Abdest almak,namaz kılmak,oruç tutmak'sa din
Mümin eder mümin.buna hakkın'ca varız
Eğer kumar sayıp.oyun kurmak.utmak'sa din
Müzmin eder müzmin.buna haykıracağız
09/10/2014
..
- 0001-fada de l'amor-051- - Catalan-38
Sap vostè..
Fada de l'amor..
Un poema que vaig escriure per a tu...
Dins de, les nits..
..
01-Muse-2004 -Romence
Do you know..
Muse...
În care va lipsesc.,
Din griefs ta...
..
-- 0001-Zana din lume -13 000 --Romanian-53
Stii...
Zana din lume...
Numele lui Israel, este o natiune...
Pentru a deveni probleme Pentru a capului Palestina..
..
Bunun içinde zanaatkârlar ve tüccarlarda vardı. Sasani’lerde Ruhban din adamları dini hizmetlerin yanı sıra, hattatlık, kâtiplik gibi bürokratik işlerde yaparlardı. Yine bu alanda çalışacak elemanları eğitme işini de bu ruhbanlar üslenmişlerdi.
Acemin eski köleci ilişkileri ve geleneksel kabile ittifakları geçerliliği yavaştan ve derinden değişmeye başlamıştı bile. Çöken kabile ilişkileri yapısı içindeki Sasani devletine en büyük destek, Zerdüşti rahip ve din adamlarından geliyordu. Yani Sasani’lerin mevcut dinsel ideolojileri, köleciliğe sırt dönmüştü. Ve mevcut Sasani dini ideolojisi feodalizmi destekliyordu. İslam ideolojisi bunu tam başaramamıştı. Zerdüştilik de, eski Mazdeki dininin Zend Aveta adlı din kitabının, yeni tarz bir yorumlanış biçimi idi.
Göçebe toplumlarla, yerleşik toplumların arasındaki çatışma ve çelişmeleri; eş deyişle eski kölecilikle yeni serf olan köle ve feodal toprak beyi arasındaki çatışmaları, yeni dinsel ideolojisel anlayış bu yorumlarla tanımlanıp, ifade ediyorlardı.
Bu ateş gede anlayış, Mazdeki yapının, iyilik kötülük ikili çatışması felsefesi üzerine oturur. İlk kurucusu bir çoban peygamber olmasına rağmen, zaman değmişti. Şimdi çoban gruplar kötülüğü, çiftçi gruplar iyiliği temsil eder bir dinsel yorumlanmalarla tarif edilir hale gelmişti. Yani toprak sahibi feodaller iyi insanlardı ve iyiliğin temsilcisi idiler. İyi bir müminde iyilikten yana, yani toprak sahibi feodal beylerden yana olmalıydı.
..
T-The Muse-177 - İspanyolca
Vet du...
The Muse...
Jag älskade, din söta titta på......
Jag älskade, Ditt söta ansikte...
..
T-The Muse-177 - İsveçce
Vet du...
The Muse...
Jag älskade, din söta titta på......
Jag älskade, Ditt söta ansikte...
..
T-The Muse -162 - İsveçce
Vet du...
The Muse...
Du var min musa...
Din framtid, även för mig...
..
T- De muse -112- Sweden
Vet ni...
De muse...
Jag älskar dig...
Mitt hjärta, din....
..
T-Ang-isip-isip -170 - Filipince
Mayroon ba kayong alam...
Ang isip-isip...
Ako ng mga pagtawag, ang aking mga larawan din ng...
Ako ng mga pagtawag, ang aking poems din...
..
Hala Örten varsa yoksulluğu
Nasip,alın yazısı diye
Varsa hala
İnanç sömürüsü yapan
Düşmanlık onadır.
İnkar ediyorsa din emeğin kutsallığını
..
-Konuşan konuşana-
Niyeti saklı olan, pin adına konuşur.
Çalma-çırpma ustası, hin adına konuşur.
İslam'ı toplum için uygun görmeyen kişi;
Boy uzatır ortaya, din adına konuşur.
..
‘Para yönetiyor dünyayı’ denilen devir kaç dönüş yapabilir? Gerçekten var mı o para? Bir başlangıç için vardır, çünkü mutlaktır bu. Alır üç beş -işçi anlamında- kabadayı, gerçekten sahip olmak istediği parayı kazandıracak kadar yıpratır, yıprananı yenisiyle doldurmak serileşir bu ilk ile. Kim kazanıyor: Hiç biri. Çünkü kabadayı aslında küçük bir karınca, kabadayı dediği aslında kazanmak istediği miktarın heves gücü. O kabadayı da bu namının hevesiyle koşuşturur, yorulur ve bekler, hakkını alacak diye, bu bekleyiş aslında balon şişirmesi olan kabadayı tabiri hevesleyenden farklı değil ve tükenir. O kazanç elbette paralı denilenin elinde ve pispirikliğini gösteriler, gösterişlerle süslenir, biraz konuşmak da bunun yedeğidir ve harcatır, sıfır noktasındadır o hep aslında.
