müslümanız elhamdülillah ki
dinimiz baştan başa
ahlâktır aşktır adalettir
büyüklermizden öğrendiğimiz şudur
içinde ahlâk olmayan din
yobazların ideolojisidir
..
Benim için ilah tın, bunu bilemediler,
Mutluluktan vazgeçtim,mutsuz olmamak için...
Ağlayan gözlerim den,seni silemediler,
Mutluluktan vazgeçtim,mutsuz olmamak için...
Sen bile anlamadın, hiçe saydın sevdamı,
Acı gerçekler yordu gücün bitti revamı,
..
Din ve bireysellik
Profesör tahtaya mükemmel bir formül yazsa ve bir ara yaramaz bir çocuk gelip formülün içinden sadece bir rakamı değiştirse ve formülü binlerce öğrenci de not alıp öğrense ne olur? Dünya üzerinde dini kuralları kanunlarına tatbik ettiğini iddia eden toplumların şu anki hali bu…
Din hep bireyseldi! Zaman içinde toplumsallaştı/ toplumsallaştırıldı…
Evveli ve ahiri içine alan büyük bir sistemin varlığı ve bu sistemin aslında kusursuz çalıştığı apaçık görünüyor. Görünen kusurların bu sisteme uymamak / uyamamaktan kaynaklı olduğu göz ardı edilmemeli. Sistemin kendi işleyişi gereği uygun hareket edenlerle zararı olmadığı, sisteme aykırı hareketlerin ise sistemin çalışmasının bozulmasına müsaade edilmeyeceği için sistem tarafından dışlanacağı ve bunun sonucunun ağır olacağı bilinmeli. Farklı boyutlarda ebedi olarak devam edecek olan insanın varlığının terakki etmeye müsait olması ve sisteme uymamak yüzünden terakki edememe, alçalma gibi bir sonuç ile karşılaşılabileceği muhtemelken; aklı olan terakki etmek ister. Yani açılıp ağaç olmak varken çürüyüp zayi olmayı kimse istemez.
..
Son gecemiz de inan,yaşlar içime aktı,
Ecelim olsan da sen,ben hep bekleyeceğim....
İlk günden hasretinle,gözüm yoluna baktı,
Ecelim olsanda sen,ben hep bekleyeceğim.....
Bilirim bu ayrılık,ikimizi de yakar,
Yüreklerimiz aynı,birbirimize akar,
..
Gerikalmış Sömürge Ülkelerde,
Hırsızlığı gün ışığına çıkmış, her seçtikleri yöneticilerinin ardından;
Meğer, bunlar da, gerçek müslüman değilmiş" sözü ile hayıflanmak,
Din yargısından kurtulamamış toplumların, hiç değişmeyen, kaderleridir..
21/12/2013
..
Gönülden yaptığını
Emrimle karıştırma
Biri benim senden istediğim
Diğeri senin bana verdiğin
Senden istediğimi vermezsen
Dinin gider elden
Kendi istediğini vermezsen
..
Rab Rabbulalemin Algısı
Ruh Rabbulaleminden insana yüklenen bilgi, hayat ise bu bilgiyi işleyen açığa çıkaran donanım. Ruh yazılımını beden ile işletmek ve ortaya bir şeyler çıkarmak ise kişinin bilinci ve "Zat"ı oluyor. İnanç bilinç olmadan sadece hedef olarak kalır...
Rab, Rabbulalemini algılayan bir bireysel bilinç. Bu nedenle her insanın Rab algısı farklıdır. Rabbulalemini ise tek bir insanın bu boyutta tam algılamsı mümkün değildir! Bu nedenle inanç devrededir. Rabbulalemine inanırsa insan Rab algısını genişletmek için bilinç elde eder! Yani inandıkları okyanus, bilinci damla. Bu Peygamberler için daha kapsamlı olsa da işleyiş aynı. Bireysel bilinç ile "Rab" algısı oluşuyor, inanç ile de "Rabbulalemin" Yani her birey inandığı kadar bilinç elde edemiyor. Marifetullah ise bu inancı bilince çevirmek içindir.
..
Adın; vaz geçilmezim,soyadın; alınyazım,
Rumuzun; nazlı yarim, şımarıklığım nazım,
Her gönüle hayata, senin gibi yar lazım,
Yüreğimde teksin sen,yiğidim iki gözüm...
Geceme doğanayım, gündüzümün güneşi,
Özleminle yakıyor,yokluğunun ateşi,
..
