sen gittiğinden beri güneşler hazin batıyor buralarda
batıyor bin bir gece masalları
içinden her gece gelip geçtiğimiz karanlığın kollarında düşler kurarken
hasretin kırıp geçirdiği şehirlerin her tarafı alev yangını
özlemin yağmalandığı sokaklarda nefes nefes yaşarım seni
yağmur yağıyor usul usul gözyaşları düşüyor sanki
uzaktan uzağa damla damla ağlıyor birileri
enginlerden kopa gelen bir dalganın sırtında aşk ve özlem fısıltısı..
bambaşka bir ışık farklı bir renk apayrı bir bulut
bir yakamoz yansıması
konup bir tomurcuğun kızıl dudaklarına ılık bir düş vaktine adamaktır kendini
belki bir serçe yavrusudur yüreğimizde öyle ürkek öyle nazlı
ölümsüzlüğün adıdır belki güneşe aya ve gökyüzüne yazılı
bir lamba yanıyor hafif ve sarı kaç ah bölüyor rüyaları
üstümde gök altımda toprak her yer yabancı
azat olsam yüreğinden başka gidecek bir yerim bile yok
hiçbir adresin sokağı caddesi şehri de yok
bir zaman gelir devran döner bir kutlu kapı açılır ansızın
günahlardan arınmış günlük güneşlik
hasılı peydahlanır gece ile gündüz
sağanak çise bardaktan boşanırcasına
yaz yağmuru nisan yağmuru bahar yağmuru
kış yağmuru
ışıklanmış kırkikindi yağmurları
papatyalar henüz açmadan
akşamın rengi öyle derinleşmeden
gölgelerde farklı bir ebruli görüntü oluşmadan
insan bazen kendinde önemli bir şeyler keşfeder
bazen varlığına hükmeden trajik duygu tezahürü söz konusu
metlerin yok edemediği bir arzu bir özlem rüzgarı
bunun içindir ki hislerimizin fırtınalı uğultusu
derin okyanuslara girdap girdap akan
güz şarkılarının söylendiği ve sırlar dolusu apayrı bir hayat...
geçmiş tarih
okunan kitap
seyredilen film
yazılan şiir
yanımda katran koyusu bir çay
sigaramı yakmışım
bir gök gürültüsü tüm sesleri boğuyor
ne tuhaf …
kafayı çekmiş körkütük sarhoşum
redfer
İlyas KaplanKayıt Tarihi : 30.7.2018 19:43:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!