'Hoca İle Çekirge' - Birinci Bölüm
Bugün farklı bir şeyler yapmalıyım. Epeydir çok uslu duruyordum ama artık duramayacağım. Şikâyet mektubu mu yazsam acaba? Neden olmasın? “Nereye ” diye düşünmeme gerek yok tabii ki. Memlekette her şey sorun. Nasıl olsa bir kapı bulurum kendime. Şu malûm edebiyat sitesine yazarım mesela. Hani yazılarımızı gönderen sistem var ya; beni çok acıtıyor vallahi. “Arkadaşınız size filanca şiiri öneriyor” diyen bir mesajla yolluyorlar onları. İyi hoş da, e-posta alıcısının benim arkadaşım olduğu nereden belli? Diyelim ki 80 yaşındaki hocama gönderiyorum. Kadın demez mi “Yahu bu ne ukalâlık! Bu hatun benim öğrencimdi bir zamanlar. Arkadaşlık da nereden çıktı? ”
Dese de haklıdır yani!
Veya posta alıcısı bir köşe yazarı.... Ciddi konularda yazışmışız. “Selam sabah” yerinde ama samimi arkadaşlık yok aramızda. Adam profesör üstelik; işinde gücünde, üniversitede ders verir; kitap yazar durur. Eh, şiir de sever. Okumasın mı? Okusun tabii. Ben de onun için yolluyorum zaten. Bundan sonrası ise kepazelik. “Arkadaşınız size …öneriyor.” Var mı böyle bir şey Allah aşkına?
Laubaliliğin daniskası!
-Çekirge, ne yapıyorsun yine?
(Eyvah! Geldi başımın belası.)
-Hiç hocam, yazıyorum. Bir eleştiri yazısı üzerinde çalışıyorum. Aslına bakarsanız henüz karar vermiş değilim. IMF görüşmelerinin olası sonuçları hakkında birkaç makale okudum. Pek sarmadı, çünkü işler şimdilik yolunda gidiyor. Merkez Bankasının faiz politikası üzerinde yoğunlaşmayı düşünmüyor değilim. Biliyorsunuz reel faizler, dünya piyasalarına kıyaslandığında halen çok yüksek. Bu da bizim sermaye piyasalarını yabancılar için fazlasıyla cazip hale getiriyor. Amma ve lâkin bu yabancı takımı geldiği hızda gidiverir de. O zaman halimiz duman işte! Enkazı toplamak hep bu gariban millete düşüyor. Bir de borsa çok şişti son günlerde. Ona kafam takılıyor. Yakında bireysel yatırımcıyı dut çırpar gibi silkeleyecekler. Yani düşünüyorum da….
-Bre Çekirge, sen iktisatçı mısın da kafa yoruyorsun bunlara? Oturup adam gibi şiirini yazsana!
-Emrin olur hocam! Ancak bu şiir işi beni bozuyor vallahi. Yaşım gelmiş 60’lara. Millet aşk şiiri isteyip duruyor. Bense düşünce şiiri diye ince bir kavram tutturmuş gidiyorum. Sonuçta ne onların dediği oluyor, ne de benim. Aralarda derelerde acayip ürünler çıkıyor ortaya. Oysa düzyazı öyle mi? Çatır çatır anlatırsın derdini. Yani diyorum ki, sen ensemde boza pişirmediğin sürece tabii ki!
-Bu ne biçim konuşma saygısız mahluk! Sıçramaya başladın yine. Otur oturduğun yerde edebinle ve şiirini yaz!
(Vallahi düpedüz şizofren edecek bu hoca beni. Ayrılık yazdım, aşk yazdım, göklere uçtum, geceler boyunca düş dünyalarında dolaştım, yıldızları saydım, hasrete ağıtlar yaktım da yine yaranamadım. Ama ben gerçeklerden kopamıyorum ki!)
“aynanın sırından
kadim esmer koyaklarda
parçalanan ruhuma
taze mühürler basıyorum”
Tamam bu iyi işte! Hoca’yı oyalar. O, dizelerle meşgulken ben yarım düzine kadar eleştiri yazarım olur biter. Belki de şikâyet mektubu... Millete bir faydam olur hiç değilse!
-Şiirin devamı geliyor hocam, merak etme :))))))
Şiire bir şey olmaz. Yoluna devam eder ama Çekirge ölüyor.
Görmüyor musun hoca?
Göremiyor musun?
(08 Ekim 2003)
Naime ErlaçinKayıt Tarihi : 8.10.2003 14:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Naime Erlaçin](https://www.antoloji.com/i/siir/2003/10/08/devami-bozuk-yollarda-hoca-ile-cekirge-1-yamuk-yazi.jpg)
Diline yüreğine sağlık diyelim biz de..:)))
Tebrikler
Mim Kemal Ertuğrul
Nerden gelir gelisiniz bilmem ama gidilen yerin GERCEKLER DÜNYASI oldugu belli........Lütfen yazmaya devam ediniz.....Saygi ve sevgilerimle....
TÜM YORUMLAR (5)