Gecenin ortasında Ay'ı seyre dalmışım.
Gidenler gitmiş benden, kalanlara yanmışım.
Göğsümün gergefinde açılmış gonca güller.
Ölüm hak bilmiş amma, bana gelmez sanmışım.
Ruhumun ızdırabı bilmem ki neden.
Anlatsana nasıl bir duygudur tırnaklarınla yüzünü yolmak.
Gözlerini oymayı aklından geçirmek mümkün müdür ?
Yanan bir ocakta ellerini yakmayı, bir bardak kızgın yağı bir nefeste içmeyi hayal ettin mi hiç ?
Yüksek bir binanın çatısına çıkıp, "topukların boşluğun avuçlarında" kuş olmak geçti mi içinden ?
Hiç kanat çırptın mı sonsuz bir uçurumun başında?
Kırmızı ışıkta bile isteye bir arabanın önüne attın mı hiç kendini ?
Her sabah eskiyen bir dünyaya uyanıyorum.
Penceremin pervazı hergün biraz daha eskiyor.
Dün açan çiçek bugün boynunu bükmüş.
Dün doğan çocuk bugün biraz daha yaşlı.
Eskisi gibi ekmek kokmuyor fırınlar.
Çay demini kolay kolay almıyor.
Üç gündür burnumun direği sızlıyor.
Ve üç gündür sen buna sebepsin.
Tuhaf olan şu ki bu sızının tarifi yok. Mesela kanayan bir kesiğe hiç benzemiyor.
Yada yolda yürürken burkulan bir ayağa.
Garip ve tuhaf şeyler oluyor,
İçten içe genzine doğru bir yanma hali.
Gasp eyleme ruhumu arafta hicranınla.
Rezil rüsva olurum mizanda israfımla.
Kaldırmaz bedenim narının ateşeni.
Çetin olur o günüm mahşerde imanımla.
Abu hayat suyundan kim içmiş ben içeyim.
Bir kadını okşamaktan başka neye yarar bu eller.
Tank gıcırtısı değil ki öpüşürken dişlerinin dişlerime değmesi.
Nedir bu içime mayın gibi döşenmiş olan şey,
Savaş ve Barut kokan bir gecede, ne anlam taşır ki, senin teninin, benim tenime değmesi.
İşte o an fırlayıp yatağından insan, yüreğini çat diye ortadan ikiye bölmeli...
Sakla beni yağmurdan kaçıyorum.
Gözüm her dem çatıları gözlüyor.
Bir kurşun gibi acımasız bu yağmur.
Tutup tutup yanlızlığımı dövüyor.
Açım ve üşüyorum.
Üstüm başım perperişan.
Tam unuttum derken, çalınan kapı,
Ardında bilmem ki kim
Açsam bir türlü açmasam başka
Elimi uzatıp kapının koluna, açmak mı?
Sırtımı yaslayıp dibine çöksem mi yoksa ?
Dizlerimi çekip karnıma, başımı ellerimin arasına mı almalıyım ?
Sanırsın dünya yıkılmış başıma.
Kaç ölüm eder, bir adamın yalnızlık türküleri.
Sesimi duyan var mı diye bağırıyorum.
Sesimi duyan yok.
Kim yaptı yüreğime bu temelsiz kaçak evleri ?
Henüz hiç düşman elinden ölmedim ben.
Ruhumun gergefine çekilmiş onca yıllar.
Ah eder ahuzarım ; Olur mu sana â/yar.
Dilimden dökülmüş inci mercan taneler.
Bir bir talan olmuş gönlümde ki haneler.
Hangi renge çalar kırların menevşesi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!