Baklavayı seversiniz de, harf olarak kelime olarak ona benzerliği olan bir de bakla vardır... Zaman zaman dilin altından çıkar bu bakla, zaman zaman da zorlamak lazım çıkması için. Ne iştir bu dil altında ki bakla? Çok mu sever acaba baklayı yiyen de hemen dilinin altına atar, biraz da orada geviş getirir gibi çiğner çiğner durur...
Bazen karşınızda ki kişi lafı evirir de çevirir, bir türlü sadede gelmez, gelmek istemez. O bakla bir türlü ağzından, dilinin altından çıkmak bilmez. İşte o zaman dışarıdan müdahale gerekir... Önemli Bakla Profesörlerinden Halis Muhlis Baklagillerin iki ciltlik o muhteşem eseri ''Bakla Yeme ve Pişirme, Dil Altından Sorunsuz Çıkartma Tekniklerinin Sosyoekonomik olarak irdelenmesi ve incelenmesi.'' adlı kitabında bu konuya şöyle değinilmektedir... ''Şayet ağızdan bir türlü bakla çıkmıyor ya da çıkmak istemiyorsa, ağzında bakla olan vatandaş önce gıdıklanır, baktınız olmadı, sonra okkalı bir tokat vurulmaz, vuruluyormuş gibi yapılır, yine de ağzında ki bakla çıkmamakta ısrar ederse, bu seferde baklaya yalvarılır, canım bakla cicim bakla hadi çık şu biraderimin ağzından diye dil dökülür.'' Böyleyken böyledir durumlar...
Kimi zamanlarda ağızda ki dilin altında ki baklalar birden fazla da olabilirler, işte o zaman her baklaya ayrı ayrı müdahale etmek gerekir. Müdahale ederken de hiç acele etmemek ve sabır ile baklaların zayıf anını kollamak lazım gelir...
Bakla diğer bir adı ile ful, baklagiller familyasından gelen kazık köklü bir bitki, bir besin olup hakkı ile pişirilirse pek de güzel bir besin kaynağıdır. O nedenle kimselerde ne kadar müdahale ederseniz edin ağzında ki baklayı çıkartmaz, çıkartmak da istemez. Hele de soğuk yendiği zaman üstüne de biraz sarımsaklı yoğurt, oh be değmeyin keyiflerine... Yani çıkar mı bu bakla ağızdan ya da dil altından... Cumburlop mideye indirilir...
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta