/ daha çok zamanımız vardı, topyekün katledilmelere
Latin dağlarındaki rüzgarları, bu topraklarda estirmelere.
çok zamanımız vardı, dengeyi bozmadan yürümelere
güvertemizin yer yatağında, güneş altında sevişmelere/
karaya adım atan her bahriyeli kendini denizde buluyordu
deniz o gün önce bahar sonra sırılsıklam düşman kokuyordu
Kara gözlüm bu ayrılık yetişir,
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Devamını Oku
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Ne Mayıslar yok edebildi denizleri, ne Nurhak dağları, O denizler ki öylesine yer etmiş ki içimizde, kahpe kurşunlar öldürdüğünü sansa da her doğacak çocuğun adı deniz, her devrim yapacak çocuğun adı mayıs oldu aslında. Yitirildiğini sansak ta 12 eylüllerde, geliyorlar gümbür, gümbür, bununda farkındayız aslında. Kaybetmiş olduğumuz yılların açısı ağır çıksa da ruhumuzdan yinede açık gitmeyecek gözlerimiz inanıyorum buna.
Muhteşem bir şiir okuttunuz yine. Alıp götürdü beni 1 Temmuzlar da karaya çıkan bembeyaz kuğu gibi süzülen bahriyelilerin Sinop sahillerinde süzüldüklerini ve bir kaç saatliğine de olsa aşkı arayan gözleri gelip oturdu benliğime ardından 6 Mayısların baharın son ayı olmadığını aslında kış mevsiminin ilk ayı olduğunu hatırlattı dizleriniz ve tükenmiş umutlarımızı aşk ile yeşertmeye çabaladığımızı.
Kutluyorum kaleminizi ve yüreğinizi. Saygılar yüreğinize. Tam puanımı bırakırken sayfanıza izninizle listeme alıyorum şiirinizi.
*coplar çekilir böyle günlerde, süvari kılıcı gibi kınlarından*
*kan kokusu salınır meydanlara, kanı bozuklar tarafından*
*kimimiz yerlere yatar, saklanır kimimiz ağaç kovuklarına*
*ama vurulanlarımız olur sırtlarından, işbirlikçi
kurşunlarla*
Başka hiç söze gerek yok.. yaşadığım.. içinde olduğum.. Beyazıt Meydanı'nda bulunduğum 27.Mayıs.1960'ları yaşatıyor bu dizler bana... Gördüm, yaşadım, tanık oldum.. Her delinişinde Anayasa.. koy ulusumun önüne kocaman bir tasa...
ve şairler çıkar karşına, devrimleri hatırlatır üstüne basa basa....
Dost selamları gönderiyorum..
çok güzel bir şiir. yüreğinize sağlık.
Her kavganın geçmişte kalan çok güzel veya acı anıları mevcut.
Günümüz nedense biraz yozlaştı.
Ben şahsım adına, 70'li yıllardaki kan / gözyaşının dışındaki, okumaları, tartışmaları çok özledim.
Düşünen gençliği birbirine saldırtıp kan döktüren eller olmasaydı sanıyorum ülkenin düşünce derinliği çok fazla gelişecekti.
Ancak bilerek ve isteyerek bir oyun oynadılar.
Ülkede tartışılmaz kabul edilen bir çokunun gençlik tarafından tartışılır hale gelmesinden rahatsız olan,
sermaye
burjuva
derin devlet
gençliği birbirine düşürdü. Ellerine silah vererek birbirinin üzerine saldırdı. Sonra ortalık kan gölüne döndü diyerek düdük çaldılar.
Ve sonra malum eğitim düzeni..
Ezberci. Sorgulamadan uzak. Vize finallarden kurtulamamış. Her an kitap ezbezlemek zorunda olan bir gençlik.
Düşünme, yorumlama erkleri ellerinden alınmış bir gençlik.
İki dönemi karşılaştırdığımda bizim gençlik dönemimizin kitap okuma, tartışma, yorumla gücünü daha iyi görüyor ve anlıyorum.
Çalışmanızın vurucu anlatımı ile ben eskilere gittim. Teşekkürler dostum.
HER ZAMANKİ ŞİİRLERİNİZDEN DEĞİŞİK.
LAKİN EN
M
U
H
T
E
Ş
E
M
İ
TEBRİKLER AĞACAN.
SELAM VE DUA İLE.
coplar çekilir böyle günlerde, süvari kılıcı gibi kınlarından
kan kokusu salınır meydanlara, kanı bozuklar tarafından
kimimiz yerlere yatar, saklanır kimimiz ağaç kovuklarına
ama vurulanlarımız olur sırtlarından, işbirlikçi kurşunlarla.
hiçbir mayıs böyle ölmemeliydi, bizim öldüğümüz kadar …
Yüreğin kalemin var olsun yüreği sağlam kalemi sağlam dostum.nasıl bir anlatım ki,acaba yanlışmı okuyorum dedim yanılıyosam yaz.Kurtuluş savaşından mayıs devriminden ve cuntalardan sonra şiiri öyle bir bağlamışsınki sevgiliye tebrikler kalemin susmasın susturulmasın.tam puan.
Bu şiir ile ilgili 86 tane yorum bulunmakta