Devinimde Bir Umut Şiiri - Emre Gürcan

Emre Gürcan
43

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Devinimde Bir Umut

günümüz
ki bir çok saklı şeyle örtülü yüzümüz
ve penguenler öldüler herbirimizin yüzsüzlüğünden
...

bir eskimoyu andıracak derecede soğuktu o temmuz
ve bir aysberg kadar ağlamıştım sanırım
şimdi bir eskimo beni vurmak isteyecektir belki
sırf eridiği için buzdan evi..
oysa bir eskimoyla anlaşabilirdik herhangi iki dost gibi
beyaz adam kabul edebilseydi bütün gizli işlerini..

ben mississippide bir balık olabilirdim
ki bir gün
bir balıkçının oltasına takılabilirdi tüm bildiklerim
ve patlatılmakta olan her bir dinamit sanırım
hiç bilinemeyeceği kadar acıtabilecek olandı bir denizi
ve bir denizi olağanca idam etmekten başka bir şey değildi
bunca sızı
bir balık için..

güneşe hasret kalmaktı bu temmuz soğuğu
ve turuncu bir güne kanser haberiyle uyanma ihtimaliydi
herhangi bir çocuğun güneşe bakıyor oluşu
tarihin herhangi bir semtinde şimdi
bir atom bombası daha yorgun düşüyor
bir uçak daha üşüyor dünya savaşlarında
ve günün belli vakitlerinde yaşıyor olmanın
güneşe nispet yasak oluşu
bir çocuğu kanserden daha çok incitiyor
oysa
kemoterapik umutlardı güneşin bir bir bitkiye
karşılıksız verdikleri
ve bir bitkinin devam ettirdiği şeydi hayat..
...yaşamaktan zevk almaktı bir göle karşı uzanmak
göğe bakmak sonra
ve yeşilin radyasyon yaymadığını bilmekti hayal kurmak
...
güneşe hasret bırakılmaktı bu temmuz soğuğu
anlaşılması zor bir şeydi sanırım
bir umut için
sıfır noktasında yaşayabilmenin asıl mevzu olduğu
oysa suyun ışığı kırması kadar masumdu güneş
ve ışığın suda kırılması kadar olağandı yaptığı
her birimiz için..

sırf yıldızları sevdiğim içindi sanırım
bir temmuz gecesi ihtar edebilirlerdi tüm bakışlarımı
ve ozonosferi delebilecekmişçesine yutkunduğum nefesim
bir imla hatası gibi
kelepçe geçirebilirlerdi bütün ciğerlerime
ki bir yağmur isteseydi çoğu kez acıtabilirdi tenimi
güneşe hasret kaldığından beri çoğu şehrin gölgesi..

ben amerika kıtasını piri reisten öğrendiğimde
bir kaç kutup ayısını boğmuşlardı tatmin olabilmek için
gözlerimde
ve sene iki bindi...
yağmur ormanlarında bir çekirgeyi duymuştum en son
beethovenın ay ışığında bir temmuz gecesi..
ki hayatımda hiç yağmur ormanı yakmadım ben
ceplerime sokulacak darphane mağduru u-mutlar için
ve benim yüzümden
hiç bir hayvan sürüsü terketmedi denizi ülkemde
düşlerime varil varil atık madde döküldüğü için..

eğer temmuzun soğuğu yüzünden olduysa bunca yara
eminim ki başka bir temmuza kangren olacaktır dünya..

şimdi nile karşı bir çiftçi ağlar belki
ve çöle düşen ıssız bir tohum da ağlamayı bilir elbet
ki bir tohum çöle düşecekse bunda her birimizin
payı olabilir..
ve bir çiftçi ağladığı için nilde
anadolumda dudakları temmuzun soğukluğunda çatlamış
bir kadın vardır işçi
terinde bir çöle yetebilecek kadar umut
ve umutlarında bulunan yağması uzun zamandır eksik bırakılan
bir yağmur damlasıdır belki
...
ki göğün firavunu boğabilecek kudretli suyu
neden esirgerdi ki kendini anadolumun başı yazmalı
elleri açlıktan nasır kokan bir cennet kadınından..

bir kuş göçeder şimdi soğuktan
tenimiz kadar yakın bir memlekete
ve o kadar ki içimizde yaşayabilir bir kelaynak istersek
ömürlerce..
veyahut bir gün kuşlar bile şaşırabilir bize bir yudum su için
çocuklara savaşmayı öğrettiğimizde
...
ayrıca
bir fabrika bacasından karbonmonoksit sızdıkça gözlerine bir kuş
sürüsünün
bir serçenin de cevap hakkı doğabilmelidir tüm insanoğluna her gün..

karla sarhoş olabilen bir adamdım bundan asırlarca evvel
sırf kışı sevdiğim içindi ve
nice adamlar tanıdım zifiri bir atmosfer soluyan yerin onlarca
adım alçaklığında
sanırım yaptıkları yaşamaktı kışa nispet
ki madenciydi çoğu ve dedem ormancıydı emekli oluncaya dek
baltaları hiç çekici bulmadı tenim
ve ben kara yakışan çam ağaçlarını soframda görmek istemezdim
hiç bir christmas..
ki bir kaç temmuz daha geçtiğinde ömrümde
bir daha yağamayabilirdi kar o sevdiğim şekliyle..

yaşamayı öğrendiğimiz bulutların gittikçe sislendiğini düşlemekti
bir çocuk için uçurtmasız gökyüzleri giyinmek..

öyledir ki bildiğim tüm dünya şehirlerinde
teni biraz esmer olduğu için hor görülen çocuklar yaşıyor oldu gittikçe
onlar aç
başkaları da aç afrika güneşinde..
ki güneş açlık için bir sebep olmamalı
teni biraz gölgeli olduğu için insanların..
ve yaşadıkları coğrafyanın kimsesizliğinde
onca yaşamı sonlandıran vebanın
her birimizin avuçlarında varolan bir kesik olduğu unutulmamalı..

ben bir çocukken bunca yaşında evrenin
bir gezegenin katlinden sorumlu ölebilirim bundan kırk yıl sonra
ve her birimizin suçunu yarın kudüste doğacak bir çocuk çekebilir
avuçlarındaki taşı özgürlük adına
garip bir mayına sallayarak
ve ağlamayı kumbarada birikebilecek bir harçlık sayarak..

ah dünya dönüşüyor gittikçe
ve değişenler hepimiziz elbet..
ki bugün dünden daha öte değil sadece uçmayı öğrendiğimiz için
gökyüzünde..
ve aya ayak bastığı için armstrong 1969 senesinde
hiç birimiz kendini karaya vuran bir balina kadar masum bulmamalı
artık..

Emre Gürcan
Kayıt Tarihi : 10.1.2009 21:52:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Cemile Karabulut
    Cemile Karabulut

    umudun devinimleri halka halka büyüyerek daha çok akla hitab eder insallah gönülden kutluyorum tebrikler saygilar

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Emre Gürcan