Dilek Ağacı Şiiri - Yorumlar

Şiirde sözü geçen yer bence İzmir Karaburun. Nergis çiçeklerinin beğenip açıldığı toprağa sahiptir Karaburun. Doğal güzelliğinin yanında mitolojik tarihçeyi de aldığınızda mutluluk hastalığına yakalanırsınız. Ben kendimden biliyorum. Her sene hasta oluyorum ama ölmüyorum.

Bir yeri, bir şeyi, birini ya seviyorsunuzdur, ya da sevmiyorsunuzdur. Bunu bilmenin en kolay ve en ekonomik yolu çiçekçi dükkanına düşmemiş kır papatyalarıdır. Bu şiirdeki papatyalarla nergislerin bugün sayfaya konuk olmalarının sebebi şiirdir ama... şiir nedir?

Bir gün Bozdağın eteğindeki taş evden ikram, buz gibi suyu içerken, 'şu çamların altında börülce gibi duran zeytinlere bakarım saatlerce, sıkılmam hiç.' dedi kadın.
Vecdi amca, boşver gibisinden bir işaret etti gizlice...

Akşam olup bizim köye vardığımızda, masamız hazır, yüzümüzü denize döndüğümüzde, Bozdağ'ın eteğine sığınmış kadının insan yorgunu olduğunu anlattı Vecdi amca. Huzur... dedi, çok önemli.

Belki bir gün arkadaşlar, hepimiz, Karaburun Nergis Kafe'de bir bardak çaya bir şiir... deriz.

Saygılar,

İzmir'den Karaburun'a giderken, Tolga Çandar'a bağıra bağıra eşlik ettiğimiz, İzmir'iiiin kaaavaklarııı döküülüüür yaaaraaak laaa rııı. adlı türküyü...

Reşide'nin, Vecdi Amca'nın ve Nezih'in ve Pati'nin... Bir tava melemene 2 saat yol giden Filiz'in, Sarı'nın, Nehir'in... sonra, bizim zilli muhtarın kulakları çınlasın.


Bana bu güzellikleri hatırlattığı için teşekkürler.

Saygılar,

''Balık isimleri kadar ilginçtir ama isimleri
hatırlayamam beyazdan başka çiçek''

__Bu ilk iki dizede başlayan anlatım karmaşası şiirin devamında da süregeliyor.
__Beyaz adında bir çiçek olmadığına göre...sanırım şair daha sonraki iki dizesinde verdiği çiçek isimlerinden anladığımız kadarı ile (papatya ve nergis)sadece beyaz renkte olan çiçekleri anımsadığını veya sevdiğini anlatmaya çalışıyor.
__Tamam kabul, az sözle çok şey anlatma, anlatabilme sanatıdır ŞİİR ama o az sayıda seçilen sözcüğünde doğru bir matematik ve kurgulanmaya gereksinimi vardır.Aksi halde yarım, mantıksal örgüde noksan söz dizinleri yazılmasından öteye geçilemez.
__Bir kaç gündür ne güzel gidiyordu seçimler, devamı dileğimle...şiire saygımla.

dilekler istekler düşler ne diyelim herkesin dünyası bir başka herşey gönlünüzce olsun.

'kanatlarımın martıya dönüştüğü yerde kalacağım' şiirin bana en özgün görünen yanı...diğer kurgu, Tülay'ın duygusal hareketliliği...şunu da unutmamak gerek, bir şiirin deniz kokması iyidir, o şiirin şairinde gelecek olduğunu gösterir...

islam dünyası eskiden arkasını amerikaya dayamıştı.
şimdi tamamen kucağa oturdu.
ne arkası ne önü kaldı vesselam.

'Mısır'da islamcıların çoğunlukta olduğu parlamentoda, muhtemelen İslam dünyasının en sapıkça iki yasa taslağı gündemde: Evlilik yaşı 14'e insin, kocalar karıları öldükten sonraki ilk altı saatte ölü karılarıyla seks yapma hakkına sahip olsun!(ulusal post)'

hemen ölelim bayanlar,benden tavsiye!:))))yeni anayasaya bu maddeler girmeden önce,ölmemiz gerekiyor bence:))))

hey allahım!..aklı,mantığı kıt şu islam dünyasını ne edeceksen et gayrı!..ricamdır....

şiirde geçen eylemler zaman farklılığı taşıyor.geniş zaman,şimdiki zaman,gelecek zaman karışmış birbirine...

karışmış zamanlara karışan bir şair portresi duruyor şiirde ki;işte ben bu karışık ruhu sevdim açıkçası...:)))ha biraz da sinir oldum 'denizfenerine':)))başka şeyler hatırlattığı için...özür dilerim şair...sanırım,karanlıktan korktuğun için medet umdun deniz fenerinden!:))boş ver sen onu...neon lambaları,spotlar bağlatalım karanlık odalarımıza...e mi!..

neyse,kutluyorum ve saygılar bırakıyorum sayfaya..

BELKİ BİR GÜN

Sana bu pembe bulutları göstermek istiyorum gecede.
Ama görmüyorsun. Gece olmuş -insan neyi görebilir ki?




Artık senin gözlerinle görmekten öte bir seçeneğim yok,
diyor,
demek ki yalnız değilim, yalnız değilsin. Gerçekten de
bir şey yok sana gösterdiğim yerde.




Sadece bir araya gelmiş yıldızlar, yorgun,
bir kır eğlencesinden kamyonla dönen insanlar gibi,
hayal kırıklığına uğramış, aç, hiç biri türkü söylemeyen,
terli avuçlarında ezik yaban çiçekleri.




Ama ben direteceğim, diyor, görmekte ve sana göstermekte
çünkü sen görmezsen, sanki ben de görmemiş olacağım-
hiç değilse senin gözlerinle görmemekte direteceğim-
ve belki bir gün buluşacağız başka yönlerden gelip.




YANNIS RITSOS



Çeviri: Cevat Çapan