Bir dem ki zuhra uzak
Fecre yakın
Bir dem ki levn ü levn
Arz-ı endamda kevn
Hilkat perdesi bî-sükûn
Görür ânı dilhûn
Bir garip âb ki
Önünde seyreden
Gaye-i hilkati
O’na varmak
Demlenip kapılmış âba
Âheng-i humâ
Yedi âsumandan süzülerek
Kondu gönlüne
Sual etti seni:
Kimdir Ya Hû!
Ey dilhûn? dedi.
Demlenip dilhûnun
Yaralı gönlü dile geldi:
İstikbalim dedi.
O’dur ezelin anlamı
Ebed O’nundur dedi.
Ezeli ve ebedi olan
El-Hay’dır elbet dedi.
Âbı hayat verici kılan
El-Muhyi’dir elbet dedi.
Dağların ihtişamı
Âguş açmış âsumana
Bir gün devrilecek dedi.
Dağlara ihtişamı verip
Bir gün devirecek olan
El-Kâdir’dir elbet dedi.
El-Latîf ’tir diğer adı
Nice güzellik yarattı
Göz, renk, şema O’nun
“Kün fe-yekûn” dedi.
O’nu ararken kevn
O’nda buldu kendini
Demlenip dile geldi dedi.
Âb ki yolunu kaybetti
O’nu ararken dedi.
Kaynayan dağlardaki
Eriyen kayalar O’nun
O’na varmak için dedi.
Ervah yarınca gökleri
O’nadır vuslat dedi.”
Kayıt Tarihi : 22.3.2023 19:50:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
SAKURA: Gölge ve ben romanı sayfa 128
![Esma Çanakçı](https://www.antoloji.com/i/siir/2023/03/22/dilhun-18.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!