Karlı dağların derin vadilerinde
Zamanı önemsemeyen bir dere
Gayesiz süzülürken kendi halinde
Çiçekler açıyordu çamurlu eteklerinde
Dağların tepelerinde son kar eriyordu
İmbiklerden süzülen sular durma diyordu
O coşkuyla yol alırken berrak dere
Nerden bilebilirdi düşeceğini kedere
Şaşkınlık içinde dökülüverdi nehir’e
O anda yakalandı aşk denilen zehir’e
Önce başı döndü, sendeledi, bulandı
Döndükçe, girdaplı belaya yakalandı
Mutluydu, neşeyle taşıyordu kumlarını
Âşıktı, nehir bulandırsa da sularını
Böylece günler günleri kovalıyordu
Güneş yakıyor, nehir oyalıyordu
Önce suları azaldı, sonra kesildi
Sevdalı sularına yakıcı iklim indi
Bekledi çaresiz, yanan öbek öbek taşlarıyla
Yeniden ümitlendi, sonbahar yağışlarıyla
İlk yağmur damlaları yüzünü serinletti
Nehir’e olan sevdasını gölcüklerde bekletti
Bir sabah buz gibi bir rüya ile uyandı
Donuyordu onu saran beyaz tufandı
Öylece bir zaman bekledi, esecek lodosları
Kıyısında çiçeklerini açacaktı, eski dostları
Nihayet, ılık bir sızı ilk buzu deliyordu
Rüzgârlarla baharın kokusu geliyordu
Kımıldandı çıtırtılarla hafifçe çırpındı
Âşık olduğu nehir‘e kavuşması yakındı
Dağlar şırıltılarla seslendi yükseklerden
Yeniden sevda ile döküldü tümseklerden
Nihayet bir akış tutturdu türkü tadında
Çağıltılar duydu coşkulu çok yakınında
Büyük bir hasretle saldırdı sevdalı sularıyla
Hafifçe yükseldi nehir umursamaz duvarıyla
Dere umut içinde çaresizce atıldı gözden göze
Nehir bırakıverdi onu tadı tuzu farklı denize
Geç anladı umutsuz sevdaydı, sevilmemişti
Çağırılmadan gitmeyi çok acı öğrenmişti
Bu devran dünya döndükçe tekrarlanacaktı
Sevilmeden sevenler hep böyle yanacaktı.
Kayıt Tarihi : 6.4.2007 19:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
iyiki yorum yapmim dedim ha:) neyse sen anlarsın hadi görüşürüz. sana yemek borcum baki! sen çorba olsun dedin ama! yemek çorba kahve dondurma tatlı vs... olabilir. ben senin gibi CİMRİ DEĞİLİM:D :D :D şaka şaka:D
TÜM YORUMLAR (2)