o sahipsiz aşk... kırılıyor gözlerimde
ruhum maddeyi sıyırıyor evrenden
çiçeklerini sakınıyor ellerimden bahar
serviler nedendir, hep öne eğiliyor
ölü şehirler tamamlıyor çıktığım yolculukları
zaman...
ayrılık zamanı
bir cami avlusunda güvercin olmak vardı şimdi
küçücük buğday tanesiyle bin kanat sevinç uçurmak
ya da bir kıyı kasabasının püfürdeyen imbadı
çakıl taşlarına sataşıp yosunlarla oynaşmak
ama tutukluyor gerçek bu çocuksu kaçışları
bütün ırmaklar yalan
aslolan yalnızca dip akıntısı
suyun kanunu silinmez... bunu öğrenmeliydin
suç ve ceza yanılsama, zavallı iğnesiz pusula
şimdi kim bu mızmızlanan
hangi batık geminin ölü kaptanı
bu denize kimse atmadı bizi
biz istedik aç balıkları
etimizle doyurmayı
Kayıt Tarihi : 11.11.2017 15:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!