Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Devamını Oku
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
1970 doğumlu. Lise eğitimini İzmir'de tamamladı. Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Tezgâhtarlık, sekreterlik, anketörlük gibi işlerde çalıştı.
Şiirleri pek çok dergide yayımlandı, bazıları; Ludingirra, Akatalpa, Öküz ve Sombahar'da yayımlandı. Grapon Kâğıtları isimli ilk kitabı İnkılap Kitabevi Şiir Ödülü'nü aldı.
Kanser nedeniyle 41 yaşında yaşamını yitiren şair Didem Madak'ın naaşı Edirnekapı'da defnedildi.
"Didem Madak, 1990'lı yıllarda ortaya çık ...
Ne diyeyim bilemedim şiirlerinize denk geldim önce okudum sonra seslendirmek geç di içimden bir kaç şiir kopyaladım bir bakim dedim şairemiz kimmiş vefatınızı okuyunca emin ol sanki çok yakınım gibi geldin değişik duygular içindeyim.Rabbim merhametiyle muamele etsin nur içinde uyu kardeşim. Bu arada bütün şiirlerini kopyaladım her birini seslendirmek istiyorum umarım layık olurum...
Seni çok okuduğumu düşünüp ,beni azarladılar ,ey melâikelerin şahanesi "Didem Madak" Aslında öyle değil ..Az parmaklamadım küflü reçelleri ,ışıklarda ol,sanatçılar asla ölmezler ..Kalbimizdesin
DİDEM
Hani sen sinektin Işıl’la
Geveze gecede düşlerinizde kelebekler
Grafon kağıtlarından fener alayları vardı ay ışığında
Geçmişti yalan peygamberler eşliğinde sinekler
Uzak ülkeler düşlerinizde gökkuşağıydı kaçacaktınız birlikte
Mevsim kıştı oysa karpuz kabuğundandı gemiler
Çocuklar ölmüştü son ay ışının gölgesinde hüzün ağlıyordu
Şiirdi yakışan sana mor zambaklı kocamandı yüreğin
Bir ateş düştü pirinç tanelerinin üzerine kanserdi
Kapı aralığına sıkışmış bir ruh gibi bağırmıştı baykuş*
Siz zehir nedir bilmezsiniz zehir aşkı bilir oysa bayım!**
Diyordunuz ya oysa ben güneşli şiirler yazmak isteyen bir bayım
Sen acılarını katık edip gittin ya
Bu gün doğum gününmüş güzel insan
On birinci sensiz sekiz nisan
Dolduramadı yerini yeni yetme şairler
Hiçbir şiirden sizinkiler gibi tat almadı okuyucular
Sustu şiir sen gidince öksüz kaldı buralar
HÜSEYİN SERT
Bu şiir Didem Madak’ın Ay ışıl’a Sığışmıştı şiirinden esinlenerek yazılmıştır
Didem Madak ‘ın Doğum günü Anısına
*AY IŞIL’A SIĞIŞMIŞTI
**SİZ AŞK'TAN N'ANLARSINIZ BAYIM? Şiirinden
Dün akşam Pul biber Mahallesine uğradım
Salgın saz çalıyordu klarnetçilerin yanında
Her tarafa her zamanki gibi dağılmıştı kedi tozları
Maskeler kollarında zeybek oynuyorlardı
Acı kapı kollarına bulaşmış göbek adlarıydı sokakların
Zeyna'nın yavruları apartmanın bahçesini yalıyorlardı
Yalama bir kedi daha çıkıyordu çiçeklerin arasından
Bana dik dik baktı pençesini salladı güç bende diyordu
El mi salladı yoksa salavat mı getiriyordu diğeri
Eriyen merdivenler hala akıyordu devasa bir apartman dikmişlerdi altına
Senin oturduğun yere oturdum kavga sesleri hala geliyordu
Sokaklar çınlıyor incir reçeli satıcısını sesleri duyulmuyor küfürün renginden
Ellerimi montumun cebime soktum beyaz tavşan çıktı kaderime
Çamurlu ayakkabılarımı yalıyordu güneşin son ışıkları
Küfürler renk değiştirmişti biraz daha solmuştu pul biberler sokakları
Mülteci olmuştu kediler köpekler geziyordu saf saf Arnavut kaldırımlarında
Ev sahibinden izin aldım anahtarınla bir kedi geldi guguk dedi
Boğaziçi’ni öksürüyordu martılar en arkada pisi balığı vardı
Sen gittikten sonra kimse tutmamış ellerinden kaçıyormuş bu bodrum katı
Alta on kat daha eklemiş ev sahibi senin kiralarını onlara ödetiyormuş
Nasıl gıcırdadı kapı mutfaktaki farelerin düğünü yarım kaldı galiba
Ayakkabılığın portmanto giymiş soğuktan birazda parfüm sürmüş
Ocağın üstünde cezve fokurdamağa başlamıştı kapattım usulca
Cebimde her zaman taşıdığım üçü bir aralardan çıkarttım biri düşmüştü
