENDİME SAKLAMALIYIM, Diye düşünmeye başladım Şimdi Şu An! .)
..
her doğum günü,
zaman bir kurşun gibi delip geçer yüreğimden
yok olur özenle beslediğim,
gümüş tenli yıllarım…
kalbime darbe vurur hâla
çocukluğumdaki çizgi, sekileme, dokuztaş…
..
ellerini bulsam gözlerin kayboluyor.. NEFESİNİ ALSAM seni yaşatamazdım ki düşünüyorum ondanda vazgeçiyorum, anlamsız boş cümlelerle dolduruyorum satırlarımı, yine elimde kalemin aklımda sen birde doğum günü hediyen, ben ona sarılıyorum oda bana anlıyoruz birbirimizi işte, günleri sayıyorum haftalara yetişiyor derken aylar ve yıllar hiç boş geçmiyor bir resmin çerçevesinin içinde iki beden birde ulaşamadığım düşlerim kaldı. ((yaban gülü))
..
Gül düşlerinin düşmanı değildi yüreği. Geleceğe astığı şiirsel yürüyüşün kaderini tümlüyordu Perijen.Henüz dokuz yaşına yeni girmişti.Doğum günü bile kutlanmamıştı.Annesi ona evde bir pasta yapmış bir tek o kutlamıştı.Yokluğun son baskısında, yoksulluğun mürekkebi bitmişti sanki.
Yüreğini topla da öyle gir yatağına. Bir fısıltıyla geleceğine bir şeyler anlattı,gözlerini yumdu bir türlü uyuyamadı.Dokuz yaşına gelmişti,o gece çok garip geçti,sabaha kadar karnı ağrıdı.Yatakta sızlanıp durdu,annesine seslenemedi,babası çok sert,sevimsiz,ilgisizdi.Korkusundan odalarına giremedi.Gece uzadıkça sancılar yıldızlar eşliğinde artıyordu.Bu acı, bu içsel akış neydi bilmiyordu.Sabahın erken saatinde zorla kendini lavaboya atmıştı.İlk adet olmuştu,ne olduğunu bilmiyordu,ağlayarak annesine anlattı.Annesi,beyaz birkaç çabut verdi,korunması için.Her şeyi anlamış ve rahatlamıştı.Doğum gününde ilk kez adet olmuş,acıdan mutsuz,bezgin evin içinde dolaşıyordu.Geleneksel bağların,törenin, yoğun olduğu bir mahallede yaşıyordu.Okula gitmemişti,evden de çıkamıyordu,biri görür, bu halini diye.
-Babası,işten erken geldi,annesine seslendi Perijen’i süsle, giyindir görücü var dedi.
Anne Muhlise:-Bey, sen deli misin kızımız daha 9 yaşında.
Baba Zerdali: -Sus,büyütüp süs biberi mi yapacağız,adam zengin gitsin onun süs biberi olsun.Beni onu besleyecek gücüm yok.
-Muhlise: -Ben de giderim,ben kıyamam kızıma,daha ilk kez adet görmüş,üstelik bugün doğum günü.Doğum günü sürprizine bak.
-Kim isteyecek.
..
Doğum günün kutlu olsun
Sevenlerin bol olsun
Senin kalbindeki aşk
Sadece benim olsun
Doğum günü sevgi günüdür
Aşıkların birleştiği gündür
..
Söyleyin ay doğmasın bu gece,
Güneş hiç batmasın.
Gitsin güz,gelsin bahar;
Çünkü bugün sevgilinin doğum günü var.
Bugün herkes çok mutlu,
Sanki düğün bayram var.
..
Şimdiye kadar sure gelmis zamanda hayatin sadece gordugumuz yanini yasadik. Gorduklerimizi anladik, anladiklarimizi benimsedik ve benimsediklerimizi sevdik.
Yaratici bizlere yasama sansi verdigi andan itibaren, ailenin en kucuk cocugu misali şimardik. Buyuduk belki bazi zamanlarda ama bu kez ise icimizde yasayan o hırçın ve asi cocugu simarttik. Ve hayat denilen su yasayis oykusunde sonuc olarak biz insanlar hep aldandik.
