Dinlence ve gerçeğin içinden bozkır yazı ...

Zafer Zengin Etnika
1608

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

Dinlence ve gerçeğin içinden bozkır yazıları

.

bugün;

unuttum pastaneye gitmeyi
su böreği alamadım
su geçince içinde
böreğini de sevdim
elim avcum bazen börek oluyor
bör-ek nedir diye düşünüyorum
hadi suyu biliyorum
peki böre ek yapmak ne
bör ne
ek hadi biliyorum da
börüyorum işte
bir ekleyebilsem seni kendime
aşkböreği olacağım sanki
aşkI alırız içinden
böreğini yeriz diyorum
senide böreği de seviyorum

kek saati;

çayın yanında kek aldırdım elemanlara
göbeğim büyümesin diye
büyüyünce sığmıyorum elbiseme
sonra elbisem beğenmiyor beni
bende göbeğimi
iyi ki yok göbeğim
mesela karnımdan konuşamam
ben sana dilimle bir şeyler söylerim
kek vereyim diyecektim
bitirdim zaten
ben meyveli keki çok severim
ben seni meyveli kekle birlikte
yanına çay içerimde
ben sigarada içerim
sabah sabah birkaç tane

gazete saati;

zırvalık
yığınlar
pınar altuğ aşkları
pek hızlı cıktı kadın
bazen diyorum ki
o güzel yüzlerin ardında
neler saklı acaba
ten tin işte
uyuyor mu bir birine
sen güzel değilsin
ne güzel işte
güzeller çapkın olur diyor gazete
birde günter abi vardı
gençliğinde nazilere katılmış
herkes iyi adam sanırdı
iyi adamdı belki
akıllandı
bir sürü ödül altı hatırlarsan
naziler asıp keserdi bilirsin
gaz odaları fırınlar
şimdi İsrail başka yöntemler buldu
psikolojik savaşta üstlerine yok
sevmiyorum artık bu israilli asker ve siyasetçileri
onlarda beni sevmiyorlardır
sevmesinler
ben katilleri sevmem zaten
yeni bir ortadoğu doğuyormuş
babası belli
çocuk sakat doğacak bariz ki
çok belli
belliden öte belki de
kaçınılmaz

oliver Stone 11 eylül olayı için kahraman
amerikan polislerini itfayecilerini film yapmış
yapsın tabiî ki
güzel konu
iki binayı eskidi diye yıkacaklardı
yıkımı kimlere yaptırdılar
acaip masrafsız onlara göre
birde ateş çeliği yumuşatıyormuş
amerikalılar sertleşiyor lakin
lakin diyorum
iyi tezgah
hele pentagona çarpan şey
bir uçaksa eğer
bence roketti
açtığı delikten belli
bende ıspanaklı böreğim
ha böreğim
bir gün eklenelim
börek olalım

bekleme saati;

telefonun kapalı
bir açsan
sana türkü söyleyecektim
seni telefondan hiç aramadım
bazen düşündüm
her zaman belki de
arasam mı diye
telefonun var mı hiç sormadım
ya yoksa
aramayım değil mi
boşa para yazmasın hani
hem meşgul çalarsa
ya da yoksan
boşa vakit kaybı değil mi
bir telefon al kendine
bir tanede bana
bana hiç telefon alanda olmadı
ben 3 kere kendime telefon aldım
3 kere fazla değil
bir telefonum vardı zaten
şarjdan çıkarınca pili biterdi
onu satmadım
mahalleden çocukları çağırdım
üstünde 30 dakika civarı zıpladılar
çocuklar eğlendiler epey
telefon eğlenemedi
hali kötüydü
durumu eğlenmeye uygun değildi belki de
ben bilmiyorum
sen biliyorsan söyleme
sürpriz olsun
hem bu telefonlar
burnun dibindeyken bile
işe yaramıyorlar bazen
haksızsam
haksızsın de
içinden de
ben duymayayım
sinirlenirim belki
belki sinirlenmem
bilmiyorum

ulusal haberler;

