Maraş’ın kurtuluşunun 87.yılı anısına..
Arkadaş, mâziye dön düşün bir an!
Düşün bu şehri ki, nasıl kahraman?
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Şiir için ne demeli biklmemeki.Bir kahramanlık destanı.Türk Milletinin özü,içindeki sevgisi,gönldeki vatan aşkı.
Son paragrafın son mısrasında Maraş kelimesi yerine Kahraman kelimesi daha yakışır sanırım
Mesela:
Bu ruh Maraş'ı Kahraman yaptı duyurdu.Nasıl?
şiirsel kalite olarak sevmedim ama 1978 katliamlarını yapanların ve onların görüşdaşlarının beğeneceği egolarını okşayacağı yazı
BU ÜNVANLAR KOLAY KOLAY ALINMADI ARKADAŞLAR...8.ŞUBATTA GAZİANTEPE GAZİLİK ÜNVANININ VERİLMESİNİN 88.YILINI KUTLADIK...ARKASINDAN MARAŞ'IN KURTULUŞ GÜNÜ...
ÖZGÜRLÜK UĞRUNA VERİLEN CANLARA RAHMET OLSUN...
Gaziantep Destanı
Bir alay askerle geldiler önce
Sonra bir tümen
Ve bin beş yüz gönüllüydüler
Sarhoşuydular zaferin
Şendiler gönlü şen yüzü şen Gülşen’diler gülşen
Yakıp yıkıp yok etmeye and içmişlerdi Antep’i zapt etmeye
Antep şehriydi paylarına düşen aslandan
Ne de kolay olacaktı ya
Ne de kolay
Hükmetmek savunmasız bir şehre
Ah garibim ah ah cahilim ah
Hesabını yapamadın tutmadı mizanın
Antepli de yemin etmişti
Önce bir alay asker sonra bir tümen ve bin beş yüz gönüllüye
Dar edecekti şehri
Ölecekti
Belki şehit olacak aç kalacak
Ve hatta yanacaktı
Açtı Antep açtı
Yaralıydı yorgundu öfkeliydi
Köydü köylüydü
Yalnızdı üstelik
Özgürdü özgür kalacaktı Antep
Değmez miydi senin için ey özgürlük
Değmez miydi
İki bin dokuz yüz yirmi çete
Ve bir ramazan topu ile
Dayandı sekiz ay on gün yirmi bin kişilik orduya
Dayan Antep dayan
Dayan ha dayan
Geçit yoktu köleliğe
Olmazdı olmayacaktı aslan payı Antep’im
Kolay mıydı
Önce bir alay asker sonra bir tümen ve Bin beş yüz gönüllüydüler
Yaktılar yıktılar
Koymadılar taş üstünde taş
Baş üstünde baş
Vay anam vay vay ki vay
Altı bin üç yüz on yedi şehit
Vay dünya vay vay
Gizdir direnişin senin giz
Giz içinde gizdir
Ey özgürlük
Dokurcum değirmeninde on dört çocuk
Cephaneyi yetiştirmişlerdi Şahine
Bir de yiyecek
Yoktu silahları
Bilmezlerdi zaten kullanmayı
Sığınmışlardı o gece
Dokurcum değirmeninde
Ah yavrularım ah
Eski Hösüğün oğlu Hasan
Bostancı Ali’nin oğlu Ali
Bostancı Kamber’in oğlu
Ve diğerleri
Kırıldı kapılar sökerken şafak
Ve oldular acımasız süngülere hedef
Tam on dört çocuktular
On dört çocuk
Siperdeydi kadınlar
Kimi kazdı
Kimi aş yetiştirdi bir de su erine
Çellonun kızı Emine
Köşker Happası
Ve yirik Fatma
Ustalar barut yaptılar
Franszısın patlamayan mermilerinden
Duvar küfünden güherçile
Tüfekçi Yusuf
Teğmen Mustafa lohanlı
Tevfik usta
Sabun hanıydı
Oldu Antep’e fabrika
Yardımsız kaldılar
Aç kaldılar
Selamladılar hatta ölümü
Özgürlük uğruna
Çıkmadı hiçbir yerden ses
Sus pus oldu insanlık
Sus pus
Vay anam vay vay ki vay
Vay dünya vay
Altı üstü bir ramazan topuydu
Barutla doldurdu Antepli onu
Demir bir gülleydi üstelik topun ağzındaki
Balıklı cephesindeki topu sordular
Önce bir alay asker sonra bir tümen ve bin beş yüz gönüllü
Bu top mudur bizi talan eden bu top mudur mahveden
Ve alıp götürdüler sonrası savaşın
Müzesinde Anteplinin ramazan topu var şimdi Paris’in
Aralıktı aylardan soğuktu
Yanıyordu Antep kanıyordu üstelik
Altı bin üç yüz on yedi şehit
Nice babayiğitler gitti fidanlarımız eğildi dallarımız kurudu
Ve 25 Aralık 1920 Antep Özgürdü
Gerisin geriye döndüler memleketlerine
Önce bir alay asker sonra bir tümen ve bin beş yüz gönüllüydüler
Başları önlerine eğik omuzları düşük
Dayanamadılar bir avuç Antepliye
Vay anam vay vay ki vay
Vay dünya vay
Gül Antep gül
Eğilmedin asla güce olmadın esir
Yazdırdın destan
Destan üstüne destan
Destan okuduk altı kuşak
Bir altı kuşak daha ve ömür boyu okunacak bu destan
Ey özgürlük Gaziliktir sana yakışan unvan
Pınar Atay 23.11.2008 Gaziantep
Ey bin yıllık sevdam,Türk İslam yurdu
milliyetçilk desen var, dincilik desen var... adı da şiir
ALLAH(C.C) herkese,iki göz iki kulak verirken bir tane dil ,iki el ve tepemizde kocaman bir beyin vermiş....içini de akılla doldurmuş....düşünenler için elbette ne ibretler vardır....