***
Benimsedik! Hayatla oyle sıkı baglarimiz oldugunu hissettik ki, adimladigimiz sokaklarda bir sonraoi adim ile bir onceki arasinda gecen zamani bilemedik. Yaratilmis en guzel seylerden biri olan suyun akişini her zamqn gorduk ama akan hayati zamanlarin da su gibi akip su gibi surekliligi olacacini zannettik. Sonuçta yasamayi cok sevdik. Birlikte yasamaya alistiklarimizi da...
..
Bugün hatrı sayılır bir hızla karanlık günleri aydınlığa çevirmiş bir adamın doğduğu gün. Bugün hiç kimsenin "Bu çocuk askerlik bile yapamaz! " deyipte, akranlarından evvel onurla askerliğini bitirmiş ve yuvasını kurmanın bir diğer kutsal görev olduğunun bilincinde olan Mehmetciğin günüdür bugün. Bugün direndiği ne varsa ve tüm zorluklara rağmen, engelleri git geller içerisinde deviren direniş hareketinin sembolik bir günüdür onun için. Bugün tüm kendi çevresini bir yıl içerisinde bir hayli iyi tanımış, herkesin sempati duyupta kendi egolarına yenilebileceğini daha önce hiç düşünmemiş bir yol arkadaşınızın arkadan deşilebilmesinin mümkün olduğuna inanan ve bu yüzden artık nefis deryasında tüm arkadaşlarınının boğulmasına izin verdiğini farzeden, özgürlüğü tutsaklık mecrasında yaşayanlara gardiyanlık yapmış bir memurun ve ya bireylere hak ettiği uzaklıkta olmayı öğrenen bir dostun günü. Bugün geçmişteki hatalarından ders aldığı ve bundam sonra bir hatanın tekrarının müslümana uygun görülmediği mantığıyla Allahın izniyle hareket etmeye çalışacak bir din kardeşinizin doğduğu bir gün. Bugün bir adım attığında bir adım hiç düşünmeden gelen varını var olan tüm sevdikleriyle paylaşan kardeşinizin doğum günü. Bugün annesinin evladına olan aşkıyla yetişip aşkın ne olduğunu anne karnından itibaren yüreğinde hisseden ve hergün bitmek bilmeyen sevgiyle "Oğlum ayağına şu terlikleri giy" diyen, Rab'bimin cenneti ayakları altına serdiği kadının, en kıymetlisinin doğduğu bir gün. Bugün annesinden öğrendiği tüm sevgi elementlerini, bir başka kutsal varlığın yüreğine cömertçe fısıldayan ve birlikteliğini helal ve sünnet yolu ile nişanlamış ve hayatını, cenneti ayaklarının altına sereceği günü beklemeye adamış bir insanın doğduğu bir gündür. Bugün sevgisini içinde yaşayan bir babanın sabaha doğru uykudan sıçrayarak uyanan ve karşısında yiğidini gördüğünde adını zikredip tekrar uykuya rahat bir şekilde dalabilen adam gibi adamın varisinin doğduğu bir gün. Bugünüm yarınıma şahit olsun hayırlı nice yıllarda ve yollarda yol almak üzere Rab'bim yüzümü kara çıkartmasın seven sevmeyen herkese selam olsun.
..
İş arkadaşımızın markası dilek murat
Hatırına bu şiir ile bir iki tur at
Soy ismi ise çiçekleri andırır solmaz
Bir ömür bir doğum günü ile dolmaz.
Ona bir armağan şarkı yerine bu şiir
Yüksekokuldan İlan et duysun bütün şehir
..
Doğum günün beni sevdiğin gündür
Doğum günün 12 mayıs günüdür
Doğum günü beni andığın gündür...
Doğum günün beni hissettiğin gündür
Doğum günün beni yaşadığın, beni duyduğun, benimle olduğun bugündür...
..
Aslandı kükrüyordu, hiymen olmuştu evren,
Doğum günü olmuştu, sanki on iki eylül,
Dün dündü bu gün bugün, bomboştur artık çevren,
Asıl hesap gününde, daha olursun melül.
..
