Hatıra gelince bizim ellikler....
Gönlünü hoş eder, bu güzellikler...
Geri gelir eski, yitik bellekler....
Dilinden çeşitli söz dile gelir.....
Toprağın, bire on verdiklerini....
Mahsülü önüne serdiklerini....
Anlatmaya kalksan, gördüklerini...
Sözler eksik gelir, göz dile gelir....
Her mevsimi ayrı ayrı güzeldir...
Dördüde kendine göre özeldir....
İlk baharın, yazın sonu gazeldir...
Kış ile yarışan, güz dile gelir...
Suları can verir, benzin kanlanır...
Kanın kaynar, hücrelerin canlanır...
Hemen algılanır, hemen anlanır....
Ruhun içindeki, öz dile gelir...
Peynir ekmek deselerde adına...
Doyum olmaz onun lezzet tadına...
Yayıp, sıcak küle, yanmış oduna....
Ekmek ısıttığım, köz dile gelir....
Yazın bu dağları ziyaret eden...
Yaylalara seyran, pancarcı giden...
Kaş göz, beyaz gerdan, ince bel beden...
Ne edalı gelin, kız dile gelir.....
Güneş açmış, karı buzu kürümüş...
Yemyeşil dağları çiçek bürümüş...
Bölük bölük ne sürüler yürümüş...
Oynaşan kuzular, yoz dile gelir....
Kırmızı buğdayı, yakut incidir...
Tadı tartışılmaz, hep birincidir...
Yazmazsam darılır, fazla kincidir...
Senelerdir öten, kaz dile gelir...
Toprağın altına doğru sızarsak..
Tarih çıkar, alttan fazla kazarsak...
Hep dağlara, çiçeklere yazarsak..
İçlenir çayırlar, düz dile gelir...
Bir ocakta kalsa, tütsün sönmesin..
İster ordan göçen, tekrar gitmesin..
Kimse bizim El' le yarış etmesin...
Elimizde nice, koz die gelir...
Her yanı, kutsal emanet yatır...
Kim görse anlatır, bir kaç söz satır..
Bir ben değil, bunu herkes anlatır...
Erberk sussa bile, saz dile gelir...
Kayıt Tarihi : 31.10.2009 23:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!