Dokunma salını batırmış adamın yanağına
Düşer,konaklarsa bacağın viraneleri dolar
Kanma,sanma taşsın gökyüzü ayaklarına
Bırakma afitap düşlerine fırtına
Çekilsin liman ufuklarına,
Gözdağı verme,kayıp giden namına
Ellerimde riyakar iki göz
Ankara fazla karanlık
Doğması beklenen güneş
Demini bekleyen senlerle birlikte
Boğazım kuru,gözlerim kendime
Bedenim yeryüzüne hasret
Konaklarsa vücudun taşraları
Ağıtlar yeni anlamlara koşar
Sütliman durmaz ayaklarım
Ellerim beyhude bırakır
Kulaklarım vaveyla
Bir bayram ayaklanıyor,
Sabahım efsunkar
Kaçıyorum penceremden
Aralık kalmış gerçeklerde bozgunlar
Düşünüyorum bir yaşın bin depreme yasını
Saatlerin seyri aleme yandaş olaağını
Bir duvar ki,taşları boyu boyuma
Elim kolum,beyhude
Gözüm kırmızında sabahları
Konaklamasın sırtın renkli yangınları
Biz cezayir menekşeleri
Açılmadan denize kokun tut,
Bu karam senindir.
Ben bu akşam lal,sen engin ol şafağa
Biz deli firuze,bırakma kara çalarım
Zamanı değil.
Bu sabah kehanete eş olsun
Sokaklarımız virane,damlarımız göğe uzak
Bırak okunsun telaş yüzünden
Titresin ellerim,
Bir saklambaç son bulsun hudutlarımızda
Kavgalar ayrılsın köşelerine,
Bırak bahçelerin yok satsın
Yarınların benzemesin
Küf satan duvarlarına
Her notasında tesadüf çalan ayakların
Oyun bırakmasın artık başucuma
Bırak,görünsün veda yanıbaşımdan
Bugün solun faslı
Karalarsa elim yangınları
Zafer çığlığı düğümlere koşar mı ?
Doruğunda kalmak zor
Bu zul batışında özlemler asmak
Demini tutmak burun uçlarında
Çıkmak için tekmelediğin o kapılar
Ellerinde bir avuç geçmiş taşır
Soluksuz umut doğuranlar
Penceresinde güneş arayanlardır.
Şiirleriniz çok özgün başarılarınızın devamını dilerim
Emeğine sağlık