Müttefik devletler yenilince, Osmanlı devleti de yenik sayıldı. Mondros mütakeresi ile ülkemiz itilaf devletleri tarafından işgal edildi. Buna göre Fransızlar Adana ve Hatay'a; İngilizler Urfa, Mardin ve Merzifon'a; İtalyanlar Antalya'ya yerleştiler. 15 Mayıs 1919 günü Yunanlılar İzmir'e girdi. Böylece yurdumuz paylaşıldı. Ordularımız dağıtıldı, İstanbul Boğazı düşman gemileri ile doldu. Bu işgallere karşı çeşitli kurtuluş çareleri arandı.
Kimisi Amerika mandasına girelim. Kimisi İngiliz himayesine girelim, kimisi ise bölgesel kurtuluş çareleri arayalım düşüncesine girdiler. M. Kemal Atatürk bunların hiçbirini itibar etmeyerek “ YA İSTİKLAL YA ÖLÜM” düstur'unu örnek alarak tam bağımsızlık parolasını hedef olarak gösterdi.
Ancak; bu amaca ulaşmak için millet iradesine gerek vardı. İstanbul hükümeti, İngilizlerin baskısı altındaydı ve ülkenin işgali karşısında kayıtsız kalmaktaydı. Mustafa Kemal 19 Mayıs 1919 da Samsuna 9. Ordu müfettişi olarak gönderildiğinde ona verilen görev; Samsun ve havalisinde işgal kuvvetlerine karşı direnenlerin ayaklandırmalarını bastırmaktı.
M. Kemal Samsun'a vardığında, gerçek hedefini uygulamaya koydu. İşgalcilere karşı nümayişler düzenletti. Protestolar yaptırdı. Toplantılar yaptı. Osmanlı hükümeti onu görevden aldı. Ama o Erzurum, Sivas kongrelerini yaparak kurtuluş mücadelesini başlatmıştı bile. Artık savaş dönemi vardı. 1. İnönü 2. İnönü, Sakarya, Dumlupınar, B. Taarruz, Başkomutanlık meydan savaşı gibi savaşlarla düşmanı yurttan attı. Daha sonra TBMM'sini açtı. Cumhuriyeti ilan etti. M.Kemal Bu yüzden 19 Mayısı kedisinin Doğum günü olarak kabul eder.
Türkiye Cumhuriyeti'nin doğum Günü olan 19 Mayıs ile aynı güne denk gelmesi manidardır. Bağımsızlığa giden yolun başlangıcı olan 19 Mayıs, 1981 den beri Milli Egemenlik Gençlik Ve Spor Bayramı olarak kutlanmaktadır. 19 Mayıs, Milli Egemenlik Bayramıdır. Çünkü milletin iradesi ve gücüyle Egemenliğe, bağımsızlığa M.Kemal önderliğinde kavuşmuştur.
M.Kemal, milletine en güzel rejimi, halkın kendi kendisini yönetmesini Uygun görmüştür. 19 Mayıs, Gençlik Ve Spor Bayramıdır. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti'nin Geleceği gençlerin elindedir. Gençliğin cumhuriyeti ayakta Tutabilmesi için zinde, çevik ve ahlaklı olması gerekir. Bu yüzden Atatürk, Türk gençliğine büyük önem vermiştir.
Bugün 19 Mayıs bütün milletçe bağımsızlığımızın tadını çıkarırken, Neden bugünün bayram olduğunu lütfen hatırlayıp yaşatalım. Yapılan mücadelelerin değerini bilerek, ülkemizi bir adım daha ileri götürmek için gereken her türlü fedakârlığı yapalım.
..
Doğum günü 28 Haziran
İyi ki doğdun kelebeğim
İyiki varsın bebek beyazlığım
Beraber kutladığımız hiç bir
28 Haziran olmasa da
İyi ki doğdun ay parçam
İyi ki doğdun japon gülüm
..
Bu kardeşlik bilişmekten başka neyi özler,
Satırlar dizilince öyle gülümser yüzler,
Hele o ışıldayan sevinçli yeşim gözler,
Dayanamam bir damla gözyaşına ağlarım! ..
Doğum günü gelince gülümser ilk çiçekler,
Bu sevgi pınarından gelenler içecekler,
..