Eksik bırakılmak sureti ile yazılmayanları ve es geçilenleri yazıp kendi eksiğinizi tamamlamak gerekiyordu.
İşte devlet kavramını kendi bildiklerim kadarıyla eksik bırakmıştım. Ama hiç bir konu ya da süreç yazılması gerekenleri yazmakla bitmiyordu. Her yazılandan yeni bir alan açılıyor yeni alanda yeni çıvlama ortaya çıkıyordu.
Kartopu yuvarının büyümesi gibi her yazılan konu ile yeni bir yazılmayan bağlam, yeni bir es geçilen konu ya da konular ortaya çıkıyordu. Eksik dediğim yazım olguları bundan ibaretti.
Yazı yazarken üzerinde çalışılan konu içinde o konuya bağlı ayrıntıların çıvlama yapan belirişleri vardır. Başka bir ifadeyle ayrıntıların matruşa durumları vardı. Bu durum her yazan kişi için yazma dediğimiz yol akışının ve bilgiyi ifade etme tarzının kaçınılmaz kaderiydi.
yumuşakbaşlı rüzgarların kanatlarında bir yer bul bana
suyun ışıltılı sesleri aksın bir yanımızdan,
bir yanımızı defneler sarsın...
demir kollarının yumuşaklığında uyanayım sabahları
zeytin ağacının gözlerinde büyürken bir çekirdek