Derince Şiiri - Mehmet Demirkapı

Mehmet Demirkapı
229

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Derince

Derince,
Çocukluk yıllarım.
Şu anda sendeyim, seninleyim.
Seninle olmak, iliklerime kadar ıslanmak var.

Dokuz, on üç yaşlarım,
Burada, bu evde geçti.
Ne güzel evdi.
Bizim gecekondumuz.
Bir gecede yapmıştık.
Yüz elli mumluk ışıklarla çalıştık sabaha kadar.
Sabah güneşinin doğuşunu,
Bir kere daha hatırlarım.
Kiremitlerin örtülüşü, duvarların örülüşü
Sonra bir hafta içinde,
Oda oda bitirip içine geçmiştik.
Rengi gene yeşil, yıl 1999
Biz yeşil bırakmıştık 1973 de
Bahçesinden ne domatlar koparttık,
Öğlen yemeğimiz olurdu.

Kardeşim Ahmet ve ben,
Yağcı İsmail, Kör Hüseyin
Hatırlayamadığım diğer arkadaşlarım…
Dayımdan aldık arsayı, sarı Şaban

Sabahları kalkar, ona geçerdik, komşumuzdu.
Yarım limonu sıkar saçlarına yedirirdi.
Hayranlıkla izlerdik, saçları dalga dalga olurdu.
Şimdi anlıyorum, o da modayı takip ediyordu.
Amerikan aktörleri öyle yapıyordu o yıllarda.
John Wayne, Clark Gable gibi…

Şimdi dayım yetmiş iki yaşında,
Saçlarında sarılar var.
Gözleri mavi, sakalında sarılar var.
Beyazlar arasında o şimdi “yaşlı”
Aradan otuz yıl geçti,
Ne değişti sanki ne geçti

Bizim evin sağı solu doldu.
Gecekondu evleri, plansız dip dibe, işte öyle.
Bizden evi alan ebe hanım yine evde.
Satmamış. Bir ev kocatıyor insanı.

Bizim evde o yıllarda,
Salı günleri özeldi.
Türk sineması olurdu televizyonda.
Mahallede sadece bizde vardı televizyon.
Babam Almanya’dan getirmişti.
Bütün mahalle bizde olurdu,
Çaylar şirketten…
Giriş hem hol, hem salondu.
Dört odası vardı, biri mutfak.
Biri misafir, iki yatak odası vardı.
Yemekleri mutfakta yer, mutfakta otururduk.
Kışın kuzinemiz yanar,
Ekmeğimiz ve yemeğimiz onda pişerdi.

En çok “kapıcı” reklâmını severdik televizyonda,
“Kapıcı, donuyoruz kaloriferi aç!
Kapıcı, yanıyoruz kaloriferi kapat! ”
İzocam reklâmı,
Bir de Çinturato Pirelli

Niye bu filmler aklımda kaldı?
Çünkü çizgi filmdiler.
O zamanlar o kadar çizgi film yoktu.
Pembe Panter’den başka

En çok sevdiğim kovboy filmleriydi.
Çok isterdim hep bir çift silahım olsun,
Hiç olmadı…

Evimizin altında bir kömür deposu vardı.
Tarkan’ı çok severdik, çizgi kahramanı.
Zagor’u, Tommiks’i ve diğerlerini…
Önce okur sonra satardık,
Harçlık yapardık…
Bir gün kardeşimle para biriktirip,
Annemden habersiz, bir tepsi simit sattık.
Ben dörde, Ahmet bire gidiyordu.
Cuma günleri pazardı, su satardık.
Pazarları ise stadyum yeni açılmıştı,
İki kilo çekirdek alıp,
Statta bardak bardak satardık…
Bakkaldan sana yağı kutusuna koyarak.
O zamanlar kutular da ağaçtı, sağlamdı.
Komşularımız da sağlamdı.
Herkes birbirini tanır, sever sayardı.
Herkesin bir işi gücü vardı,
Az kazanırdılar, ama huzurluydular.

Deniz dibimizdeydi.
Sadece beş yüz metre ötede.
Öyle kirli de değildi.
Canımız sıkıldığında, tren yoluna giderdik.
Özgürdük alabildiğince…
Önce E–5 te sigara izmariti toplar,
Ardından keyif çatardık,
Tren yolundaki mıcır dağının üzerinde
Aramızda yarışırdık arkadaşlarla,
Kim en çok Samsun, Maltepe izmariti toplayacaktı,
Üstelik en uzununu…
Ara sıra Marlboro bulduk mu yolda,
Keyif tam olurdu…

Derince, şimdi sendeyim.
Ve hep senle oldum.
Yine seninleyim…
Ayrılık zor,
Ayrılmak zor!
Bu sokak bizim sokak,
Bu küçük ev bizimdi,
Biz buradaydık.
Şimdi yokuz,
Çocukluğum yok Derince,
Çocukluğumun hayalleri,
Yokuz,

D E Rİ N C E…

İzmit-Derince 4.ağustos.1999
(Deprem sabahından 13 gün önce.)

Mehmet Demirkapı
Kayıt Tarihi : 3.3.2013 23:30:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Deprem sabahından onüçgün önce...Çocukluğumun geçtiği o eve bakarak,hıçkırıklarla yazdım geçmişi...İçinde kimler yoktu ki? Bir çocuğun hayallerinin ötesinde ne varsa,hepsi bu küçük evde yaşanmıştı...Dört köşeli gecekondumuz...Ve sevdalar katan yoğurtçumuz...Bütün esrarını kaybetti zAMAN,her şeyin her an bilinmediği zamanlarda,dev gibi hayallerimiz vardı...şimdi neyimiz var?

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mehmet Demirkapı