Dersim Şiiri - Burhan Güler

Burhan Güler
106

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Dersim


Dersim
Dağların kadim sessizliği o yıl başka türlüydi.
Sanki her kaya, her toprak parçası, göğe kapalı bir sır gibi
içinde saklıyordu 1938’in karanlık sesini.
Dersim, o günlerde yalnız bir coğrafya değildi;
acıyla sınanmış bir halkın kaderiydi,
binlerce yıldır kendi dilinde yürüyen bir tarih.

Sabahın erken bir vaktinde
vadilerin üzerine ağır bir gölge düştü.
Ne kuşlar öttü o gün,
ne de sular bildiğimiz gibi aktı.
Kadim zamanların masalını taşıyan nehirler bile
kederle sustu.
Ve insanlar, yurt bildikleri dağların arasından
bir ağıt gibi savruldular.

Bir çocuk düştü önce sessizliğe,
ardından bir ana.
Bir annenin gözleri vardı sonra
yıllar boyunca unutulmak istenen,
ama her hatırlandığında toprağı titreten.
O gözlerde, hem yasın külleri
hem de direnişin ilk kıvılcımı vardı.

Çünkü Dersim’in hikâyesi
sadece ölümün değil,
bir halkın kalbindeki inatçı yaşamın
uzun soluklu anlatısıydı.
Dağlar bunu biliyordu,
rüzgâr bunu biliyordu,
tıpkı eski dengbêjlerin sesleri gibi
yüzyılları aşan bir hafıza
her kıyıya, her vadiye sinmişti.

Sonra zaman aktı.
Ateş söndü, barut kokusu dağıldı,
ama sessizlik hiçbir zaman bütünleşmedi.
Çünkü bazı yaralar
toprağın altına gömülse bile
yurdun üzerinde büyür.
Dersim’in yarası da öyleydi:
unutuldukça hatırlanan,
susturuldukça çoğalan.

Ve ben şimdi biliyorum:
her şey bitti denilen yerde
bir halk yeniden başlar.
Dersim’in acısı,
Mezopotamya’nın uzun nefesine karışmış
bir hikâyedir artık
ne tamamen karanlıkta kalan,
ne de bütünüyle aydınlığa çıkan.

O hikâye,
bir yurt kaybının değil yalnız,
kendini yitirmemek için verilen
uzun bir mücadelenin adıdır.
Ve dağlar hâlâ anlatır onu:
bir halkın suskun ama yenilmez
yüreğinin derin yerlerinden gelen
o kırılmaz sesi.
Burhan Güler

Burhan Güler
Kayıt Tarihi : 20.11.2025 23:52:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!