Sistem akdi içinde “kendisine göre olanı” buyuran vardı, bunu buyrulana göre yerine getireni, vardı. Kendisine göre söyleyen vardı. Bunu söyleyene göre anlayan vardı. Kendisine göre iradesi olan vardı, bu iradeye göre ram olan (tevekkül eden) vardı. Kendisine göre sözleşme ortaya koyan vardı. Hiç bir itirazsız sözleşmeye evet diyenle beraber iki taraf vardı vs.
Mamon, kendisini anlatan dinin nüvesini oluşturmuştu. Ortamın koşullarına göre nüve iradesini tadat edip; öğütlemek te dinlerin işiydi. Din bu tarz gelenekleşme gören ekleşme oluşuyla bir güç kullanımıydı. Mamon müktesebatla öğretinin İlk aşaması; gelenekleşen dindi.
Mamon'du aşama içinde meşru kılınan ilk şey; mülk sahipliği ve mülkün kullanım tasarrufu da dinin kullandığı güçtü. Dinde gelenek, görenek kılınan tutumlar, takım erkli gücün kullanımı olmakla; rahatsızlığın kaynağıydı.
Takım erkinin, kendine göre olan geleneği, göreneği içinde, olup bitenleri çökeltme yaptırır olan bir sedimantasyon işlevi vardı. Bu bağlamla din; gelenek görenek olmanın dışında böyle bir mana değildi.
..
01-Ang-isip-isip-1003 - Filipince
Alam ba ninyo...
Ang isip-isip...
Ikaw ay parehong sa isang panaginip...
Ang bawat gabi sa akin...
..
'İslam'ı Nasıl Yok Edelim? '
18.Yüzyılda İngiltere “Sömürgeler Bakanlığı” tarafından İslam Ülkelerinde görevlendirilen 5.000 Ajan-Misyonerden biri olan Hampher anılarını yazmıştı.
İŞTE BİR İNGİLİZ AJANI’NIN GÖZÜYLE İSLAM ve İNGİLTERE SÖMÜRGELER BAKANLIĞININ SÖMÜRGE PLANLARI...
1-İslam Müslümanlar’a ne tavsiye ediyor?
..
42]Dini öğrenmeyi, yabancı lisan içinde tutarak, kendisine anlaşılmaması için yabancı kılınmıştı ki halk hiç travmadan kurtulmasın diye. Bu yüzden halk, o dinde yoktu, bu vardı; o uydurma, bu sahih gibi hikaye ve aldatmalarla inancının kendisinden kendisine olacak olan, iç çözümlemesini, hiç yapamazlar. Bu yüzden halkın, dinindeki bilmezlikleriyle olan çelişkilerinden ötürü ikide birden düzeltmelere gidilir! Halkın inanççı tutumları için yok olacak onlar, öyle değil de böyleydi, diyerekten şaşırtan açıklamaların travmasıyla halkı, kıpırdayamaz yapmışlardır.
Bu süreçlerin böyle olması için, yine ilmiye (din adamları) sınıfı ve kalemiye (idari-yönetici) sınıflarının işbirlikçi çıkarları söz konusudur. Halkın bilmezliği, onların tabiri ile ‘sürü’ olmaları; daima ilmiye-dini ve kalemiye sınıfının al gülüm ver gülüm işbirliği ilen, güdülür. Halkı her tür yenileşmeye karşı durur hale getirirler. Halkı, kendilerinden gelecek bir çift sözün eylemine, hazır durumda bekletilirler.
Gelişmeyi engelleyip, her tür sivil katılım inisiyatifini yarattırmazlardı. Yönetim anlayışları tam bir sürü çoban ilişkili anlayışıdır. Bu türden güdülme ile şartlanmış halktan da çağdaş bilimsel anlayışların çıkmayacağı çok çok açıktı.
Her nedense bu iki sınıf kalemiye ve ilmiye sınıfları, askeri yapıya ve askeri yapıdaki vaki gelişmelere pek ses etmiyordular. Sanki, kalemiye ve ilmiye ve yeniçeri ocağı arasında bir ittifak varmış gibi idi! Kalemiye de kimi erbaptan ileri görüşlü kişiler tarafından yapılan askeri alandaki yenileşmelere, Yeni çerilerin ikide bir ayaklanma başlatmalarına adata kimi kalemiye ve kimi ilmiyeci kişiler, seyirci gibi idiler.
..
