Dertlerin Babası Gibi

Doğsaydın başıma bir öğlen vakti
Sıcacık fakirin sobası gibi
Bekledim gelmedi özlemi yaktı
Lekeli yüzlerin kabası gibi

Karanlık inince korkular başlar
Kalbime rutubet kokusu işler
Ruhumu kemirir çelikten dişler
İblisin elinde yabası gibi

Yüreğim sevdaya parlak ziyadır
Emeksiz sevdalar yüze riyadır
Visale ermeler dipsiz rüyadır
Mazlumun otağı obası gibi

Olur mu diyetsiz sevdim demekle
Kurtlar sofrasında lokma yemekle
Ferhatı görseydin az bir emekle
Dağları deldiren çabası gibi

Ömrümden geriye kalan darası
Kapanmaz vurulan hançer yarası
Bedeli ödenmiş ömür kirası
Kuruldum dertlerin babası gibi