Devletin Kilidi Ellerindedir

Bir avuçken, kâfirliği ayandır
Devletin kilidi ellerindedir
Hem İslâm’a hemde türke düşmandır
Vatanın işgâli dillerindedir

Vur; emri ilâhi; vuracak hani?
Düşmanlarla bağı kıracak hani?
Başı dik alnı ak duracak hani?
Korkaklar; çağlayan sellerindedir

Ok’suz sadakları yaylayanların
Nâmı nimetini paylayanların
Kudsî mefâhiri taylayanların
Hançeri, musaddık kullarındadır

Karıncayla İbrâhîm’in safında
Olan varmı İslâmiyet rafında?
Kim duruyor ahd-i misâk lâfında
Başta kippa, zünnar bellerindedir

Nekâhatten sonra haydi tabura
Kışlasımıdır ki askerlik, bura?
Devlet temeline gömdüler çıra
Yakmak için kibrit ellerindedir

Bir of desen gâvûr dağı yıkılır
Altını kaz ehl-i küfre çıkılır
Mevcûdata basar ile bakılır
Doğacak altın çağ küllerindedir

Viyâna da Adana da ben varım
Afrikada, Endülüste baharım
Yedi hilâl yedi kıt’a a’sarım
Bunlar ki bermûda göllerindedir

Mazlum, mağdur Müslümanlar firâkta
Sığır çobanları neyler Irakta?
Türkmenistan, Afganistan merakta
İdâre yahudi döl’lerindedir

Evet işgâldedir kutsal mekânlar
İşgâl edilmiş bu kara vicdanlar
Vatan sevdasından, bihaber bunlar
Hakkın susuz, kuru çöllerindedir

Öldü diye yâdedilen, otuz yıl
Vermedi vatandan bir tane çakıl
Öğle nemazını Waşingtında kıl
Bilsin; Selâhaddîn yıllarındadır
Bin beş yüz senedir yastadır lâkin
Tükenmez İslâm’a beslenilen kin
Vakti merhununu bekliyor sâkin
Saadet Asr-ının kollarındadır

Adana, Antakya, Isparta, Ağrı
Hiddetten kabına sığmıyor bağrı
Habîbi Kibriyâ yapmıştır çağrı
İkinci Fetihin yollarındandır

Kulağı var amma, mühürlü duymaz
Va’zı hakîkâte katiyyen uymaz
Ellâh imhâl eder, yanına koymaz
Zekkûm ağacının dallarındadır

Taaruza geçti küffârın cem’i
Dümeni almazsan batacak gemi
Cihâd farz-ı ayın diyor İSLÂMİ
Eshâb-ı kirâmın hâllarındadır