Yıllar Sonra Gelen Mektup (Sevgiliden)
Yıllar geçti…
Ama içimdeki pişmanlık hiç geçmedi.
Ardına bakmadan gidişim, her gün içimde kanayan bir yara oldu.
Sana yaşattığım acıları düşündükçe vicdanım susturmaz oldu beni.
Affet demek için belki çok geç ama bu satırları yazmadan da duramadım.
Biliyorum, kırdım seni…
Biliyorum, hak etmediğin sözler söyledim.
Kıymetini bilmedim, sen deli gibi severken ben gururuma yenildim.
Şimdi geriye dönüp bakınca anlıyorum,
Kaybettiğim tek gerçek şey sendin.
Affet beni…
Belki yüreğin yumuşar, belki yıllar aradaki buzları eritir.
Belki de bu satırlar hiçbir şeyi değiştirmez.
Ama ben yine de söylemek istiyorum:
Pişmanım. Bin kez pişmanım.
Gece yarılarında adını sayıklıyorum hâlâ,
Sessizliğimde senin gülüşün yankılanıyor.
Boş odalarda gezinen anılar hep seni arıyor.
Eğer bir şans daha olsaydı korurdum seni korkmadan.
Ne olur bil ki, “değiştim” diyeceğim kadar kolay değil belki.
Ama öğrendim sevmenin ne demek olduğunu sensiz geçen her gün.
Gönlün ne derse o olsun, mutluluğun yolunu açarım uzaktan da olsa.
Dilerim huzur bulursun; ben de pişmanlıkla seni sevdiğimi saklamam artık.
Sevgilerle…
Yıllar Sonra Gelen Mektuba Cevap
Sevgili…,
Yıllar sonra “affet beni” diye başlayan bir mektubun geldi elime.
Her satırında pişmanlık, her kelimesinde mahcubiyet var.
Belli ki ardına bakmadan gidişinin acısı yıllarca içini kemirmiş, susturamadığın vicdanın konuşmuş yerine.
Ama bilmeni isterim: ne değiştirirdi ki bu saatten sonra?
Kabuk bağlamış yaralarımı yeniden kanatmaktan başka ne işe yarar yazılan pişmanlıklar?
Ben affetsem bile, kırdığın şu yüreğim affeder mi sanıyorsun?
Sırf senin vicdanın rahat etsin diye mi helallik istiyorsun?
Onca gözyaşımın telafisi var mı?
Kanattığın kalbimin affı var mı gerçekten?
Söylesene: yıllar sonra yazdığın bu mektup mu affettirecek seni?
Ben unutmak için aylarımı, yıllarımı verdim.
Acılarla yoğruldum, anılarla büyüdüm.
Şimdi pişmanlığınla kapıma geldin ama geç kaldın.
Üzgünüm; geçen zaman beni olgunlaştırdı, aradığın o eski ben artık yok.
Giderken kendi ellerinle öldürdün onu,
diri diri gömdün geçmişinle beraber.
Şimdi boşuna arama beni, boşuna susturma vicdanını.
Çok ağladım ben, sokaklarda, karanlık odalarda…
Ama bitti. Affetmiyorum seni.
Ve evet, hakkımı da helal etmiyorum.
Şunu bil: affetmiyor olmam, sana kötülük olsun diye değil; kendimi korumak içindir.
Kendime verdiğim sözler var; yeniden güvenmenin sınırları, hatırlanmaması gereken sözler, tekrar yaşanmaması gereken acılar.
Sen pişmanlığını yazarken ben sınırlarımı çiziyorum; artık eskisi gibi değilim çünkü öğrendim sınır koymayı.
İçimdeki yarayı iyileştirmek zaman aldı; o emeği hiçe sayamam.
Ne affa yer var içimde ne de umuda.
Bu sayfa sonsuza dek kapandı.
Kayıt Tarihi : 26.4.2025 11:29:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
beğeni ile okudum
dilinize sağlık
Teşekkür ederim var olun??
TÜM YORUMLAR (1)