bütün gün koynumda iğde dalıyla gezdim
herkes incindiği yerden bitti başlarken
dilde erilen sırça köşkün sahibi
kusurlu herşey herkesin birinden
güneş indi ve beni de indirdi
zerdüştün dağından düze
dedim yüzümün kepengi, sümbül, leylak
ve bağışlanmış kök
gümüş simlerle donattı başımı üzgü
bir divan kaleme aldım kusurlu lisanımla
kurtarmaya indim kusurlarımı
kurtarmaya seğirttiğim batık yeryüzü
yoksullar, ezilmiş horlanmışlar
inceldikçe incelen seçicilik ve hüner
böyle mi başlıyor
bunca kısa ve dümdüz
öğrenmeye durduğunuz hikmetli sözler kimin
nihayet bildiği gibi eridi zaman
herkese bir
daraltılmış olmalı benden evvel kelam
neyi söksem neresinden açsam duvar
herkesim yaralı ve geç varıyorum her şeyime
sonradan anlıyorum ah
suyun çatlayıp, ateşin yağdığını
dokunduğum keten kumaşların kusuruyum
hummayla sevdiğim vazgeçtiğimle aynı
beni çözen dil herkese düğüm
okuyanın yazanı yazanın okuyanı bulmadığı
ululanmış suyun bulanmış çölü
~
Nevin SubaşıKayıt Tarihi : 3.10.2024 08:21:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Evreni gerçekten görebilmiş olsaydık belki onu anlardık.
J.Lois Borges / Kum Kitabı
TÜM YORUMLAR (1)