HAKKIMI HELAL ETMİYORUM
Din iman, Kuran, kelam, peygamber,maneviyat adına vicdanlarımızı ve cüzdanlarımızı soyanlara
Hakkımı helal etmiyorum
Vatan Milet Sakarya, çek senet, beyaz kadın ticareti esrar eroin, kokain, mafyavari olaylarla halkı soyan ezen, kendi hak ve çıkarları uğruna öldüren zarar veren insanlığa ahlaka, adaba, örfe, arifliğe asalete zarar veren,tiğniyeti bozuklara hakkımı helal etmiyorum
Misak-ı Milliye, istiklalaimize birlik beraberliğimize kardeşliğimize ihanet edip, insanlığı ortadan kaldırmaya çalışıp taşaronlaşan ister Türkçülük adına ister Kürtçülük adına, ister Alevilik adına, ister Sünnilik adına, ister dindarlık, ister laiklik,ister gayri müslümlik adına bu Kutsal vatana her ne şekilde olursa olsun zarar verene, Ülkemi bölüp parçalamaya çalışana Bayrağımı dinimi diyanetimi
Milliyetçiliğimi, devrimciliğimi halkçılığımı, Atatürkçülüğümü kendi çıkarı uğruna kullanıp Anadolu insanına zarar veren asaleti bozuk, tiğniyeti bozuk namussuzlara, şerefsizlere hakkımı helal etmiyorum
Atatürk Türkiyesinin nimetleri ile büyüyüp, Laik Cumhuriyetin ve sosyal hukuk Devletimin demokrasisi ile palazlanıp, gelişip, Laik Cumhuriyetin tepe noktalarına kadar gelip, din iman kuran,adına vatandaşımın dini ve manevi duygularını siyasallaştırarak kendi hak ve çıkarları doğrultusunda kulananlara hakkımı helal etmiyorum.
..
Putlaştır Ma
Tapılan nesneler veya fikirleri “Put” bu nesneleri icat etmeyi ise putlaştırmak olarak düşünebilirim! Evrende sayısız nesne (Cisim, resim, heykel, canlı varlık, mabet, düşünce, felsefi ve dini inançlar, ideolojik ve ırksal taassuplar) olduğuna göre tüm nesneler putlaştıran açısından hedefe konabilir!
Putlaştırmanın tapınma amaçlı olanı en ilkel ve en masumu!
Öyle putlaştırmalar var ki; tapınma amaçlı putlaştırmalar yanında yunmuş, yıkanmış kalır. Tapınma amaçlı olanlarla baş etmek kolay! Putların kırılmasına dair uygulamalar meşhurdur! Övgüyle anlatılır! Eski zamanda kaldı bu ilkel tapınma şekli…
..
Gerçek müslümanlara gerçek inananlara
Sözüm onlara değil sahte müslümanlara
Dini çıkar uğruna yorumla sunanlara
Sözüm onlara değil sahte müslümanlara
***
Her besmele çekene müslüman diyemem ki
İçi fesat olana lahavle çekemem ki
..
Tercih
Tercih kişiye görecelidir ve kişiyi bağlar!
Herkes kendi tercihini kendine göreceli Doğru olarak yapar.
Hz. Aliden bir örnek vermek isterim: O zamanlar çok eşlilik yaygınken, kutsal kitapta da meşru olduğu bilinirken, resulullah dahil bir çok yakın arkadaşları çok evliyken; Hz. Muhammedin damadı Aliye bu konuda izin vermemesi tercihlerin kişiye özgü olduğuna delildir. Yani Bir kural varsa; genel olur, özel olmaz. kaidesi tercihte geçerli değildir; Tercih kuraldan önemlidir. şeklinde anlayabiliriz.
..
Yıllar çok yormuş senin,sevgi yüklü gönlünü,
Sevdi şu gönlüm seni,yazıldın yüreğime...
Geç kaldığım huzur dun, ömür verdin ömrüme,
Sevdi şu gönlüm seni,kazındın yüreğime...
İkinci baharım ol,mutluluğumun adı,
Yaşlı gözlere ışık, ağzımın ise tadı,
..
“Başkaları ne der?” Anlayışı içinde hayatını düzenlemeye çalışan kişi gün gelir o başkalarının değer yargılarına ve isteklerine göre hareket etmeye ve onların hoşnut olacağı biçimde yaşamaya başlar.
Bu davranış kişinin kendi iradesini başka bir bireyin iradesine terk etmesine sebep olur.
Sonuç bir tür robotlaşmadır.
Her insan kendisine ait bir takım değer yargılarına sahip olmalıdır.
..
Irtıca varmıdır elbette vardır.
Eğer yoktur dersek hata yaparız.
Hakıkatler bize en büyük yardır.
Önlam alamazsak sonra yanarız.
Irtıca dedikleri eskiye dönmek.
bunun dinlerle ilgisi yoktur.
..