bir belediye başkanı da
bir ayı vurmuş erzincan’da
hem de kaleşnikof silahla
ayıya da kaleşnikof verselerdi
ayı bir ayı vurmazdı bence
ayı ilginç hayvandır
zekidir ve dişi ayılar
yavrularını korumak için
acaip saldırgan olurlarmış
bir belgeselde izlemiştim
fotograflarını ceken birine saldırmıştı
yanında yavrularıyla ayı
adam parçalayana kadar
adam sürekli çekim yapmış
demek ki yavrusu varsa ayının
uzak duracaksın
60 km hız yapabiliyorlarmış
bu ayı içinde dedim
kafası bozulmuştur
ya yavrusu falan varsa dedim
üzüldüm tabiî ki
ayıya da kızdım
teslim olsaydı
ayılık yapmasaydı dedim
acaba ayı okula falan gitti mi
silah kullanmayı bilmiyorsa
ayılara silah verilmesin bence
400 kilo geliyormuş zaten
silahı geçtim
kendini taşıyamaz ki
“ ya ya ya, şa şa şa, başkan başkan çok yaşa”
obezlik zor şey dedim
ayakları kısa gövdeleri uzun insanlar
daha yatkınmış şeker hastalığına
ve obez olmaya
benim boyum uzun
ayaklarımda
obez olmam iyi ki
hem ben ayıda vuramam
kıyamam da
bir kere serçe vurmuştum sapanla
3 gün uyuyamadım uykumda
serçe elinde sapanla
kovaladı beni rüyamda
korktum evet
bak ben hemen korkmam
serçeden korktum
ayıdan korkmam da
şu kaleşnikof’tan korktum
ve diyorum ki
ayıların yaşadığı bölgelere
“dikkat insan çıkabilir levhası koysalar”
orman bakanından rica edeceğim
kırmaz beni herhalde
kırarsa üzülmem
ben kevha koyarım o zaman
parada istemem hem
ne güzek korumuş olurum onları değil mi
bu arada
SSK dan alacağım
1000 ytl’yi alamadım halen
bakan gidip desem ki
efendim sizin ambulanslarınızı yazdım
memurlarınız işi yaptırdı
sonra ortadan kayboldu
acaba devletim beni neden böyle yaptı
devlet hiç böyle yapar mı
desem kızarlar mı
küçük esnafımya
büyük olsam olmazdı
benle böyle kafa bulmazlardı
kafa bulmak ne ayıp
kınadım
kızdım işte
düşün alacağım var ssk’dan
pirim borcumu ödeyemiyorum
çelişki diyorsun
belki çelişki
belki değil

akşam;

yoğurt koydum dolaba şarkısını söyledim
yemekte dolma vardı
yoğurtladım yedim
seviyorum yoğurdu
senide seviyorum
yoğurt antibakteriyelmiş hem
seviyorum evet

birde temel fıkrası duydum güldüm
anlatim istersen
madem ısrar ettin
farkındaysan
ben canlı kanlıyım
sanal olamadım
anlatırım

temel: ula idrus gel paraşütle atlama provaları var gidelim atlayalum demiş
idrus: ula olmaz ben korkarım ne işim var paraşüt kursunda demiş
temel: ula ne güzel öğrenirsun uçmayu daa demiş
idris ula hadi atladım paraşüt açılmadı, düştüm öldim ne olacak demiş
temelde: ula bunlar provadur bişey olmaz demiş
ben temeli sevdim
temel diye arkadaşım hiç olmadı
idris diye de
ben karadenizli de değilim zaten
fakat ahmet diye arkadaşım olmuştu
mehmet, ali, şakir, hüseyin diye de

saat 21 civarı;

çay koydum
tomurcuk attım içine
güzel oluyor
sende çaya tomurcuk çay kat
güzel oluyor
ben seviyorum
sen beni seversin
bende tomurcuklu çayı severim
senide severim hem

dergi okuyordum
olan biten katliamları anlatıyorlar
birleşmiş milletleri
ne yapmış ne etmişleri
ben zaten oldum olası
bu birleşmiş milletler cemiyeti anlamış değilim
neden birleştiler
birleşenler savaşır
mutsuzluk yaratır mı
nerde savaş oluyor
iş bitiyor
ölen ölüyor
kalan kalıyor
bunlar barış gücü diye gidiyor
sonra dergi diyor ki
etiopya, kongo, somali, sudan, kosova, bosna
srebrenica, filistin, gazze, lübnan
ruanda’dan bahsetmemişler
fransız egemenlerin
3 ay içinde iç savaşta
1 milyon ruandalı’nın ölümünden
sorumlu olduklarını
aynı fransa lübnan’da bugün
amerikada
zaten ingilterede
kıbrısa yığınak yapıyorlarmış
incirlik üssünden bir sürü konteyner
gemilere yüklenip
bir yerlere yolanıyormuş
ben korkuyorum
herkes korkuyor herhalde
çocuklarda korkuyor
her taraf savaş işte
ben savaşı sevmiyorum
öldüren savaşı
en çok çocuk kadın yaşlı
öldürüyor hep
ben seni seviyorum
özlüyorum da
çok özlüyorum
gelsen diyorum
belki savaştaki gibi ölürüm
ölürsem ben savaş olmasın
bende ölmeyim hem
seni özlerim sonra
çok çok özlerim
çok özlemekten ölür mü insan
ben ölüyorum sanki
sanki

su yılı / gerçeğin içinden bozkır yazıları

*birleşmiş milletler büyük bir kandırmacadır
yalan dolan tezgah teşkilatı işte, korkaklar
avuç kadar israil’e amerika’ya laf edemiyorlar

Zafer Zengin Etnika
Kayıt Tarihi : 15.8.2006 22:16:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


doğaçlamadır, kaygısızdır

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Zafer Zengin Etnika