Destandır Develi Şiiri - Gürhan Olcaytürkan

Gürhan Olcaytürkan
183

ŞİİR


8

TAKİPÇİ

Destandır Develi

Geldikçe uzaklaşan
Gittikçe gelen yârimsin Erciyes
Nice sevdalara eşlik ettin
Bağrında nice âşıklara ilham verdin
Başın her daim dumanlı
Söyle derdin nedir Erciyes
Göç verdin gurbet ele yıllarca
Âşıkların sazında türkü oldun
Gurbetçinin gözlerinde yaş
Yazdığı mektupta söz
Hasretin dildeki suskunluğu oldun
Söyle derdin nedir Erciyes
Ne acıları sardın kefen niyetine
Ne sevinçleri bürüdün ak rengine
Davullar çalındı damda düğüne davet için
Ağıtlar yakıldı Develioğlu Mehmet için
Zala ananın haykırışı
Yapma dayıoğlu Ali oynama silahla
Erciyes’in akı bulandı allara
Osman’ım kurtar yavrumu
Elin altında çırpınır Mehmet’im
Düğün tuttuk ocak kurmaya
Sala eşlik etti kabir başında ki duaya
Develim söyle derdin nedir
Ağ gelinin ahtı yankılandı
Yiğidi koymadı eşkıyanın yanına
Ağ gelinin taş kesen bahtı
Âşıkların sazında dile geldi yıllarca
Develi’m söyle geçmişin nedir
Mustafa Kemal Paşa haber saldı
Kamberli Osman’a, Osman Çoşkun’a
Kiske Köyü’nden başladılar atlı toplamaya
Sekiz ay çarpıştılar göğüs göğse amansızca
Haçın /Saimbeyli’yi işgalden kurtardılar
Vatanperverleri elleriyle ahrete uğurladılar
İki tane kırmızı şeritli
İstiklal madalyasını Develi’mize sundular
Develim söyle geçmişin nedir
Binbaşı Ali Faik Bey’in oğlu Yakup Kenan Arıkan
Yemen ve Filistin cephesinde şehit bıraktı üç canan
Esir düştü İskendiriye’de İngiliz’e
Sonra katıldı Çanakkale, Sakarya cengâverine
Sakarya İstiklal madalyasını o da sundu Develi’mize
Sultan Alparslan yeğenini emanet etti
Dev Ali
Hıdırellez’den Gala Dağı’na atlayarak
Ayak izini buraya yetti
Bir deli kuyuya taş atmış
Kırk akıllı onu çıkaramamış
Deli Ahmet
Şıhbarak’tan Arjantin’e yol almış
At ilen gemi ilen kimse çıkaramamış
Ticaret denince akla ilk geldin Develi’m
Ali Rıza Göver hemşerim
Bak ne der senin için
Birinci işi kar için
İkinci işi nam için
Üçüncü işi ziyan için yaparsın
Bu sözlerimi ekmek teknenin bir yerine asarsın
İskarpin dedin mi akla gelir Develi
Develioğlu Ömer’im bak ne dedi
Ağalar iskarpin giyer, fakirler çarık
Oda gönden, oda gönden
Ağalar baklava yer, fakirler çörek
Oda undan oda undan
Develi’de Hak’a açılır her daim eller
Mustafa Köksal Asım hocamı anmadan olmaz
Peygamberimiz adlı eserini okumamak olmaz
Kendi kelamı ile
Günahlarım üzerinde bir damla yaş bu eserim,
Onu belki eritecek yavaş yavaş bu eserim
Develi aşığı ararsan çok
Ahmet Gürlek hocamı bilenler çok
Develim söyle yârin nerde
Seyrani’min dilinden aktı sazına sözler
Kimler geldi atıştırmalarda pes edip gidenler
Develi’den İstanbul’a yol eğlediler
"Yedi yıl eğlendi, kaldı Seyrani
Bütün tahsil etti ilmi irfanı
Sendeyken her türlü mürüvvet kanı
Bulmadın derdime çare İstanbul"
Bağ bozumu kaynar kazanlar
Erciyes’in karına katık pekmezin
Dertlinin devası oldu çamurun
Zile’deki acı suyun
Birde cıvıklına eşlik eder soğukça suyun
Develi’de kurulur Salı Pazarı
Köylerden gelir eş dost akrabası
Bir köşede anaların bakraçlarda ki yoğurdu
İnce bellide yudumlanır dedelerin dostluğu
Kıraç dağlıklarında yetişir Epce’nin‘’gacer otu’’
Ondan yaptın mı ekmeğini pilavını aşını
Deva olur hastalara dertleri gacer ile geçer
Elbiz’in suyu bahçelere candır
Merav’lar o suları bahçelere vardır
Evlerde çemen karılır
Paşaların kırmızıbiberi olmadan tadı yarım kalır
Develi’den çıktı çok âşıklar, ozanlar, şairler
Orhan Cebeci’nin kaleminden selam gönderdiler
Arabacı
Yolun bizim Develi’ye uğrarsa selam söylersin
Soran olmazsa
Zengin olduğumu söylersin
O zaman anamı da sorarlar, baba mı da
Zile’den Bakırköy’e zabıtalar götürdü Dilber’i
Eşi Mustafa’yı, oğlu Recep’i son kez gördü
Kara trenin koltuklarında kolları bağlı
Sinmiş gözlerde kim bilir ne acılar saklı
Tedaviden sonra döndü memleketine
Delilik eklendi adının önüne
Nerde yatar şimdi bilinmeye
Gurbette yolum düştü Fizan’a
Sordum köyümü, lakabımı
İbrahim Kozanoğlu’na
Mustafa Taş hocama
Fayız’lar derler size
Göç vermişsiniz hep yaban ele
Kadir Özdamar hocam oldu vesile
Beni tanıttı tek tek hemşehrilerime
Kırkımdan sonra gördüm memleketimi
Suyundan kandım
Havasına sardım hasretimi
Yukarı Develi’den kadim dostum Metin Özçimen ile
Senelerdir yazdık çizdik
Şimdi geldi sıra memleketimize hizmete
Bir acı kahvenin varsa kırk yıl hatırı
Hakkınızı helal edin
Fayızlar’dan Gürhan’ın hemşerilerine kalır satırları

Gürhan Olcaytürkan
Kayıt Tarihi : 30.5.2014 12:04:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Gürhan Olcaytürkan