Sığacık'ta, bir balıkçı meyhanesinde öğrendim
yalnızlığın, terkedilmişliğin, en dalgın deliliğini
sığacık'ta öğrendim, mehtaplı gecelerin şarkısını
sığacıkt'a öğrendim,
beni alıp benden ötelere götüren
ucuz romanların süslü kapılarını
bir duysan,
anlayabilsen, içimdeki duyguları, çığlıkları
bir bozlak, bir türkü olurdun, Veysel'in sazında.
Senin sayende öğrendim, Ege'nin yosun kokulu iklimini
mühtiş koylarınla rüyalarıma ilk girdiğin yer...
renkli tahayyülerle süslenen sığacık geceleri
bir sevgidir içimde geçmişi doğuran giz,
yorgun kalbim, kaygılardan âzâde;
kaç bahar, kaç güz, senden değdi yüzüme
gün çekilirken mor mavi kıyılarından.
Nasıl bir telaş içindeyim, bu şirin yörede
ıtır kokan ellerim, bir duvar döküntüsünde
ah bir gülsen, çözülecek dudaklarımda düğümlerin
damlıyor birer birer içimdeki zamanın utancı
bil ki devlerin aşkı hep böyle olurmuş
bir yoldu, giden bizdik, ağlayan bizdik,
bak, yine seni görmeye geldim sığacık
korkma, uçan martılara say beni
al sesimi karıştır dalgaların gümbürtüsüne
çünkü ben, senin için her gün doğup ölenim.
Meğer ben mişim, en çok seni seven
ey günbatımı sonraları, loş ışıklı meyhaneler
söyleşin benimle, aşığınızım ben
tüm kırgınlıklarımı bıraktım imbat rüzgârlarına
çıkmaz sokaklarında unuttum gözlerimi
sor bakalım:
yüreğimi kaç kez kanattım senin uğruna
en ince yerindeyim senin, sığacık,
bütün yıldızları sana mı yaktı gökyüzü?
düşünüyorum da
izmir'in, kaç sığacığı var ki benden habersiz?
Nuri Dağdelen
Özdere-İzmir
24/12/2011
Saat.21.52
Kayıt Tarihi : 13.2.2014 22:28:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

değerlendirmeleridir. Ben kendi şiirime bir yorum yapamam
beni bağışlayınız.
TÜM YORUMLAR (1)