Uzun kuyruklu fare,
Bir deveyle sefere,
Yola çıkıp gidermiş,
İçinden şöyle dermiş:
“Ay kocaman şu deve,
Yalnız gidemez eve.
Ben büyük kılavuzum,
Şu deveden yavuzum…
Önüne bir su çıkmış,
Fare geriye bakmış.
Boğulur suya dalsa,
Şimdi ne yapacaksa! ..
Deve demiş: — Hayrola,
Niçin gitmezsin yola?
Suya dal da geçelim,
Yolumuza gidelim.
Fare boynunu bükmüş,
Derin sudan çok ürkmüş:
—Yahu koca bir ırmak,
Ölürüm boğularak!
Vallah çok derin bir su,
Korkuyorum doğrusu…
Deve demiş: — Geç şöyle,
Ben bir bakayım hele.
Görelim ne kadarmış
Beni de boğar mıymış?
Deyip dalmış ırmağa,
Su çıkmış diz kapağa.
Deve demiş ki: — Güdük,
Övünüyordun hödük!
Derin sandığın ırmak,
Dizime çıktı ancak!
Korkacak ne var bunda?
Bir karış su sonunda…
Fare tir tir titremiş.
— Ey büyük üstat, demiş.
Küçük bir su da size,
Fark vardır dizden dize.
Siz kolay geçersiniz,
Bana göre bir deniz...
Deve dayanamamış,
Fareyi azarlamış:
— Boyundan büyük işe,
Ahmak olan girişe.
Öyle titreyip durma,
Beni de fazla yorma!
Daha küstahlık etme,
Övünüp kibirlenme.
Kişi kendini bilmeli,
Gururunu yenmeli.
Ahmet KARAASLAN (DEDEKORKUT38)
29/08/2000 KAYSERİ
Kayıt Tarihi : 23.3.2016 02:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!