Oysa nasılda hazırlanmıştım
Sana anlatmak için içimdeki gizli sevdamı
Hangi sevda kitabı alabilir
Hangi denizler taşmazdı ki senli içimi döksem …
Tek tek ezberlemiştim bütün sözleri…
Nasıl durup, nerden başlayacağımı
Güneşe yüzünü dönen Gündoğdu çiçekleri gibi
Boynumu hafifçe bükecektim sol yanında durup…
Hiç söylenmemiş kelimeleri,
Hiç duyulmamış sözleri bulmak için okumadığım kitap,
Bakmadığım sözlük kalmamıştı…
Taçmahali getirecektim
Çam sakızı çoban armağanı ilk hediyem olacaktı
Meryem Anaya bile gidip dua ettim
Bütün mabetleri dolaştıktan sonra.
Babilin asma bahçesinden üzümler toplayıp
Aşk şarabı yapacaktım kutlamaya..
İskenderiye fenerini yakacaktım
Karanlıkta kalmayacaktı hiçbir gecen
İstanbulu serecektim ayaklarına
Çamlıca tepesinden boğazı
Gerdanlık gibi takacaktım boynuna…
Yaslanıp bizi seyredecekti güneş
Dağların omuzuna
Çekindim…..
Eski aşıkların deyişleri,
Hüzzam şarkıların ve hatta arabesk müziklerin dizeleriyle Sana seslenmeye…
Belki beni çok güzel anlatırdı ama…
Sana layık olamazdı hiçbiri
Başkalarının söylediği sözlerle sana arzu-hâl etmek.
//Söylenmemiş söz, kurulmamış cümle kalmamış //
Yinede en güzel kelimeleri inciler gibi dizip
Şiir gibi cümleler kurmuştum…
Firari bakışların değdi gözlerime
Zelzeleler koptu içimde tutunamadım.
Dev/rildi cümleler altında kal/ dım…
Üzgünüm….
Özür dilerim, yine başaramadım….
(01.03.2011- Tokat- Erbaa)
Ahmet AlıcıKayıt Tarihi : 20.3.2011 00:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)