(Vezin: Feilâtün / Feilâtün / Feilâtün / Feilün)
(1)
Ey gönül, sanma ki her dem sana cânân olur,
Her tebessümde görünen, sâdıkâne yâr olur;
Ben seni bekler iken âhım semâya var olur,
Nâr olur, nûr olur, aşkınla dil bî-zâr olur.
(2)
Sensiz her demde gönül bir harâb-ı hicrân olur,
Geceler bağrımda sükût, derde tercümân olur;
Aşkına boyun eğen bu dilde bin derman olur,
Kan olur, yaş olur, bir gün yine bahârân olur.
(3)
Bir gün dönersen eğer, hüznüm heder olmaz cân,
Dönmesen de bil ki aşkın, bende dâim kâr olur;
Hasretin her lahza içimde bir sırr-ı ezhâr olur,
Var olur, yok olurum; vuslatınla nev-bahâr olur.
(4)
Ruhuma her demde sinen nâle-i üftâde olur,
Aşkının rüzgârı eser, gönlüm ona müstağrak olur;
Bir tebessüm yüzüne değse cihan şâdân olur,
Âh eder mâtemde kalbim, aşkınla revnâk-dâr olur.
(5)
Bir nazarın kalbime nûr-ı ezelden rahmet,
Bir kelâmın gönlüme sır ile dolmuş hikmet;
Sensiz iken her nefes, her gece binbir mihnet,
Gel ki feryâdım sana cânımla inkıyâd olur.
(6)
Âşıkın hâli budur: her telâşın secde olur,
Hicranın bir hançer iken tende gül gonca olur;
Sende bulur kalb-i pür-hûn bir nûr-u evvel,
Aşkının şerbeti içtikçe gönül sâf olur.
(7)
Ben senin aşkında bir bende-i dermansızım,
Kahrın da hoş, lutfun da hoş; böylece bî-gümânım.
Sensiz olan her heves gölgede kalmış yazım,
Bir adın geçti mi bak gönlüm ne hoş güftâr olur.
(8)
Yâr olup gelmez misin, dilden dökülmüş bin nida?
Seni bekler her gece, her demde mahzûn bu duâ;
Adını andıkça gönlümde açar bâb-ı safâ,
Bir anın bin ömre bedel, böyle bir ikrâr olur.
(9)
Hicranın, derdim iken, bende bir rahmet doğurur,
Sensiz esen her rüzgâr gönlüme kasvet doğurur;
Yâr olup bir kez görünsen içime cennet doğurur,
Gör ki bir anlık nigâhın âlemleri ihyâ olur.
(10)
Gamzelerin hükmü geçer, ben kul olurum ferdâya,
Senin aşkın yazılır levh-i dil-i şeydâya;
Bir nefesin uğrasa nâlemlerim semâya,
Âh eder her zerrem, aşkınla bir mısrâ olur.
(11)
Gözlerin bir devr-i rahmet, bir hakîkat aynasıdır,
Kaşının her kıvrımı bir sırr-ı Hak âyinesidir;
Gülüşün bir kimyâ-yı aşk, gönlümün şifâsıdır,
Bir tebessüm yollasan cânımda bin bahâr olur.
(12)
Sen ki gönül tahtımın sultân-ı ser-bülendsin,
Sözünle titrer felek, bakışınla âlem sensin;
Aşkınla her demde var, aşkınla yok hevesimsin,
Bu cihanda her ne varsa sende bulur, pâyidâr olur.
(13)
Âh ki her an seni özler bu gönlün her mahremi,
Aşkının her kıvılcımı yakar rûh-u âlemi;
Sensiz iken bir çölde kaybolur günün merhemi,
Aşkınla şâd olurum, sensiz gönül bî-zâr olur.
(14)
Hüznümün her zerresinde bir sen varsın ezelden,
Gam damlar her mısrâma, ateş düşer her telden;
Ey gönül kıblesi, sen gel ki ferahlık gelir dilden,
Gel ki âhım semâda pervâz eder hünkâr olur.
(15)
Ne seher kaldı, ne şâm, sensiz geçer her bir dem,
Sensizliğin gölgesi düştükçe ruhumdan elem;
Gel ki bir nefesinle dirilsin bu hasta âlem,
Nûr olur, sürûr olur, aşkınla kalb pür-nûr olur.
(16)
Bir adı geçse gönülde, titrer zaman, titrer an,
Sen ki gönül mülkümün hem hüzün hem şevk-i cân;
Bir yüzün güldü mü dünya baştan başa devrân,
Gül olur, bülbül olur, aşkınla her yer lâlezâr olur.
(17)
Her ne yazmışsam sana, kalbimin kanıyla yazdım,
Her sözümde seni andım, sırrı fâş etmezdim;
Aşkımı kalbime mühürledim, asla çözmezdim,
Sen oldun ilhamım, her mısra sana ikrâr olur.
(18)
Aşkına bende olan, kahrını da hoş sayar,
Her hicranı bir imtihan, her vuslatı bir diyar;
Sensiz geçen her anım eksiğim, yetimim, yâr,
Gel ki bir tek bakışın ömrüme minnet-dâr olur.
(19)
Ey gönlümün mahzen-i esrârı, ey ruhumun devrânı,
Gel ki seninle bulur kalbim en mübârek şânı;
İsmin yazılsa yeter, silinir hicran fânî,
Bir anın bin ömre bedel, kalbime mihrâb olur.
(20)
Son beyitte açarım bugün bu gönül sevdâsını,
Sana adadım her nefes, her anın mânâsını;
Bu kaside bitse dahi sürdürür aşk raksını,
Var olur, yok olurum; senle bu dert gülzâr olur.
Kayıt Tarihi : 7.12.2025 14:36:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!