İki fincan kahve yaptım attım telvelerini sokak kedilerine
Grafon kâğıtlarıyla oynuyordu Zeyna orada köşede
Birini mi bekliyordu yoksa benimi bekliyordu solmuş şiirlerin
Çek yatın üstündeki Zeynanın tüylerini okşadım ahbap senin yerine
Burcunun sesi miydi bana seslenen 128 harfle birlikte
Kılıçlarımı kuşandım bir elimde bulaşık süngeri bir elimde fair
Reklam kuşağında dolaşıyorduk peş parasız pul biber sokağı evinde
Sensiz sessizce örümcek ağlarına baktım büyüttüm ilkokula gidiyor şimdi
Umutlarımı karıştırıyordum sokak aralarına menemen yapıyorum
Pul biber ekliyordum pazardaki satıcıların burunlarına
Köşedeki duvara grafiti ile geçler adını yazmış
Zeyna kulaklarını dikiyor mis Marple oratoryosundan memnun
Soruşturma açıyor açıyor pul biber mahallesine kedilerin padişahı
Soğuk kımızı renkler açıyorum kalemtıraşımla
Yerde eski bir terlik kokusu geziniyor sigara dumanından öksürüyor
Sessizce süpürüyorum faraşla atıyorum kibrit kutusuna
Arıyorum sokak lambalarını Pazar sokağında en sevdiğin renkleri
Soruyorum incirlere adını yeşil zeytinlere mis Mrpble diyorlar
Guguk guguk cuk diyor bir kedi yavrusu ayaklarıma sürtünüyor
Ellerimi yalıyor sabun kokusunda güvercin çiçekleri
Uzun bir düdük çalıyor ayrılan tren veda yokuşundan gökyüzüne yükseliyor
Virane sokak aralarında seyyar satıcıların sesleri geziyor
Basmahane ile Sirkeci'nin arka sokakları karışıyor birbirine
Anadolu’nun kokusuna özlemlerine vedalar yapışıyor trenin tekerleklerine
Pul biber mahallesinden gidiyorum Bornova’dan kule dibine
Biliyorum sen hep oradasın yıldızlardan gökkuşağı
Rüzgâr şiirlerine imrenmiş savuruyor dünyamıza tohumlarını
Tozlu sokakların üstün de bir beyaz güvercin takla atıyor
Ağzında zeytin dalı zeytinleri yemişler kahvaltı niyetine
Ekmek kokuları yayılmış mahallenin içine şiirlerinden
Bir ucu yanmış mektuplar adını sayıklıyor saygıyla
128 kelimeden ibaret veda busesi eşliğinde
İki bira içiyoruz efendimize
Köpüklerini tokuşturuyoruz üstüne pul biber ekliyoruz
Bir kıvılcım sesi şiirleri arası yolculuk başlamadan bitiyor
Pul nedir ki ya biber nereye düşüyor soruyorum rüyalarımız efendisine
Yeşil kırmızı acı ve tatlı şiirlerin ülkesi seninle
Güzellikler şiirlerin kadınını anıyor
Pul biber mahallesinde
Gökkuşağı adını yazmış yıldızların üzerinde
DİDEM MADAK
Anısına Saygıyla
Şiirlerinizi çok geç okudum. Tanış olamadığımıza üzüldüm. Şiirlerinizi beğendim keşke önceden okuyupta şiirlerinizi çok beğendiğimi söyleyebilseydim size, merhume hanımefendi. Allah rahmet eylesin. Mekanınız Cennet olsun inşallah.
Şiirlerinizi çok geç okudum. Tanış olamadığımıza üzüldüm. Şiirlerinizi beğendim keşke önceden okuyupta şiirlerinizi çok beğendiğimi söyleyebilseydim size, merhume hanımefendi. Allah rahmet eylesin. Mekanınız Cennet olsun inşallah.
Değerli büyüğüm daha yeni keşfetmiş olsam da sizi okudugum bikaç şiiriniz o kadar etkiledi ki beni başarılarınızın devanımı dilerim iyi günler
Ben de sevgili Madak'ı çok geç keşfedenlerdenim.... Hayat hikayesini okuduktan sonra şiirlerini bir kez daha okumak dizelerin boğazımda düğümlenmesine sebep oldu... Onun deyimiyle "Allah Babamız" mekanını cennet eylesin....
Yaşama dair ne varsa hayatımızda hepsinin kurguladığı dizelere ustaca serpiştiren, yüreği sevgi dolu bir şair...
Erken vedası ile okunmamış, kaleme alınamamış öksüz dizeler ve öğretiler bıraktı ardında...
Üç kitabın sayfalarına asırlarca yaşanmışlık sığdırdı...
seni şiirlerin kadar sevecek ve özleyeceğiz....
Altın ve gümüşü sarraflar anladıkları gibi, söz cevherini de ancak söz sarrafları anlar. Yere düşmüş bir çiçeği hayvan ağzına alır çiğner; kadir bilmezler, ona basar geçer; insanlar ise, onu koklar ve göğüslerine takarlar.
Sanırım mesaj anlaşılmıştır.)