Dilde Olmayan Dinde, Dinde Olmayan Dilde ...

Edebiyat defteri aldı bir sitede o günü yazdım tahammül edemedi yazdıklarımı sildi o gün! Döndüm bende onları tarihten ve yeryüzünden sildim.

Dilde olmayan dinde, dinde olmayan dilde olmaya başladığı gün bu insanlık zulmü başladı. ( Din ilk siyasete alet edildiği gün) Hangi gün o gün?

Ne zaman bitti veya bittiği idrak edilmek zorunda kalıyorlar.

Fanatik dil şimdi hangi kapital dini suçluyor?

Kim koyup kaçacak? Kimden?

Susuz denize kim döktü o zalimleri?

Hangi Türk?

O Türk

Mustafa Kemal Atatürk'ün kurmay yurttaş askeri.

O Türk bir gün bir Türk'ü programı için bir belediye başkanı aracılığıyla davet edildi.

Her yerde siyaset konuşur hastalığı oraya da bulaştı.

Bir anda belediye başkanı elinde mikrofon konuşmaya başladı.

Dedi ki; bir tek şu bağlamayı çalmayı basaramadım dedi.

O Türk'ün yanıtı tokat gibi geldi.

Başkana herkesin gözü önünde dedi ki; siz çalmanın makamında oturuyorsunuz bırakın saz ve söz ile Türkülerimiz biz kendi kendimize çalalım dedim.

Çok bozuldu. Geçti yerine yanıma oturdu ve yan dönüp devrildi.

Bir daha da hiç bir saz ve türkü çalma işine beni alet edemedi.

O Türk o gün bugündür kendi türkümüzü söylememiz gerektiğini bir Türk gibi Türkü söyleyerek bizi bize besteletiyor.

Sonra bir başka düşman partisinin adayı oldu boyunun ölçüsünü aldı ve tarih oldu.

Tarih olacak siyaset ve sermaye, tarikat ve cemaatler gibi.

Yaşam tiyatrosu yazarı ve devrim ile insanlık şifası doktoru para doktoru emeklisi! (Banka müdürü iken davet edildim siyasi bozgun başlasın diye!)
Cumhuriyeti kuran siyasi parti işgal edilmişti. İşgale o Türk o gün son verdi. Yıl 2007 Düşünsün şimdi herkes.

Özür çabaları da yaşattıklarını yaşama zulmünün bir sonucu kendilerini bitirdi.

Kurmay Yurttaş
Önder Karaçay