Saygılarımla.
Önce öldürüyoruz, sonra da 'canınız kutsalmış eyy maktuller! '' diye itibrlarını iade etmeye çalışıyoruz.
Bunun herhangi bir şehirle alakası yok, pektabi ki Maraş'la da..
Günün şiiri olarak seçilen Kahramanmaraş konulu şiir vesilesiyle kimileri kabuk bağlamış yaraları kaşımayı fırsat olarak değerlendirmiş. Üstelik tek pencereden bakılarak, üstelik mezhep farklılıklarımızı kalın çizgilerle öne çıkararak yapılmış bu kaşıma.
1978 yılının 19 Aralık günü başlayıp 26 Aralık gününde kontrol altına alınabilen bu olaylar Türk insanının birtakım oyunlarla birbirini boğazladığı yılların en dramatik sahnelerinden biridir. Olayların esas çıkış nedeni ‘’Güneş Ne zaman Doğacak’’ adlı bir filmin gösterildiği sinema salonuna kimliği meçhul kişilerce (Bu bomba atma olayı Ökkeş Kenger – Şendiler –‘in üzerine atıldıysa da Kahramanmaraş olayları davası adı altında yapılan yargılamada adı geçen kişi bu suçlamadan berat etmiştir) atılan bombanın akabinde patlak veren olaylarda karşılıklı onlarca kişi rahmetli olmuştur. Bu olaylar bazı yazılı ve görsel basının millete dayattığından çok farklı boyutlara sahiptir. Bu olaya ülkemizdeki mezhep ayrımcılığına zemin oluşturmak üzere alev-Sünni çatışması kılıfı daha sonra giydirilmiştir. Benzeri Çorumda da yaşanmıştır. Ülkemizin başka yerlerinde de tezgâhlanmaya çalışılmıştır. Hala bazı mihraklar (muhtemelen bu olayları tezgahlayan mihraklar) bu olayların açtığı yaraları kaşıyıp Alevi-Sünni ayrımını diri tutmaya çalışmaktadır. Biz aydınlara düşen eski yaraları kaşıma yerine bu ülke insanının kardeşliğinin tesisine, kuvvetlenmesine yönelik faaliyetler yapmaktır.
Kendini ak kaşık ilan edip farklı olanları katil, kötü göstermenin kimseye faydası yoktur. 1980 öncesinde yaklaşık ONBİN genç insan hayatını kaybetmiştir. Hayatını kaybedenlerin yarısı bir siyasi görüşün, diğer yarısı başka bir siyasi görüşün mensuplarıdır.
Siyasi tercihi, etnik kökeni, dini tercihi, mezhebi ne olursa olsun her insanın (Vatana ihanet etmediği sürece) canı kutsaldır. O zaman geçmişte meçhul mihrakların kışkırtmaları ve tezgâhları ile çıkan olayların bıraktığı yara izlerini kaşıma yerine o yaraları tamamen iyileştirecek ilaçları geliştirmekte, kardeşlik bağlarını güçlendirecek yaklaşımlarda bulunmakta yarar vardır.
Selam ve saygılarımla.
çok güzel bir çalışma gerçek bir destan böyle güzel yazılır,kutluyorum eyvallah.mustafa nuri inanç-sufist_05
Türk-İslam birliğine gark olmuş bir şiir. Hocam dilinize sağlık Allah(cc) razı olsun
hiç bir vatan toprağı boş değil. sanırım bunu bildikleri için bizi yıkmaya çalışanlar önc kardeş kavgasından başlıyor işe. yüreğinize sağlık.
Bu şiir ile ilgili 34 tane yorum bulunmakta