zemheride baharı düşlerken karanfiller…
coğrafyanın kanı çekiliyordu damarlarından
masmavi suları çalkalıyordu çelikten armadalar
kanaryanın haremine dadanıyordu leş kargaları
Gelibolu koyunda dört yanda gezerken şer…
Bu bir savaştan öte, sanki kudurmuş mahşer
Yüzlerden okunurken, huzursuzluk, şaşkınlık…
Sınır tanımıyordu; öfke, nefret, taşkınlık…
Türk’ün haremgâhında kol geziyordu vahşet
Mazlumun suretinden okunuyordu dehşet
Kartallar sefer etti kargaların inine
Dört elle sarıldılar imanına, dinine…
Gökler kıyama durdu anaların âhından
Mavi su kızıllaştı zalimin günahından
Yiğit cengâverlere dağlar ses veriyordu
Hak Teâla, Cenneti önüne seriyordu
gecenin karanlığı çökerken gözbebeklerine
bulaklardan kan akıyordu su yerine
körpe bedenler budanıyordu siperlerin ardında
düşler savruluyordu ağır bir kış uykusunda
Esti bir deli rüzgâr, umut aşkla bilendi
Müminler duasında Hakk’tan zafer dilendi
Koca Seyit ‘Hakk’ dedi, Ocean’ı fena vurdu
Şerde birleşenleri uzaklara savurdu
Ölümsüzlük tahtında ölümü kuşandılar
İbrahimler misali, Nemrut’a nişandılar
Göğüslerdeki iman, muhkem kale gibiydi
Gönlü tarûmar eden; fırtınaydı, tipiydi
Dualar kurşunlara istikamet verirdi
Ateş denizlerinde demir olsa erirdi
Ölü püskürdü yerler, gökler ölüm indirdi
Yaramın acısını kutlu zafer dindirdi
uyku mahmurluğunda çocuk, düşleri kan revan
bir annenin elleri dolaşırken dağınık saçlarında
yetim bir yavrunun gözleri sular seller misali
her ibrahim’in bir ismail’i var sılanın uzağında
Yurtsever On Beşliler, koptu Anadolu’dan
Mübarek kanlarıyla felâha erdi vatan
Künyeye kazıdılar, ölümsüzlük namını
Nefse azık ettiler, bu dünyanın gamını
Muştulanmış şehide, analar ağlamasın
Yiğitlerin ardından karalar bağlamasın
Zaman hayra yorarken o kutlu rüyasını
Cihan temaşa etti zaferlerin hasını
Gelibolu koyunda yaşanan kıyametti
Bu toprak bu millete şerefli emanetti
Yurda bağışlanmayan canlar bedende yüktü(r)
Vefası nispetinde her şahsiyet büyüktü(r)
hayret makamında bir derviş sırat’a müştak
dağları kaldırıyor yerinden bir deli poyraz
idrakler ölümü öldüren düşüncelere gebe
hilâl, yıldızlarla sarmaş dolaş aşkın şafağında
Mavisini kaybetti Çanakkale’de sular
Vicdanları kanattı şafak vakti pusular
Conkbayırı’nda savaş, kolay geçmedi kolay…
Topyekûn şehit oldu Elli Yedinci Alay
Yerle gök arasını sardı barut kokusu
Çöktü gözbebeğine ebediyet uykusu
Coğrafya vatan oldu Mehmetçiğin canıyla
Tarihe not düşüldü şehitlerin kanıyla
Ayan beyan görüldü Haçlı’nın iğrenç yüzü
Kahraman Mehmetçikler söyledi en son sözü
Gelibolu koyunda esareti boğduk biz
Keskin bıçak sırtında İsmailce doğduk biz
her mehmet; hamza’dır, ali’dir hüseyin’dir
bir kutlu muştuya gebeyken harlı zaman…
bedir’dir gelibolu’da ismi celil’in tecellisi
vefa yokuşunun düzüdür seherin aydınlığı
Melek yüzlü analar ne evlatlar doğurmuş
Şahsiyet hamurunu iman ile yoğurmuş
Baharı göremeden gonca güller soldular
Pervaneler misali, yanarak can buldular
‘Vatan yaşasın’ diye ölümde yarıştık biz
Meyletmedik sonluya, sonsuza karıştık biz
Zulüm ateşlerini kanımızla söndürdük
Şerefli bir mâziyi uçurumdan döndürdük
Asım’ın nesli dedik, başımıza taç ettik
Mimsiz medenîleri âleme muhtaç ettik
Gökte ayın on dördü, karanlıkları boğdu
Gelibolu sırtından bahtıma güneş doğdu
sur’a üflenmişçesine ses verdi yüce dağlar
güller, küllere karıştı barut kokulu mevzilerde
ötelerden iz taşırken lahûtî vaveylâlar…
mecnûn’lardan uzak düştü gül suretli leyla’lar
Nusrat Mayın Gemisi, zafere kırdı dümen
Seher vakti sulara, mayın döşedi hemen
Bir millet şaha kalktı, göklerin yangınında
Zaferin rüyasını, kılıç gördü kınında
Çil yavrusu misali, bir bir dağıldı düşman
Ümmetin yetimleri, geldiğine bin pişman
Hayal kurmakla geçti; seneleri, ayları…
Suya gömdü Mehmetçik, çelikten alayları
Zafere olan inanç, büyüdü ayet ayet…
Vatan, yiğitlerini kucakladı nihayet
Asrın Ebreheleri, Firavun’a özendi
Açtı kan çiçekleri, her yer gülle bezendi
çöllerde kum tanesi kadar oğul verdi ölüm
acıyı göklerle bölüştü çiçeği burnunda gelinler
kar beyazı kıskandırdı yüreklerin ahvali
her nefeste ölümü namluya sürdü mehmetçikler
Yedi düvel üşüştü, ufacık bir karaya
Acılar katmerleşti, tuz bastılar yaraya
Hasta adam dediler, mezarını kazdılar…
Neferler yetim yurdun, destanını yazdılar
Zalimlerin ininde, yurdumuz bölüşüldü
Mehmetçiğin kanıyla, tarihe not düşüldü
Savurdu külümüzü, yüreklerde kızgın har
Karakışın ardından geldi gül yüzlü bahar
Ölümsüzlüğe giden, yoldu(r) asker ocağı
İlahî sığınaktı(r) Peygamberin kucağı
Ekmeksiz yaşansa da, yaşanmaz hürriyetsiz
Zaferin bedeli var, verilmiyor diyetsiz
Kayıt Tarihi : 7.5.2016 21:23:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Nihat Malkoç](https://www.antoloji.com/i/siir/2016/05/07/dirilis-temrinleri.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!