Niye düşündüm sanki bunları: ‘para güçlü-bilgi bilinci zayıf’ devranının çarkı hep ‘para güçsüz-bilgi bilinci uygarlık’ hayrını döner. Çok şükür denilen hakkaniyetin dünya hazzıdır bu ve ruhun aşk taşıdığı inanç olan mücadele duyarlığı! Bebek servet ile doğmuyor, düşünce doğuyor sadece! Düşünce bir tebessümdür, tövbe tövbe şirinliğinde bile.
Herkes olmuş aydın, Atatürk şöyle demiş diyen Anayasa deliyor. Toplum iradesini hiçe sayan, başörtü yasağı gibi kürt azınlığı hakkını, vatan içinde vatan, din içinde din yılışmayı hukuk çiğnemek adına sokak kavgası, okulu yorma vb’nin ileri gidecek zemini de kısıtlı olmadığı için din, dil, ırk, işgal vs. terörlüğü büyüyen keyfini de iklim olan Yahuda örgütü yaratıklandığı Ergenekon nemenesi ile de yargıçlık beceriyorlar. Peki! Olsun bakalım!
Millet olmak aydın olmak demek gibilikle; ben gak dersem sus, guk dersem fırlat taşı zorbalığı mı? Millet olmak aydın yetiştirmek demek diye ise; aklı az olan, parası çok olan da huzurlu, korkusuz, aynı makamda aynı hizmet, aynı bankada parasını aynı hak ve huzurla işletecek olursa, taraflılık salyasını akabilir mi? Türkiye Yahuda değil. Ergenekon Türkiye’yi yargılıyor ve: Yargıçlar iktidarı, iblisler iktidarı, eşkiyalık iktidarı diye ‘kimin canı ne zaman neyi de nerede isterse’ Türk milletinin ödeyeceği maaş, T.C. milli mülklerin sahibi olarak da, tepin, dök kurdunu, meydan elinde, dünyası ediliyor. Teksasta at koşturanlar, it dalaşmasını pişkinler ve sayalım mı böyle, yoksa biz dayanıyoruz nasıl olsa, dayanır bu keyfiyete uğratılacak çocuklarımız mı diyelim?
..
Din Ilırsa Ne olur? Herkes Yasal Şehit Olur(!)
Soğuk buldu dinimi, mezhebi bol dini dar
Ilıtmaya yeltendi, conilerle el ele.
Sam amcayla bir olup, başımdaki iktidar
Harladılar altını, din kaynadı gör hele!
..
Atatürk Türkiye'sinde geçerli ilkelerden biri de Atatürk'ün benimsediği Türk milliyetçiliğidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kurarken büyük Önder, milliyetçilik duygusunu gözardı etmedi. Milliyetçilik, Kuvay-ı Milliye, kurtuluş savaşının parolası olmuştur.
Türk toplumunun ümmetçilikten milli devlete geçişi milli duygu sayesinde gerçekleşti. Atatürk, baş döndürücü devrimleri ile çağdaş bir millet oluşturmuştur. Evrimleşmenin en üst düzeyi olan millet kavramı önem taşımaktadır. Bu ülkenin kadınıyla, erkeğiyle okumuşu, okumamışı, toplumun tüm sosyal sınıfları ile omuz omuza kanlı çarpışmanın sonucunda bugünkü Türkiye Cumhuriyeti Devleti oluşmuştur. Şehidi ile gazisi ile tüm silah arkadaşlarının adına Mustafa Kemal, Türk gençliğine emanet etmiştir, demokratik, özgürlükçü cumhuriyeti... Türk milleri (bugüne gelmişse) bu duygu ve düşünce ile gerçek benliğine kavuşturan Türk kültürünün bir eseridir. Birlik ve beraberlik içinde bütünlüğü sağlayan milli düşünce, Misak-ı milli sınırları içinde bağımsızlık, egemenlik, özgürlük, eşitlik olan yaşama biçimidir. Acı ve sevinç günlerini paylaşan milli bir kimlikle yaşamayı amaç edinen toplumun birer bireyiyiz. Geride bıraktığımız ümmetçi düşünce başka bir merhale kazanmıştır. O da din ve vicdan özgürlüğünde görülür. Milliyetçilikte ırk ve din ölçü alınamaz.
Faşizm ve totaliter düzeni düşünmek milli birlik ve beraberliğe gölge olur. Türk Milliyetçiliği ümmetçi değil, ulusaldır. Başka milletlerin bağımsızlığına, toprak bütünlüğüne, egemenlik haklarına saygılı olduğumuz kadar kendimizin de hakkı olduğunu asla hiçbir yurttaş gözardı edemez. Bu hak vazgeçilmez bir haktır. Milliyetçilikte ortak ideal vardı. Bu da milli egemenlik esasına dayanır.
