Diyar-ı Rum’un binbir gecesine
Eşlik ederken
Arka sokaklardan yankılanan sahte kahkahalar
Karanlık köşelerden uzayan gölgelerde yapılır hesaplar
Alınır-satılır bembeyaz düşler
Kalleşçe gidişler...
Yüzüstü serilmiştir adamlık
Boynunda
Adına şerefsizlik denilen bir gerdanlık
Sırıtan bir yüz
Ve
Sapsarı dişlerin lağım kokulu nefesi
Hangi hayatın umutları
Bir kaç yeşil renkli kağıt arasında kaynayıp gider
Hangi ananın kuzusu peşkeş çekilir
Hangi gardaşın bacısı düşürülür
Arnavut taşlı sokaklara
Oysa bir zamanlar
Kilit vurulmazdı kapılara
Karısını, kızını emanet bırakırdı insanlar
Komşularına
Ne zamandan beri
Sağ göz, soldakine yan bakar
Sol el, sağ ele borç takar
Sol ayak, sağına çelme atar oldu
Hey
Kahpe Bizans’ın farklı versiyonu şehir
Beyoğlu dediğine dön de bir bak
Ne bey kalmış, ne de oğlu
Ya adına vefa dediğin semt
Vefasızlık girdabında mı boğuldu?
Yok yok
Bu böyle olmaz, olmamalı
Çıkar bir gün
Senin de defterini düren
İhanet kimin kesesine kaldı
Eylül GÖKDEMİR... 24.09.2007
Kayıt Tarihi : 29.4.2008 15:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)