Dobruca’dan Yukarıya
usul usul sokul yalnızlığıma
bir eylül vakti ellerimi çağırıp
büyüyen yüreğimden ötelere geçip
avucunda biriktir, gül kurusu sıcaklığımı
bakir düşlerinle kurul yanıbaşıma
aslına dönen, mevsimlerime inat
ücra köşelerinde, nefesimi besleyip
ulu çınarın gölgesinde soluklandır beni
uzayan şehirler misali taş basılı bağrıma
gurbete düşen kayıp yıllarımdan kalan
kaderim senliliğe tutsak, Geleceğim
sevdamı sırtlanan içli şarkılarımla
bin yılların eskimişliğiyle sevdalandım
sıcaklığın güneşim, sineme yuva varlığın
kulaklarıma toplanan mazinin sesleri
çiçeklere dolan baharında sakladığım
aheste aheste sokak başlarında ıslanıp
gözüne inen ufukta gör düşlerimi
hanların, medreselerin önünden çevirip
İlk güneşinle doldur bedenimi
gül kokulu mermerleri seyre dalıp
şadırvanları doldur ardıç önlerine
kan dolu yaşlı gözlerimi güldürüp
koşmalarımla güçlendir dizlerimi
dağ başı üşümeleri bana doğdu
müptela sarılmalarınla, sar bedenimi
ışık ver karanlık yanlarıma, baharınla
yazımı erken uyandır; çağır beni…
…..
İlkay Coşkun
Poyraz Edebiyat
Sayı16, Mart 2011
Kayıt Tarihi : 22.3.2011 22:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)