Mapussam
Müebbetsem
En az bir ömür yatarım varsa
Ranzamın demiri pas tutmuşsa hasretinden
Buna rağmen pencereme konan güvercin seni hatırlatmışsa
Her şeye rağmen gök mavi çimen yeşilse
İntihar edenleri şimdi daha iyi anlıyorum.
Beyinsiz insanların, vicdansız yürekleriyle kuşattığı şu dünyada tahammülü kalmıyor duygusal insanın yaşamaya.
Kimi açlıktan, kendini asıyor.
Kimi sevgisizlikten.
Ey sevgili bizde sevda, cümle cihanda nişan,
Namekanda ruh, canda abıhayat perişan.
Tepside sunulan zehri şerbettir bize,
Kasede bade, lebde tenler perişan.
Eylenmez gönlümüz, yol ki varmak içindir,
Yabancı değilim bu yalnızlığa,
Merak edip hatrımı sorma gerek yok.
Git gez dolaş sen, gününü gün et.
Alıştım yokluğuna gelme gerek yok.
Bahaneler üretip yorma kendini.
Kızgın bir yaz akşamı gibiydin.
Ufukta sarı sıcak,
Uzun ve geniş bakarak.
İki odalı bir evi andırıyordu gözlerin.
Pırıl pırıl, saf ve berrak.
Kapısı sokağa açılan bir ev gibiydin.
Sen kaybetmeyi kabullenmişsin,
Kabullendiğin gün herşeyi kaybetmişsin.
Öyle mahzun bakma bana.
Dokunup yakma yüreğinin bam tellerini.
Düşürme kirpiklerini göz çukurlarına n'olur
Sesini sus eyleme kurban olurum.
Sen susarsan ben per perişan olurum.
Elimde Musa'nın asası,
Sırtımda çarmıhı yüce İsa'nın.
Hele bi bak Eyübün bende ki sabrına,
Hey gidi hey ! Azgın sularda şaha kalkmış Nuh'un gemisi.
Gel bir de Yusuf gibi kuyularda gör beni.
Kayanın ucunda ki buz sarkıtları gibiyim.
Ucu sivriltilmiş kızıl derili bir mızrak.
Orta çağlardan ses vermiş bir uğultu gibidir buralar.
Zor ve meşakkatli iştir özgür kalarak yaşamak.
Ey benim güzel Sevgilim !
Belirgin gözlerinin naif korkusu.
Dibine çökmüş sanki yüreğinin tortusu.
Onbeşinde baş vermiş, nasıl eğilsin.
Ufukta rüzgar gibi ciğerimin muştusu.
Ey gökten yere, nidayla düşmüş yürek.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!