Kim bilir?
Kimler girecek daha bu kapıdan?
Kim bilir?
Kimleri misafir edecek daha bu yorgun vücudum?
Mart kedileri gibiydik seninle,
Çorabını yukarı çekerdin.
Yanık şamriyel gibi kokardı ayakların,
O soğuk gecelerde.
Üff, bir de öksürdün mü?
nikotin bombası gibiydi nefesin,
Hissederdim.
Görürdüm…
Dişlerin yoktu.
Burnun hep akardı, silerdin mendille.
Nasır tutmuş, simsiyah ellerin.
Çarpık, cansız yürüyüşünle,
Ayaklı cenazeydin.
Ter kokunu peynirci pazarına benzetiyorum bazen.
Ama saçındaki çitlembik kokusu, bir de yamağı,
Hiç gitmiyor gözlerimin önünden.
Bir hayalim vardı, çiftçi olmaktı.
Oysa ne arsam vardı, ne de tarlam.
Sadece içinde şarap olan mataram.
Ama ben yinede ayaktayım, sapa sağlam.
Ovalarda esen rüzgârı gördün mü?
Nasılda sallıyor mısır tarlalarını?
Adeta dans ediyor,
Kurumuş toprağın buharı.
Kayıt Tarihi : 2.7.2012 00:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!