Türk milliyetçiliğinin çekirdeği milli kültürdür. Kim hangi kökenden gelirse gelsin 'Ben Türk'üm' diyen herkes Türk'tür. Türk kalacaktır. Din, ırk, mezhep, siyasal düşünce gözetmeksizin eşitliği sağlamak esastır. Toplum çıkarlarını kişisel çıkarlardan üstün gören herkes bir yurtseverdir. Birlik, beraberlik, egemenliğin sağlığı açısından önem taşır. Türkiye'de yaşayıp kendinin Türk kabul eden, devletin ve milletin bölünmezliğini, kalkınmayı isteyen ve uygulayan Türk milliyetçisidir.
Ümmetçilik, dincilik, mukaddesatçılık, gericilik, bağnazlık, tutuculuk, bölücülük, yıkıcılık, bölgecilik, ırkçılık, kafatasçılık, saldırganlık, emperyalizm ve şovenizm değil. Türk milletinin özünde kaynaştırıcılık, birleştiricilik, bütünleştiricilik vardır. Gerçekçi, akılcı, insancıl, laik, bilimci, çağdaş, barışçılık esastır. Ben milliyetçiyim diyebilen herkes bu esasları unutmamalıdır. Başka ufuklar bize yarar değil, zarar getirir.
..
Dünya kurulmuştur ayetler üstüne,
Muhammed’im önder edildi bu dine,
Allah, Resul, Ali Öz verdi özüne,
Din Allah tır; sokma her şeyin içine,
*
Akıl, İlim, Bilim var her ayetinde,
Siyaset, yalan, hille, yoktur özünde,
..
Bugün bir film izledim. Her karesinde sen vardın. Ellerin bir merhametti. Bütün paslanmış parmakların inadına seninkiler altın gibi parlamaktaydı. Ellerindi ihtiyaçlarımı gideren. Ellerindi bana zahmetsiz bir gün geçiren. Senin eline düşmek, parmağında bal olmaktı. Parmakların yürek peteğimden keşke hiç çıkmasaydı. Yüzün gün ışıklarıydı. Seninle yüz yüze gelince, hiç akşam olmasın istedim. Sözlerin yün yastıkları kadar yumuşaktı. Başımı koyup latif sözcüklerine, bir masal kadar hayallerle doldum. Bugün o kadar güzeldin ki, bütün insanlar gölge gibi yerlerde sürünürken, sen ise gerçek bir insan gibi apaydınlıktın. Bugün bütün ışıklar senin üzerindeydi. Loş ışıkların birer parçası iken tüm insanlar, sen bir yıldız kadar ışıl ışıldın. İnsanlar, yemek artıkları gibiyken günün dudaklarında, sen porselen dişler gibi ışıltılıydın. Bugün gözlerin merhametti, bakışların insandı. Öyle güzel bakmaktaydın ki, gözlerinden öpmek istedim o an. İnsanlar kara çarşaflar gibi dolanırken etrafımda, sen hadife kadar yumuşaktın. Öyle bir halin vardı ki, hiç insan görmemiş kadar temiz bir bakışın vardı. Gözlerine girmemişti sanki bir insan sureti. Öyle tatlı bakıyordun. Göz kapaklarında yaşamak istedim o an. Öyle aydınlıktın ki, yeryüzüne cennet indi sandım. Cehennemi görmemek için başka biriyle göz göze gelmemeye çalıştım. Tenekeden şehirlerin, teneke saksılı gülleriydi diğer insanlar. Sen ise, baştan başa çiçek tarhıydın. Çoraklığıma gül bitir diye, yanında toprak olmak istedim o vakit. Ne güzel suret ne güzel insandın. Tüm insanlar uzun yazılardı, sen sadece 'nasılsın' dın. Bütün insanlar kitaplar dolu cümle iken sen sadece, ' bana güven' din. Abartısızdın, sadeydin ve yalındın. Öyle bir hafiflemek yaşadım ki yanında, sanki kıble rüzgarıydın. Sen bugün bir kelebek değildin, bir kelebeğin kanadı hiç değildin. Sen bugün bir kelebek kanadındaki ince çizgiydin. Diğer insanlar ise, demir teliydi. Paslı ve inciticiydi. Bugün durgun bir göldü. İnsanlar sularına düşmüş kütüktü. Sen ise o durgun sularda yüzen tek kuğuydun. Aslında bir insanı kuğuya benzetmek istemedim; ama hata ettim. Sen bugün bembeyaz bir insandın.
..
Allah'ım yaz demese, sen yazabilir misin,
Vatan ve din düşmanlarına kızabilir misin,
Elinde kağıt, kalem var, sen bilmez misin,
Allah'ım yaz demese, sen yazabilir misin,
Vatan ve din düşmanlarına kızabilir misin...
..
Süleyman Hilmi Tunahan Hazretleri diyor ki;
Din asıl dünya ve siyaset fer’idir arada kalamaz,
Dünya ve siyaset yüce dinin inkişâfına alet olabilir.
Fakat din dünya menfaat ve siyasetine âlet olamaz,
Âlet edenlere lanet vardır Haktan belasını bulabilir.
..
SEN EN ÖZEL..
EN GÜZEL KADIN DIN..
SEN YILLARCA ÖZLENEN
SEN BİR ÖMÜR BEKLENEN
KADIN DIN..
..