sümbülüm
serin yerlere ser gözlerini
ki, yazımın çağanoz mavisinden kalan
ve acı ortaylarına dek senin olan
renk beğensin düş dalımın goncası
bileyim
gülüşünün hangi hali şiire pusu
döşündeki hangi benek
döndüğüme güz görümlüğü
anlayıp ağarayım
buralarda bir ağustos
bir cehennem düğünü
günü davul
gece zurna
gerdek diye girdiğimiz
gömütlüğe güverte
ne gök kucakları
ne sinir çizgileri
mağma huylu bir kasırga
yarını burnunda hamilesi ateşin
nikahımıza sızmıştır
ömrümüze en ekabir artık- döğer
sümbülüm
eşkin güzlere ver eteğini
şimdilerde bütün imdat kollarım kırık
hangi düş’ü tuşlarım ki melamin ellerimle
bin ağıtlı aryasında bin perde
tuz gölünden ay devşirme benimki
bilmez misin
gözlerinin girilmezi az ömrümün terkisi
kirpiğinin gidilmezi dallarıma gök ova
deri değiştirdiğim yerleri güz yeline sal artık
sal ki ay batımlı özlemine günaydın olsun
sal ki
tez aparsın Düş Dağı’mın Anka’sı
Ali Tekmil / 21.08.2008
Ali TekmilKayıt Tarihi : 7.9.2008 17:12:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ali Tekmil](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/09/07/dil-duztaban-gizince.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!